Isparta’nın Aydınlığa Adım Atış Günü
1918’li yıllarda Isparta’mızın sadece iki cadde-sokağı gazyağı ile beslenen sokak kandil-lambalarıyla aydınlatılıyordu geceleri. O dönemin sade ve özlemli (özlenen) atmosferini hayal etmek gerçekten etkileyici. 1918 yıllarında gazyağı lambalarıyla aydınlanan sokaklar, şehrin o zamanlar ne kadar farklı bir şekilde yaşandığını gözler önüne seriyor. Isparta’mızda elektrik henüz yaygınlaşmamışken, bu tür lambalar hem teknoloji hem de yaşam tarzı açısından Isparta şehrinin o dönemki ruhunu yansıttığının manzarasını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Isparta’nın tarihi, geçmişin bu dokuları ve hatıralarıyla adeta birer hikâye gibi geliyor.
Sabuncuoğlularından Gayrimüslim Hacı Eşber her sabah erkenden kalkar. Ailesi Hz. İsa sever olmasına karşın kendisi sesli sesli Bismillah diyerek işe başlar. Çektiği besmelenin sesini yan komşusu Müslim astar tüccarı Alabaşoğlu Ali’nin kulağına gelirdi. ”-Bizim Eşber çocuk yine görevine gidiyor. Bir elinde gazyağı bardağı sırtında ağaç merdiveni ile aydınlığa yelken açıyor” derdi.
Elinde gazyağı testisi ile Isparta Rumlarından Eşber çocuk Isparta sokaklarında tanınır; saygı görürdü.. Kendisine Ispartalılar “Areşoğlu” takma dını bile takmışlardı. Isparta’ nın gözde iki caddesi ve birkaç sokağında bulunan sokak aydınlatma lambalarına gazyağı takviyesi yapardı.
Rum delikanlısı Ispartalı Eşber ’in Kaynana Tulu adında eşeği hep yanında, eli kulağıydı.
Rum delikanlısı Eşber, bu yükseklikteki sokak aydınlatma amaçlı gaz lambalarına ulaşmak için sırtında yorulmadan taşıdığı bir ağaç merdiven kullanırdı. Yanında ise eşeği Kaynana Tulu ona eşlik ederdi. Tulu’nun heybesinde, eski bezlerle sarılarak kırılmaktan korunmuş, Suriye’den getirilmiş lamba gazyağı dolusu bardaklar bulunurdu.
Gaz lambaları için Gazyağı takviye işi bitince de kendisine başka bir işe koyulur.
İşi bitince Mevlevi Dergâhına gelir. Dergâh dedelerinin özel su testilerini, tahta korumaları ile birlikte hazırlar. Dergâh ahırına iner. “Kaynana Tulu” adını taktığı kadrolu Mevlevi dergâhına ait eşeği ahırdan eşekle konuşurcasına çıkartır.
Dere Bezirgân şelalesi havuzlarından Dergâh dedelerinin şifalı sularını doldurmak üzere yol alır. Gün boyu dergâhta dinlenir, karnını dergâh kilerinde doyurur. Akşama doğru da sabah gaz takviyesi yaptığı otuzdan fazla sokak lambalarını tek tek elindeki çıra ile yakar.
Sokak aydınlanmasını sağlayan gaz lambaları, kapaklı bir fanus içinde bulunur ve oldukça yüksekte yer alırdı. Tırmandığı merdiveni her zamanki gibi Şakiroğlu Hacı Mustafa’nın kapısının önündeki kümes arkasına koyup; dergâh sohbetlerine katılmak üzere Tulu’nun yularından tutup; Mevlevihane’ ye gider.
Belediye Başkanı Sülfürde (Süldür) Nadir Efendi, Hacılar oymağı (şimdi köy) Yörük kervancıların yirmi devesini Peygamberler Diyarı Şanlıurfa’ya göndererek, kış aydınlatması için gaz temin eder. Bu gazlar, yirmi okkalık (litrelik) Uluborlu yapımı kalın teneke bidonlarla taşınırdı. Sokak gaz lambalarının gazları her iki günde bir yenilenir, bu sayede vatandaşların karanlıkta çamur yığınlarına dalmamaları sağlanırdı.
Ancak medrese görevlilerinin etkisiyle valiler, önerilen elektrik santrali yapımına sıcak bakmamışlardı. Bu zorluklara rağmen, Süldürzade Nadir Efendi, yeni valiyi ikna ederek suyla çalışan bir elektrik santrali kurulmasını sağlar.
Sonunda bu zorlu süreç tamamlanmak üzereydi.
Aylar sonra Belediye Başkanı Süldüroğlu Nadir Süldür’ ün liderliğinde, Romanya’dan iki adet jeneratör sipariş edildi. Bu jeneratörler, Dere Andık Çağlayanı’ ndan alınan suyla çalışacak ve elektrik üretecekti. Sancak Isparta’sı, yavaş yavaş ışıl ışıl bir hale gelecekti. Bu, geleceğe dair büyük bir öncü girişimdi. Karanlığa karşı kazanılacak bir savaştı.
Isparta’nın Aydınlanma Yolundaki Tarihi Günü
1 Mart 1918 Cuma günü, güneşli bir havada, Isparta Mutasarrıfı Vali Haydar Bey ile Belediye Başkanı Süldürzade Nadir Süldür Efendi arasında bir tarihi anlaşma imzalandı.
Abdi Paşa (Peygamber) Camii’nde Cuma namazından çıkan cemaat, şadırvan yanındaki taş masa etrafında toplandı. Masa üzerine Medine emirliğinden gönderilen hediyelere sarılı bohça örtüsü serilmişti. 1916 yılında Isparta Belediyesi’nin Mekke Şerifi Emir Hüseyin’e gönderdiği bakır güğümlere doldurulmuş gül sularına karşılık olarak Emir Hüseyin, el yazması bir Kur’an-ı Kerim ile Yüce Peygamberimiz döneminde kullanılmış işlemeli bir bakır gül ibriği göndermişti. Isparta için bu, hayırlı ve unutulmaz bir görüntü oluşturmuştu.
Mevlevi Dedesi Ali Dede Efendi, taş masa etrafındaki yerini aldı. İlk sırada yer alanlar arasında; Tütüncüzade Mehmet Ali Efendi, Çallızade Mustafa Necip, Ciğerzade Hacı Mustafa Ağa, Hamamcızade Ethem Ağa, Mutasarrıf Vali Haydar Bey, Pabuççu Şatıroğlu Hasan Hüseyin, Mavi Oğlu Osman ve Kaçkınzade Ahmet Efendi gibi nüfuslu kişiler bulunuyordu.
İkinci sırada ise Pisidia (Isparta) Metropoliti Yerasimos Çenelidis, Rum ve Acem (Ermeni) cemaatlerinden nüfuzlu tüccarlar; Yordan oğlu Yani, Agop oğlu Kasti, Uncu Vasili, İlyaz oğlu Durmuş ile cami avlusundaki halk ve dışarıdaki mezarlıklarda toplanan yüzlerce insan yer alıyordu.
Elektrik Santralinin Kuruluşu ve Tarihi Anlaşma
Mutasarrıf Vali Haydar Bey, dua etmesi için Ahi kasap ve Mevlevi Dedesi Ali Dede Efendi’ye işaret eder. Isparta’da Dere Bezirgân sularıyla çalışacak elektrik santralinde görev alacak kişiler arasında: Isparta Acemlerinden Agob oğlu Kirkor Efendi ve Rum cemaatinden Simyon oğlu Kastanti yer alır. Bu iki kişi, eğitim almak üzere Romanya’ya kırk günlük kursa gönderilir.
Medrese görevlilerinin baskıları nedeniyle Müslümanlar arasından hevesli bir elektrikçi çıkmaz. Bunun üzerine Vali Haydar Bey, şu açıklamayı yapar:
“İlk defa halkın çağın tekniğinden yararlanması için, Isparta Sancağı Elektrik İdaresi Başkanlığı’na doğruluk ve ciddiyetiyle tanınmış bir zat olan, memleket ahvalini ve halkın ruh yapısını iyi bilen hukukçu, Belediye Başkanı Nadir (Süldürzade) Efendi’ye veriyorum” der.
Elektrik İdaresinin Kuruluşu ve Kutlama
Tellal Tatar Kamil Ağa, dua bitiminde halkı Süldürzadelerin konağı önüne davet edilir. Bu kutlama, Isparta’nın aydınlanma yolundaki önemli bir adım olarak tarihe geçer.
Elektrik santralinin ve şirketinin kuruluşu ilan edildikten sonra dualar edilir. Ardından Hisar Mahallesi’nde, Süldürzadelerin konağı önünde bulunan geniş boşlukta yer sofraları kurulur ve yemekler yenir. Mutasarrıf Vali Haydar Bey, Elektrik İdaresi’nin kuruluş beratını, tuğrasını, duaların ardından Belediye Başkanı Nadir Süldür Efendi’ye teslim eder.
Isparta’nın Elektriğe Geçiş Heyecanı
Sancak Isparta halkı, Cuma günü erken saatlerde şimdiki Tuhafiyeciler Sitesi’nin bulunduğu alan (o dönem Büyük Mezarlık) ile Kavaklı (Abdi Paşa-Peygamber) Camii arasındaki boşlukta bir araya geldi. Halkın ellerinde, o dönemin aydınlatma araçları olan mum, kandil, kavlı çakmak taşları ve bazı kişilerin ellerinde petrol lambaları vardı.
Yan tarafta ise Sancak Isparta’sının Müslüman ve Gayrimüslim cemaatlerinin kadınları toplanmıştı. Kadınların ellerinde çıra ve Hititler döneminden kalma binlerce yıllık ülüklü (boyunlu) toprak kandiller bulunuyordu.
Halk, eski aydınlatma araçları ile yakında kullanılacak olan elektrik lambalarını kıyaslıyor, bu tarihi değişimin heyecanını yaşıyordu. Kısa süre içinde, Belediye Başkanı Nadir Süldür Bey’in öncülüğünde elektrik üretim santrali kurulmaya başlanacaktı. Sokaklar, evler, camiler ve kiliseler, çağın icadı olan elektrik lambalarıyla aydınlanacaktı.
Bu yenilikle birlikte, Mutasarrıf Isparta Valisi’nin Belediye Başkanı Nadir Bey’e verdiği devlet yetkisiyle hayırlı bir işe girişilecekti. Halkın heyecanı ve sevinci, Isparta’nın aydınlığa doğru atacağı bu büyük adımın habercisi oldu.
Sancak Isparta'da Elektriğin Getirilmesi ve Bayram Havası
Belediye Başkanı Nadir Bey, İslamköy yakınlarındaki Arap Dağı bölgesinden yeteri kadar koyun ve keçi sürüsü getirtip halk için ikinci defa büyük bir yemek organize etti. Bu tören, Sancak Isparta'sında adeta bir bayrama dönüştü. Şehirdeki tüm Rum ve Acemlerin (Ermeni) yetimhaneleri ve fakirhanelerine, yeterli miktarda pişirilmiş etler toprak kaplarla gönderildi.
Ayrıca evlerinde yatalak durumda bulunan Müslüman ve Gayrimüslim hastalara, yine pişirilmiş et, pilav ve helva ulaştırıldı. Mevlevi dergâhında kalan yolcular, esnaflar ve diğer hanlarda konaklayanlara da yemek dağıtımı yapıldı.
Mevlevi Dedesi Ali Dede Efendi, bu ibretlik hadiseleri hatıra defterine işlemişti. Bazı medreselerde, kendini soyutlamış bir halde yaşamını sürdüren bireylere de yemek gönderildi.
Ancak elektriğin Sancak Isparta’sına getirilmesine karşı çıkan medrese görevlileri, söz konusu yemekleri dergâhlarına kabul etmedi. Adeta bu durumu protesto ettiler. Bazı medreselerin engelleme girişimlerine rağmen, Isparta, medeniyetin ilk ışığını Nadir Bey’in liderliği sayesinde kazandı. Bu olaylar, günümüzden tam 107 yıl önce yaşandı. Büyük bir değişimin başlangıcı oldu.
Dedelerinin hatıra notlarını benimle paylaşan saygıdeğer Yazar, Osmanlı Isparta’sının torunu, Ülkeroğulları sülalesinden tarihçi Stavros P. Kaplanoğlu’ na çok teşekkür eder, selamlarımı Osmanlı şehri Selanik’e gönderirim.
Ali Dede (Aksu) Efendi’nin hatıralarını kaleme almam için ulaştıran torunu rahmetli Ali Mete Tanrıöver’e rahmetler diliyorum.
Araştırma: Bayram AYGÜN / Isparta 2025