80’Lİ YILLARDAN 2000’Lİ YILLARA ELMANIN SEYİR DEFTERİ…
Zeki TARHAN – ANKARA
BÖLÜM: 10
İlk dikilen bahçeler, koleksiyonvari bahçeler olarak görülüyordu… Halil ÜSTÜN, bahçeyi tek cins (Golden ve Starking) yaptığı için netice aldığı ve malını piyasaya sürebildiği düşünülüyordu… 1950’ li yılların başlarında, elma üretmek isteyenler, değişik cins ve türde elmalar dikmişlerdi bahçelerine. Fakat Halil ÜSTÜN, Amerikan menşeli Starking ve Golden cinsi elmaları kendi bahçesine dikmişti.
***
Halk arasında, farklı bakış açıları ve söylem biçimlerine de tanık olunuyordu…”Halil ÜSTÜN, ticari elmaları yani; Golden ve Starking cinsi elmaları kendi bahçesine dikti, diğer tür ve cinsteki elmaları diğer vatandaşlara diktirdi.” TARHAN ise, bu konunun açıklığa kavuşmasında ısrarlıydı… YİĞİTBAŞI’ ya söz verdi:
YİĞİTBAŞI – “Şimdi efendim, Halil ÜSTÜN beyin bahçeyi tesis ettiği zaman bahçe yapanlar, çeşitli elma dikmiş olabilirler ama, KURTAY ağabeyimize eğer Starking cinsi elma gönderilseydi, dikecekti. Ve netice alınca da, Halil ÜSTÜN beyden önce bahçesini Starking’e çevirecekti. Onun için, şunu kabul etmek lâzım; malûm ağaç dikildiği zaman, aradan bir 5-6 sene geçmesi gerekiyor…”
***
HALİL ÜSTÜN RİSKİ GÖZE ALIYOR…
TARHAN – Sayın YİĞİTBAŞI, 4.11. 1950 tarihinde Mustafa KURTAY’ ın, “Aziz kardeşim bay Nedim” diye başlayan mektubunda, Mustafa KURTAY’ ın siparişini istediği elmalar listesinde, “STARKİNG” cinsi elma da var. İsterseniz listeye bir bakın.
YİĞİTBAŞI – Siz okurken fark etmedim de, bunu Mustafa ağabeye soralım.
TARHAN – Sayın KURTAY, soru size yöneldi.
KURTAY - Efendim, rahmetli İsmail Hakkı TUNCAY, benim en samimi konuştuğum bir zat idi. Büyük hizmetleri var.Kendisi bana bir gün, “Halil ÜSTÜN’ ün Starking ve Golden elmalarını nasıl diktiğini, kendilerine sorduğum zaman; “O zaman, Arifiye’ de Müdür Muavini bulunduğunu, Starking ve Golden cinsi Amerikan elmalarının Türkiye’ de Yalova’ da yetiştirildiğini, eğer riski göze alıyorsa, dikebileceğini Halil ÜSTÜN’ e söylemişler. Halil ÜSTÜN kardeşimiz de, riski göze aldığını, bir deneme yapmak üzere Golden ve Starking cinsini kendisine duyurmuş ve bu suretle bu elmalar, elma fidanlarını Arifiye’ den sağlayarak, 1954 yılında bahçesini bu elma fidanları ile kurmuş bir arkadaşımızdır.
***
KURTAY, “…Halil ÜSTÜN kardeşimize yöneltilen haksız eleştirileri hoş karşılamıyor ve kınıyorum” diyerek, ÜSTÜN’ e sahip çıkıyor ve bakın ne diyordu: “…Eğer bu elma çeşitleri daha önce denenmiş olsaydı, Halil ÜSTÜN kardeşimiz Amasya ve diğer yerli çeşitleri buraya getirip isteklilere dağıtmaz ve halkımız da bu gibi dedikodulara hedef olmazdı.”
***
HALİL ÜSTÜN’ ÜN ELMALARI 13.500 LİRAYA NASIL SATILDI?
…VE HALKIMIZ ELMACILIĞA NASIL SARILDI?!!!
Halil ÜSTÜN’ ün teknik yönden Amerika’nın en iyi elması olan iki cins elmayı (=Starking ve Golden) 1959 yılında 13.500 liraya nasıl sattığını, satışta kimlerin bulunduğunu, pazarlığın nasıl yapıldığını gelin hep birlikte KURTAY’ ın ağzından dinleyelim: “…Satışta ben de vardım, rahmetli Abdullah KUZGUN, Ben, Hasan KUZGUN alışverişte bulunduk. Halil, 20.000 lira istedi, Elma tüccarı Bozkırlı Hasan TOK 10.000 lira verdi, Halil 15.000 liraya indi… Biz, Abdullah KUZGUN beyle Halil’in üzerine yüklendik. 13.500 liraya alışveriş sağladık ve bu suretle, gazetemizde yaptığımız neşriyat üzerine, bu halk arasında büyük bir olay olarak tecelli etti. Ve böylece halkımız elmacılığa sarıldı.”
NİÇİN MAHVOLDUN, BATTIN HASAN AĞA?!!!
KURTAY’ yı dinlemeyi sürdürüyoruz…”Şunu da bilhassa arz edeyim: Ekim ayının ortalarına doğru, Halil ÜSTÜN kardeşimizin elmasını 13.500 liraya (=şimdi o zamanın 13.500 lirası, bugün milyonlara varan bir rakamdı.) satın alan Bozkır’ lı Hasan TOK, üç tane elma getirdi yazıhaneme, Masanın üzerine koydu. Kendisine kahve ısmarladım. Kahveyi içerken, eliyle dizlerine vurdu ve; “Battım, mahvoldum!!!” dedi. “Niçin mahvoldun, battın Hasan ağa?” dedim. “Yede, ondan sonra konuşalım” dedi.
***
ÇEKMECEDEN BIÇAĞI ÇEKTİM VE…
Çekmeceden bıçağı çekerek elmayı kesen KURTAY, “affedersiniz” diyerek, elmayı yiyişi ile tükürüşü bir olur… Elma, Ekim ayının daha ortalarında kabarmış vaziyette idi. Bakın o anları KURTAY nasıl anlatacaktı: “Hasan bey, hiç korkma. Elmadaki şu renk, bu elmayı sana kolaylıkla sattırır ve sen bundan iyi de kâr sağlarsın.” Ve KURTAY, elma tüccarı Hasan ağayı böylece teselli etmişti...
DEVAM EDECEK…