ISPARTA ACEMLERİNİN İKİ İNANCA DA SAYGILARI
Lozan Mübadili Ispartalı Ülkeroğulları ailesinden tarihçi, akademisyen Stavros P.Kaplanoğlu’ nun Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’ e yazdığı hem teşekkür hem de başsağlığı mesajında şöyle diyordu: ”…Farklı dini inançların ayırmadığı, (Müslüman, Rum, Ermeni) uyum içinde yaşayan ve birbirlerine destek olan, sevinçlerini,, üzüntülerini (birbirleriyle) paylaşan,aynı duygulara sahip insanların yüzyıllarca bir güzel yaşadıkları Osmanlı şehriydi Isparta…” diyordu..
Yüzlerce örnekten sözü edilen Isparta birlikteliğini Selanik’ li Osmanlı torunu hemşerimizin söylediklerini bir örnekle doğruluğunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bugünkü Kurtuluş mahallesinde (Eski İsmi İğneci Mah.) kestaneli sokakta (Ispartalılar, bu sokağın adını Kestaneli sokak derlerdi)oturan baba (ayakkabı) imalatçısı (Acem Ermeni’ si) Ispartalı Osmanlı yurttaşı Andirye kadın oğlu TomiAğa vardı. Ömrü bitince de Hak çağırır. Cenazesi öldüğü evinde geleneğe göre yüzü açık şekilde bir gün halkın görmesi sağlanır.
***
Kimsesizlere çarık ayakkabı, yemeni dikerek onların sevgisini kazanan, 1868’lerin Isparta Temel (Turan) Mahallesinde, Dilmenler bölgesinin sakinlerindendi Tomi Amca.
Müslüman tanıdıkları ile Gayrımüslim akrabaları yüzü açık cenazesini ziyaret edip dua okumaları normaldi. Ancak İslami gelenek icabı Osmanlı Isparta’ sının Müslim bayanları vefat eden tanıdık Gayrımüslim erkek cenazesini yüzü açık şekilde ziyaret etmeleri iyi karşılanmazdı.
Ispartalı Acem (Ermeni’si) bayanlar ileRumlar ise vefat eden erkek cenazesinin yüzünün açık olması kendileri için doğal bir durumdu.Ölünün yüzüne bakarak (kendi dinleri gereği) içten dualarını okurlar.
Ancak: Müslüman komşu ve tanıdıkları ise yüzü açık cenazeyi ziyaret etmeden cümle kapısına kadar gelerek(Bay ve BayanMüslimler) cenaze sahibine başsağlığı dileyip sesli olarak: Allah günahlarını (varsa) affetsin. Kabri cennet olsun”diyerek cenaze evini terk ederler.
Ölen Gayrımüslim cenazesinin yüzü açık şekilde teşhir edilmesini Osmanlı Isparta’sının Müslümanları hoş karşılarlardı. Eleştirmezlerdi de! Ispartalı Müslümanlar Gayrımüslim cemaatlerin dini törenlerine karşı çok saygılılardı.
***
Ayakkabıcı Tomi’ yi çok seven yetişkin komşu, diğer iyilik ettiği Müslüman gençlerden bir grup olarak cenaze evine gelerek başsağlığı dilerler.
Yetişkinlerden: Galatoğlu Mustafa Tarık,Geyranlı Cevizci Hasan,Hamza oğlu Arpa Hüseyin,Kahvecioğlu Güccük Osman,Kara Mustafa oğlu Hüseyin,Kör Ali oğlu. Merhum’ un iyilik ettiği anlaşılan çocuklardan bazıları ise şunlardı:İpsiz Ali,Kuyucuoğlu Tin Tin Veli, Küçük Süleymanoğlu Hasbi, Mazıoğlu Kör MustafaNohutçu oğlu Galat Ahmed’ di.
(Devletçe atanan İğneci Mahallesi sorumlusu İmamı Müslim Kara İmam’ in notlarından. Mahalle sorumlusu olarak devletçe atanan imamlar mahalleye gireni çıkanı not edip; kolluk karakoluna bildirirlerdi.)(Osmanlı’ da ayakkabı dikicine “Babbacı” yani ayakkabıcı ustası denirdi.)
Garibanların Babbacı Tomi (Ayakkabıcı) Tomi amcalarının ölmesi üzerine ailesi Şimdiki Kurtuluş mahallesi o zamanki adı İğneci mahallesinin Kestene sokağındaki evlerinde bir cenaze merasimi yapılır. Gayrımüslim Ortodoks anlayışına göre cenaze merasimi sürdürülür.
Ispartalı Acem Ermenileri "Ölüm meleği" ölüm döşeğindeki kişinin ruhunu alıp götürebilsin diye hastanın odasının kapıları ve yüzü açık bırakılırdı gün boyunca. Andirye oğlu Ayakkabıcı Tomi Cenaze akşama doğru defnedilir.
Andirye oğlu Betros Efendi ( dokuma ürünü tüccarı) Temel yani Turan mahallesinden. Tomi amca ‘nın yüzü açıkken yaptığı ziyarette Ayakkabıcı Tomi ile ilgili anlatımları oldu.
”…1854’lerdeydi. Bursa’dan iyi ipek marka Bardzag halı ve kumaş ipliği getiriyordum. Sıkça gittiğim Bursa yolculuğunda Babbacı Tomi ’ de gitmek, ticari ayakkabı piyasasını koklamak istemişti. Bursa Koza Han’ ındaki satılık ayakkabı ve ipekliler karşısında dili tutuldu sanki…”
Ayakkabıcı Tomi’ nin cenaze yüzünü görüp başında konuşanlardan birisi de yine Temel mahalleli Durmuşoğlu Etnaş oğlu Bahşi Ağa şunları söyler.
“…Tomi’ nin evinin bahçesinde bir ekmek evi yapmamı söylemişti. Sene 1843’tü hatırladığım kadarıyla.. Öğle vaktiydi. Müslimlerin kutsal (Cuma) günüydü. Müslim Hoca Kör Kadir minaresiz mescit önünde eski bir Roma taşı üzerine çıkmış ezan okuyordu, Cuma duasına (namazına) çağırıyordu. Tomi Ağa ile birlikte abdest alıp birlikte Müslimlerin Cuma duasına gittik.
Müslim mescidinin en arkasına oturup Yaya’mın (büyükanne) çocukken öğrettiği Müslim duasını hep tekrar ederek Cumayı yaşadık. Bizi aralarında gören Müslüman komşularımız bizlerin yüzüne daha bir sevgiyle bakmaya başlamışlardı.
Tomi Ağa’ nın ekmek evi inşaatı yağmurdan yapımı aksamıştı. Bu defa biz Gayrımüslim Ortodoksların kutsal Pazar) günüydü. Tomi ağanın ekmek evinin az bir işi vardı. Pazar günü Ortodokslar çalışmazlar. Ama bizim az bir işimiz vardı. İşimizi bitirip bu defa birlikte
(Tomi Ağa ile birlikte) bu defa bize yakın Tanrı (Allah evi) (Baniya) Meryem Ana kilisesine duaya, vaaz dinlemeye gittik. Öyle ya: Tomi ağanın günahlarını Tanrı affetsin. İki dine de bizler gibi sevecen bakıyordu Ağa, Amen!.... (Son Mevlevi Dedesi Ali Dede efendinin Kiler Mevlevi Dergâhı resmi defterinden 1921)…”
Ne diyelim: Isparta’mızın sanatını, Isparta ayakkabıcılığını bölgesinde bir zamanlar bir numara yapan Gayrımüslim insanlarımıza selam olsun. Psidya Osmanlı Isparta’ sında uzun zamanlar bir ve beraber, barış ve dayanışma, birbirlerinin dinlerine saygılı hatta iki dini birden seven Rum ve Ermeni insanlarımızın duruşlarını, hatıralarını okuyoruz. Osmanlı Isparta’sında; Hz. Muhammed anlayışına saygı duyan her bir Gayrimüslimin günahlarını Allah’ımız affetsin inşallah!
Araştırma: Bayram AYGUN 2025 Isparta