İNSAN GÖZDÜR GÖRÜŞTÜR GERİSİ ETDİR!!
Prof. Dr. Zafer KARAER
Hz. Mevlana’nın çok beğendiğim bu sözünün devamı “İnsanın Gözü Neyi Görüyorsa Değeri O Kadardır!!”ı 2006’da emperyal devletlerin gerçekleştirdikleri bilimsel sömürüleri üzerine yazdığım bir makalemin başlığına taşımıştım (internette). Son günlerde Eğirdir Gölüyle ilgili görüşlere, yorum yapmadan önce bu sözün ilk satırı “İnsan gözdür, görüştür, gerisi etdir” aklıma geldi.. Elbette her insan (kör olanlarda; parmak uçları, kalp ve gönül gözleriyle..) dünya ile her türlü ilişkiyi önce gözleri ile bakarak kurar, düşünür ve olayları idrak etme durumuna göre; görür veya göremez.. Bilindiği gibi aynılıklara her bakan, aynı şeyleri göremez, hatta bazıları hiçbir şey göremez.. Her görenin ise; bir görüşü olur.. Görmez ise; zaten görüşü olmaz, işte; o insan “et” değerindedir.. Baktığı zaman görerek, bir görüş oluşursa; o zaman sözün ikinci satırı; “İnsanın Gözü Neyi Görüyorsa Değeri O Kadardır!!” devreye girer; görmenin oluşturduğu görüş, derinliği ve anlamına göre değer kazanır veya kaybeder.. Şayet görüş değerli ise katma değeri de yüksektir.. Bu yazımda özellikle Eğirdir Gölü odaklı görüşler üzerine görüşlerimi dile getirmek istedim..
Eğirdir Gölü ile ilgili son günlerde basında yer alan görüşlere baktığımızda; bunlardan en çok dikkatimi çeken “Tarımın Aktörleri ‘Isparta Elması’ İçin Eğirdir’de Buluştu” başlığı ile verilen haber metnindeki GÖRÜŞ; gözbebeği olarak ifade edilen elmanın ihracatı, ihracat pazarının dolayısıyla ürünün arttırılması, coğrafik işareti, kazandırdıkları var da; elmanın olmazsa olmazı, Eğirdir Gölü ve içinde bulunduğu vahim durum ile ilgili, neler yapılması gerektiği noktasında görüş yok!! Her halde; bugün göz bebekleri elma olduğu için, nereye bakarsa baksınlar elma görüyorlar.. Oysa, farkındalar mı;
“Yarın GÖL bittiği zaman, göz bebekleri elma gözlerinde hayal olacak!!”
…Ve geleceğimize utanarak sıkılarak, mahcup bir vaziyette; “Bir zamanlar bu kıraç, yer yer balçık olan bu yerlerde, coğrafik işaretli, lezzetli, gözbebeğimiz elmaların bahçeleri ve dünyanın en güzel renklerine sahip, çevresine sağlıklı hayat veren, canlılık veren, bütün bir şehrin içme suyunu karşılayan, Eğirdir Gölümüz vardı” diyeceğiz..
Bir diğer haberdeki GÖRÜŞ ise; Isparta İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Toplantı Salonunda ''Ulusal Su Verimliği Seferberliği'' konusunda düzenlenen farkındalık oluşturma amacıyla bilgilendirme toplantısı, “Su Vatandır", “Su Medeniyettir", “Su Geleceğimizdir" başlığıyla verilmişti.. Başlık çok güzeldi, ancak toplantıda bugünkü hal ve şartlarda; “ülkemizde su stresi baskısı olmadan, ihtiyaçlarımızdan feragat etmeden, yaşam standartlarımızı düşürmeden, müreffeh şekilde yaşamımıza devam edebilmek için “suda sıfır kayıp" bilinci ile bütün kurum/kuruluşlarımızı, çiftçilerimizi, sanayicilerimizi, çocuklarımızı kısacası her bir vatandaşımızı suyumuzu verimli kullanmaya davet ediyoruz.” şeklindeki parağraf içeriğinin “suda sıfır kayıp” bilinci oluşturacağı tartışılır.. Bu toplantıda da haber metnine göre; gerek Isparta, gerekse Eğirdir gölü ile ilgili su sorunları dile getirilmemiştir.. Oysa, farkındalar mı;
“Yarın GÖL bittiği zaman, “suda sıfır kayıp” demek hayal olacak!!”
…Ve geleceğimize utanarak sıkılarak, mahcup bir vaziyette; “Bir zamanlar bu kıraç, yer yer balçık olan bu yerlerde, coğrafik işaretli, lezzetli, gözbebeğimiz elmaların bahçeleri ve dünyanın en güzel renklerine sahip, çevresine sağlıklı hayat veren, canlılık veren, bütün bir şehrin içme suyunu karşılayan, Eğirdir Gölümüz vardı” diyeceğiz..
Belki de direk Eğirdir Gölü ile ilgili haberdeki GÖRÜŞ; Isparta Valisi Sayın Aydın Baruş’a ait idi.. Sayın Baruş Eğirdir’i ziyaretinde yaptığı toplantıda; Kasım ayında düzenlenen Tarımsal Kuraklık İl Kriz Merkezi Komisyonu’nda gölün kurtuluşu ile ilgili, Eğirdir Gölü’nden su alan yerlerde yeni meyve bahçelerinin kurulmaması ve tek yıllık bitki dikilmemesi kararlarını açıkladı..
Oysa, farkındalar mı;
Yarın GÖL bittiği zaman, bırakın “yeni (tabii ki eski) meyve bahçelerinden, tek yıllık bitkilerden” bahsetmek hayal olacak!!
…Ve geleceğimize utanarak sıkılarak, mahcup bir vaziyette; “Bir zamanlar bu kıraç, yer yer balçık olan bu yerlerde, coğrafik işaretli, lezzetli, gözbebeğimiz elmaların bahçeleri ve dünyanın en güzel renklerine sahip, çevresine sağlıklı hayat veren, canlılık veren, bütün bir şehrin içme suyunu karşılayan, Eğirdir Gölümüz vardı” diyeceğiz..
Gölümüz ve tüm Göllerimizi kurtarmak için ve gelecek nesillerimize, bir zamanlar meyve bahçelerimiz, verimli tarlalarımız, doğa harikası gölümüz göllerimiz vardı, demek istemiyorsak; Her zaman söylediğimiz ve yazdığımız gibi 5 Maddelik Manifestomuz ve “Öncelik Göl olmalıdır” sloganımız şeklindeki GÖRÜŞÜMÜZÜ hatırlatırım..
1 ) Etrafında, kaç dönüm sulanacak TARIM ARAZİSİ olacak; Gölü besleyen su miktarına ve eko sistemi için gerekli enstrümanların mevcudiyetine göre, kullanılması gereken su hesaplanarak, sulanacak alan belirlenmeli!! Fazlası kaldırılmalı!! Meyve, Tarla Ürünleri mi? Göller mi?? Öncelik, Göller olmalıdır!!!
2 ) Etrafında kaç KUYU olacak; Göllere ulaşan yer altı sularının, gölün beslenme ihtiyacı ve eko sistemi için gerekli enstrümanların mevcudiyetine göre kaç kuyu açılacak hesaplanmalı, fazlası kapatılmalıdır!!! Öncelik, Göller olmalıdır!!!
Göller Yöresi ve bağlantılı Konya havzasında 100 bini kaçak 200 bine yakın kuyunun bulunması, sadece Burdur Gölü çevresinde 10 binden fazla kaçak kuyunun açılmış olması göllerimizin yer altı beslenmeleri açısından öncelik göllerin olmadığını gösterir!!! Göllerin beslenememesiyle birlikte, bunun acı reçetesi olarak; havzada 2500 civarında çeşitli çaplarda, bazıları 200-300 metre derinlikte OBRUKLArın oluşmuş olmasıdır.. Bu da bereketli Konya ovasının obruk ovasına, dolayısıyla toprağın çoraklaşmasına neden olmaktadır.. İleride birçok farklı yöremizde ovaların, böyle obruk ovasına dönüşeceği de kaçınılmazdır.. Yer altı sularını bu noktalarda tükettiğimiz, gölleri besleyen damarları kestiğimiz, hiç mi hiç umurumuzda olmamış, sadece 100 bin kaçak kuyu, yeter ki OY yeter ki RANT olsun.. Gelecek ne olursa olsun!!
3 ) Etrafındaki GÖLETLER ve BARAJLAR; Göllere ulaşan yer yüzü sularının, gölün beslenme ihtiyacı ve eko sistemi için gerekli enstrümanların mevcudiyetine göre göletlere, barajlara izin verilmelidir!!! Öncelik, Göller olmalıdır!!! Sonuçları kuyulara bağlı obruk oluşumu gibi açıkça görülmediği ve bu konuda yapılmış çalışmaya rastlayamadığım için; Göletlerle ve barajlarla ilgili gölün beslenmesine ve eko sistemine katkıları araştırılmalı!!.. Ancak göllerde adaların oluştuğu ve oluşacağı kesindir!!
4 ) Etraflarında oluşan, göllere ulaşan KANALİZASYON, EVSEL / SANAYİ, GÜBRE ve bilhassa meyve ağaçlarını İLAÇLAMA (=PESTİSİT / ZEHİR ) atıkları, göllerin eko sistemini yok eden en önemli unsurlardır, atıklar mutlak surette “KİMYASAL VE BİYOLOJİK ARITMA SİSTEMİNDE” arıtıldıktan sonra, alıcı ortama verilmelidir!!! Öncelik Göller olmalıdır!!
5 ) Göllerden; sulama (özellikle VAHŞİ SULAMA sonlandırılmalı!!) ve farklı amaçlarla ALINACAK SU; Gölü besleyen su miktarına ve eko sistemi için gerekli enstrümanların mevcudiyetini göz önüne alarak, dengeleri bozmadan alınmalıdır!!! Öncelik, Göl olmalıdır!!!
İşte gölümüz ve göllerimiz ile ilgili görüşler ve görüşümüz, değerlendirmek üzere saygıdeğer okurlarıma ve icra mevkiindeki yetkililerimize arz olunur.. İnsan gözdür görüştür, gerisi et’tir… Saygılarımla… Prof. Dr. Zafer KARAER