EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE ÖĞRETMENİN ÖNEMİ
24 Kasım1928, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği tarihtir. Atatürk’ün doğumunun 100. Yıldönümü nedeniyle 1981 yılından itibaren 24 Kasım, ülkemizde her yıl öğretmenler günü olarak kutlanmaktadır.
Bu anlamlı günde halen görev yapan ya da emekli olan tüm kıymetli öğretmenlerimizin öğretmenler günü kutlu olsun.
24 Kasım 2022 yılında kutladığımız öğretmenler gününün temel amacı; tüm öğretmenlerimizin toplumumuzdaki saygın ve onurlu yerini belirtmek ve öğretmenlerimiz arasında sevgi, saygı, dayanışma, bilgi paylaşımı ve aralarındaki güven bağlarını güçlendirmektir.
Eğitim ve öğretim zor ve fedakârlık isteyen bir süreçtir. Bu süreç disiplin, azim, sabır ve her şeyden önce bilgi ile donanımlı bir rehber ister. İşte bu çileli sürecin gerçek rehberi ise öğretmendir.
Öğretmen, yaşamı süresince kendisini öğrenmeye adamış bir bilge insandır.
Türk milleti olarak çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmak, cahilliği, bilgisizliği ve geri kalmışlığı yenmek için her alanda çok çalışmak, çok okumak, bilgi ve beceri sahibi olmak, güzel sanatlar alanında üstün başarılar sağlamak zorundayız. Günümüzde ülkelerin gelişmesinde en önemli etken iyi yetişmiş, eğitimli insan gücüdür. Bunu gerçekleştirmenin yolu da eğitim-öğretim kurumlarında, diğer bir ifadeyle okullarda mesleğini seven, bilgi ve beceri ile donanımlı öğretmenlerle mümkündür.
Günümüzde bilim ve teknolojinin hızlı bir değişim ve gelişme içinde olduğu dikkate alındığında, öncelikle nitelikli ve bilgi ile donanımlı öğretmenlerin Eğitim Fakülteleri’nde yetiştirilmesi gerekir. Çünkü çocuklarımızı ve gençlerimizi yetiştirmek; ancak nitelikli eğitimle, nitelikli eğitim ise nitelikli bilgi ile donanımlı öğretmenle mümkün olabilir. Bu konuda kıymetli öğretmenlerimizin de kendilerini mesleki açıdan geliştirmeleri ve kariyer planlamalarını yapmaları gerekmektedir.
Öğretmenler; öğrencilerine okuma ve yazma eğitimi vermenin yanı sıra, doğruyu, güzeli, sevgiyi, paylaşmayı, birlikte olmayı, Atatürk ilkelerini öğretir ve hayatta başarılı olmaya yönlendirir.
Öğretmen; nefesini, enerjisini, sağlığını ve gençlik yıllarını hep öğrencileri için harcar. Buna karşın bir öğretmenin en büyük sermayesi ise, öğrencilerinin hayatta başarılı olmaları ve belirli mevkilere gelmeleridir.
İşte bu yönüyle hepimiz, özellikle ilköğretim yıllarımızda bizleri okutan öğretmenlerimizi unutmayız, onları daima anımsar ve anarız.
Bir eğitimci ve akademisyen olarak, 1957 yılında Eğirdir Zafer İlkokulu’nda öğrenciyken çok kıymetli öğretmenim Sayın Firuzan UTKAN’ı, Lise eğitimimde ise İngilizce öğretmenim Sayın Metin ÇITINAK’ı unutmamış olmamız ve kendilerini aradan geçen uzun yıllara rağmen sevgi, saygı ve minnetle anmamız, öğretmenliğin; saygın, onurlu ve manevi değeri son derece yüksek olan kutsal bir meslek olduğunun açık bir göstergesidir.
İnsanların öğretmenlerine olan sevgi ve saygılarını Antik Çağ’da da görmek mümkündür. Bu konuda Makedonya’da dünyaya gelen Büyük İskender (Alexandros), 33 yıllık kısa ömrü süresince, doğu seferinde önce Çanakkale (Hellespontos) Boğazı’nı geçerek Antik Çağ’ın ünlü eğitim merkezi Assos’a (Behramkale) gelmiş ve burada Aristo’nun (Aristoteles) kurduğu (M.Ö. 348-345) felsefe okulunda Aristo’dan dersler almıştır.
Öğretmeni Aristo’dan ve aldığı eğitimden çok memnun olan Büyük İskender, kazanılan bir zafer sonrası komutanlarıyla yaptığı bir toplantıda; “Ben babamdan (II.Filip) çok öğretmenim Aristo’yu severim” demiştir. Komutanlarının şaşkın bakışları arasında sözlerine devam eden Büyük İskender; babam beni küçük yaşta ata binmeyi, kılıç kullanmayı, savaşmayı, ülkeleri kuşatmayı ve ülkelere egemen olmayı öğretti. Hocam Aristo ise, beni iyi insan olmaya, düşünmeye, araştırmaya, beceri ve yeteneğimi geliştirmeye, hayatta başarılı olmaya yönlendirdi sözleriyle öğretmenine verdiği değeri, önemi, sevgiyi ve saygıyı en güzel bir şekilde ifade etmiştir.
Assos’ta, öğretmeni Aristo’dan almış olduğu eğitimin faydalarını gören Büyük İskender; Anadolu üzerinden Suriye, Irak, İran, Afganistan, Pakistan ve Hindistan’a kadar olan ülkeleri egemenliği altına almış olmasına rağmen, bu ülke ve bölgelere birer sadrap (Vali) atayarak, halkların dil, din, sosyal yaşam, iletişim ve ticari faaliyetlerinde serbest olmalarına izin vererek doğu-batı kültürlerinin etkileşimine ve böylece dünyada Helenistik Dönem’in başlamasına ve gelişmesine öncülük etmiştir.
Bu saygın ve kutsal mesleği başarıyla uygulayan öğretmenlerimize son sözümüz şudur: milletimizin ümidi ve geleceği çocuklarımızındır. Çocuklarımızın ümidi ise sizlersiniz.
Bu duygu ve düşüncelerle, Başöğretmen Atatürk’ün halen görev yapan bir öğretmeni olmanın onur ve gururuyla tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlar, meslekleriyle ilgili çalışmalarında başarılar dilerim.
Dr. Mehmet GÜRDAL
Akademisyen-Kitap Yazarı