COVİD 1- 2025 (ikinci kısım)
ALİ ÖZBOYACI Yazdı
Şu günlerde biz dünya insanları olarak bir olaya kitlendik o da tüm dünyayı etkisi altına alan salgın. Her gün görsel ve yazılı basında, internette, sosyal medyada veya hemen her yer de salgın hakkında konuşuluyor, ne yapılması gerektiği bizlere anlatılıyor. Bu arada aşı çalışmaları devam etmekte olup, bulanlar da ortaya yavaş yavaş çıkmaktadır. Bununla birlikte gönüllü deneklerde şimdilik aşılama yapmaya başlandı. Ancak 1,5 - 2 yıl arası kullanıma hazır hale gelebilecek ve insanların kullanımına sunulacak. Yapılması gerekenler adı altında insanların bu kadar önlem aldırılmasına karşın, enfekte olan kişi sayısı her geçen gün aratarak devam etmektedir. Şimdi ise bir felaket tellallığı yapmak istememekle birlikte, anlatmak istediğim bir kaç bilgi olduğunu düşündüğüm için bu yazıyı hazırladım.
Son yüzyıl içerisinde corona virüs gibi birçok salgınla karşılaştık. Veba, kara veba, İspanyol gribi, kolera, Asya gribi, Rus gribi, Honkong gribi, ebola, sars, kuş gribi, domuz gribi ve en sonun da corona virüs. Dünyada yakın tarihte yaşanan bu salgınlar zamanla yapılan önlemler saye sinde son bulmuştur, ancak birçok kişinin de hayatına mal olmuştur. Corona virüs de aynı yolu izleyecek ve en sonunda yok olacaktır veya yok edilecektir. Ne zaman yok edileceğini de önceki yazımızda bahsetmiştik. Yukarıda sıralanmış ve daha önce yaşanmış bulunan salgınlar dan corona, çok daha farklıdır. Çünkü diğer salgınlar kendiliğinden ortaya çıkmışken bu ise neredeyse tamamen insan yapısıdır. Hiç bir virüs için bu söylenti yokken, corona için bu iddia maalesef vardır. Çünkü yıllar önce bu tarz bir virüsün çıkacağı bizlere söylendi, ve gösterildi. Ama dünyanın büyük bir çoğunluğu bunu anlayamadı yada anlamak istemedi. Çizgi film sim sınlar, asteriksin maceraları, bilim kurgu filmleri, illimünatinin yenidünya düzeni oyun kartla rında bizlere fazlasıyla gösterildi. Ancak günümüzde üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda etkin bir hale getirildi, kısacası mutasyona uğratıldı. Bir virüsün bu şekilde ortaya çıkarılması dünya insanlarının hayatlarına mal olmasını bu durumdan yaralanacak olanları fazlasıyla memnun etti.
Bundan 2-4 yıl öncesinde bizlere belirtildiği gibi 2025 yılın da teknolojik sıçrama yapılacağı söylenmekte idi. Bilinen her şey yerine yeni teknolojilere bırakacak denildi. 2005 yılında bu konu ile ilgili olarak düğmeye basıldı ve alt yapı çalışmalarına hız verildi. Şimdi ise teknolojik gelişme ile corona virüs arasında ne gibi bir bağlantı olduğunu göz atalım. Aslında bu virüs bir deneydir, ve güç gösterisidir. Tüm dünyayı ekonomik, politik ve siyasi olarak istedikleri zaman istedikleri şekilde etkileyebileceklerinin göstergesidir. Bu güç göstergesi sonucunda insanları alıştırmak ve tepkilerini ölçmekle birlikte belli bir süre bu salgını devam ettirecek ve sonunda birçok yeniliği hayatımıza sokacaklardır. Salgın olayı bittiğinde ise bu yeniliklerle tanışmış ve 2025 de yaşanılacak olan teknolojik sıçramanın ilk bilgilerini de almış olacağız. Bundan sonra sı ise yapılacak deneylerle bizleri daha nelere alıştıracaklarını göreceğiz.
Corana virüs ilk çıktığında 60 yaş ve üzeri insanlar için büyük sorun oluşturmaya başladı. Ayrıca bazı cronic hastalıklara sahip olan kişiler ilk etkilenenler oldu. Çünkü 60 yaş ve üstü insanların kurulacak yeni dünya düzeninde yerinin olmadığı bizlere gösterildi. Yaşlı insanların etkilenmesi yani hayatlarını kaybetmelerinin sağlanmasının amacı ise, digital dünyayı hayatını anlayabilme ve ayak uyduranlarla, digital nesile ayak uyduramayan nesille arasındaki bağı kopartmaktır. Çünkü dünya insanları olarak farklılık göstersek de (dünya dışı yaşam formlarına nazaran) aile bağları güçlü medeniyetiz. Dedelerimiz, nenelerimiz yani büyüklerimiz, eski kültür, tarih, din, milli (muaşeret) değerlerimize sahiptir. Bir çok ailede torunlara dedelerimiz ve ne nelerimiz bakar, hatta dünyada da bu şekildedir. Torunlarıyla ilgilenen büyükler ister istemez tüm toplumsal değerleri ve bilgileri yeni nesle aktarmaktadır. İşte yeni dünya düzenini kurmak isteyen kurum yada kuruluşların bu durum hiç hoşuna gitmemekte ve bu eski kültürü yok etmek istemektedirler. Bu birincisi;
Yaşanan bunca kaos sonrası insanları yavaş yavaş evlere kapatmaya başladılar. Bundan sonra tüm alışverişler web üzerinden online yapılacak yine online para kullanılacak. Almış olduğu muz ürünler evlere robotlar tarafından teslim edilecek. (şu anda bile dünyanın cargo şirketlerinden biri 5 yıl önce dron ile koli teslimatlarına başladı) Bu durum bizlere robotların, dolayısıyla yapay zekanın ne kadar önemli olduğunu aşılayacak ve onlarsız asla olmaz dedirtecek. Çocukken istenilen zaman ve yerde arkadaşlarımızla buluşabilirken, (telefonu elinden bırak mayan) günümüz gençliği bu anlamakta zorlanmaktadır. Bizler de bu gün alıştık ve alıştırıldık. İşte gelecek nesil de robotsuz, yapay zekasız nasıl yapıyorlarmış diyecekler. Bu ikincisi;
Tüm okullar ve eğitim kurumları geçici bir süre için kapatılacak ve online eğitime geçilecek. (günümüzde olduğu gibi) Öğrenciler online eğitim alarak mezun olacaklar. Zamanında saba hın erken saatlerinde okula gitmek, otobüs ve metrobüslerde eziyet çekmek yerine, evde oturarak istediği dersi istediği zamanda izlemek ve sınavı da yine internet üzerinden vereceğini düşünerek, internetin gücü ve değerini ortaya çıkaracaklardır. Burada amaç ise insanları bu şekilde uzaktan ve istedikleri bilgiler ile eğitmek. Böyle bir eğitim sisteminde aile de bu durumdan çok memnun olacak, çünkü evde oturan çocuk sokaklarda kötü arkadaş edinmeyecek ve kötü maddelerden de uzak duracak, böylece başına da herhangi bir şey gelmeyecek. Ancak hiç bir sosyal aktivitesi bulunmaya bireyin ailesi üniversite okuyan ve uzaktan bu şekil de eğitim alan çocuğunun hangi dersleri seçtiğini ve derslerde neler öğrendiklerini merak edip bakmayacak. Bu üçüncüsü;
Ayrıca corona virüs gibi hastalıkların en büyük taşıyıcısı para olduğu söylenecek, nakit para tedavülden kaldırılarak yerine digital paraya bırakacak. İnsanlar olarak her işlevi evimizden yapacağız, (günümüzde bankalar salgın adı altında personel azaltımına gitmiş ve işlemleri internet üzerinden yapılmasını yönlendirmektedirler) bu da çiplenmeyi beraberinde getirecek. Herkesin maaşları, takılan bu çiplere yüklenecek tabiî ki 5G teknolojisi ile vücuduna çip takılmış kişiler hep kontrol altında olacaklar, ve denilen her şeyi yapmak zorunda kalacaklar. Çünkü bu çipler aynı zamanda insan hayatını son verebilecek silah olarak vücutlarda bulunacak. Böyle bir şeyin olmadığını ve bunlar uçuk konular diye düşünmemek gerekir, günümüzde ABD. de Teksax eyaleti başta olmak üzere, dünyanın birçok yerinde toplam 150 000 kişi şu anda çiplenmiştir. Hem de kendi isteğiyle. Tüm dünyanın çiplenmesi de yine corona virüs ben zeri bir sorun çıkararak, çiplenmekle ölmek arasındaki seçimi insanlara bırakarak sağlayacaklardır. (örneğin kalp pilini gerekmedikçe kimse takmak istemez) Bu da dördüncüsü;
Corona virüsün görülmesi ile birlikte ortaya atılan önemli bir gelişme var. Ancak bu gelişme şimdilik kimsenin dikkatini çekmiş değil. Çünkü dünya insanları olarak hepimiz virüsün tedavi sine odaklandık. Ortaya atılan bu gelişme ise DNA'larımızdan bazı verilerin silinmesi sonucu hastalıklara doğuştan bağışıklı bir neslin gelecek olması, çünkü hiç bir şey eskisi gibi olmayacak ve hastalıklara mukavim yeni bir nesil yetiştirilecek. Bunun ilk örneği Çin'de gerçekleşti ve sağlıklı ikizler dünyaya hiv virüsüne karşı bağışıklı doğdular. Bu olay güzel bir haber olarak düşünülebilir, ama arka planı derin ve karanlık.
Bunca anlatılandan sonra dünya insanı olarak bizler nereye gidiyor veya götürülüyoruz? Soru suyla ortaya çıkacak olan kavram singulariti ve transhümanizmdir.
Teknolojik ilerlemenin çok üst düzey boyuta ulaşacak olması ile büyük bir değişimin yaşana cağı ve insansı tüm faaliyetlerin durma noktasına gelmesi ile yerine yapay zekanın alması olacaktır. Aklın inşaası, bilincin kopyalanması ve hiç doğmamış kolonların oluşturulması, anılar ve gerçeklerle yaşamaya izin verilmesi singularitiyi oluşturmaktadır.
Transhümanizm; insan üstü olarak tanımlanmaktadır. Bizler var olduğumuzdan beri gelişim göstermekteyiz. Ancak bir üst seviyeye (Nikolia Kardashev cetveli) çıkamayacağımız anlaşıldığında, insanların bir üst seviyesi (3. Boyut) oluşturulacak, yani bilim kurgu filmlerinde görmüş olduğumuz insana benzeyen cyborglar yapılarak neoroling çalışmaları sonucunda insan beyni ve tüm anıları yani tüm zihinsel kavramları cyborglara aktarılarak ölümsüzlüğün peşinde koşacaklardır.
Günümüzde yaşamış olduğumuz corona virüs bir çok can almasına rağmen, ileride gerçekleştirecekleri projenin ilk deney aşamasıdır, 2020 ile birlikte uygulamaya konulmuştur. Belli bir süre sonra corona virüs dünyadaki etkisini kaybedecek (2022) ve geride kalacaktır. Ama hem yaşattıkları hem de bir daha yaşanır korkusu ile önlem paketleri açıklanacak, yukarıda belirtilen maddeler tek tek hayatımıza girmeye başlayacaktır. Yeri gelmişken bu maddeleri kısaca hatırlayalım; yaşlıların yani büyüklerimizi yeni dünya düzenine ulaşmadan elemek, yapay ze kanın ne kadar gerekli olduğunu ortaya koyarak bununla ilgili çalışmaların önündeki yasal engelleri kaldırmak, insanlara uzaktan istedikleri eğitime vermeye başlamak, yani yeni nesli kendi istedikleri doğrultuda eğitmek, digital para ve çiplenmeyi geçiş yaparak tam kontrolü sağlamak, hastalıklara bağışıklı bir nesil için insan DNA'ların değiştirerek hastalıklara bağışıklı be beklerin doğumu ile öncelikle ileride kuracakları yeni dünya düzeni içerisinde hastalıklı insan istemiyorlar. İkinci olarak hastalıklara bağışıklık kazanmış bebeklerin doğumunu sağlamak adı na insan DNA'sı üzerinde birçok çalışma yaparak ileride oluşturacakları syborg varlıkları için alt yapı hazırlamak düşüncesi içindeler. Çünkü günümüzde insan DNA'sını değiştirmek mutasyona uğratmak yasak olduğu için bu şekilde aşmayı amaçlıyorlar. En son olarak singulariti ve transhümanizme geçiş olayı gelmektedir. Bu da bizlere kurmak istedikleri yeni dün ya düzeninin nasıl bir ortam sağlayacağını göstermektedir. İstedikleri eğitimi vererek öğrettikleri, hastalıkların olmadığı, insanların hiç bir zaman başkaldırmayacağı ve eve kapatılmış bireylerden oluşacağını gösteriyor. O zaman insanların hayatlarını hep evde geçireceklerini düşünmemek gerekir, tabi ki normal görünen hayatlarını yaşayacaklar. Ancak bildiğimiz ve çoktan beri bi linç altımıza yerleştirilen bu durum bizlere fazlasıyla gösterildi. Suretler ve avatar filmini milyonlarca insan seyretti, bu aklımızda bir şeyi canlandırır sanırım. Eve kapatılanlar olarak satın almış olduğumuz cyborglar sayesinde çalışacağız ve buna yaşamak denirse hayatımıza devam edeceğiz. İşte kurulacak yenidünya düzeni ve onun bize getirdikleri. Hala bunlar olmaz ve çok uçuk şeyler diye düşünüyorsanız siz bilirsiniz, ama istesek de istemesek de gelecekte biz insanlar için böyle bir dünya ve bu şekilde bir yaşam içerisinde kendimizi bulacağız. Ya tüm dünya insanları olarak şimdi dur diyeceğiz, yada kendimizi istemsiz bir şekilde bu dünya düze ni içerisinde olacağız.
Değerli araştırmacılardan sağladığımız bu derlemenin sonucu olarak insanlar lehine ne elde edebiliriz? şimdi ise buna bir göz atalım. Dünyamız doğudan batıya, kuzeyden güneye birçok kültürleri barındırır. Bunların başlıcaları; Çin-Japon kültürü, Hindi-Çin kültürü, Mikronezya-Polinezya kültürü, Ural-Altay kültürü, Türk-İslam kültürü, Arap-Bedevi kültürü, Anglosakson kültürü, Berberi-Tuareg kültürü ve Latin kültürü gibileri gezegenimizin önemli zenginlikleridir. Her kültürün değerleri farklı olsa da amaç insan gibi yaşamaksa sonuç aynı yere varır. Unutmamak gerekirse bizim en önemli değerlerimizden biri, insanı yaşat ki toplum yaşasın, toplum yaşarsa, millet yaşar, millet yaşarsa da devlet yaşar. İnsanın en hayırlısı, insana faydalı olanıdır. (40 Hadisi Şerif den 34.'südür.)( bir mümin kardeşinin ihtiyacı için yürümen bir mescitte oturup bir ay itikafa girmekten daha sevimlidir.) Görüldüğü gibi bizim yaşam kültürümüz insan odaklıdır. Günümüzde dünyada hatta ülkemizde uygulanan yanlış politikalar nedeniyle, sekizyüzmilyon (800 000 000), ükemizde de yaklaşık yedimilyon (7 000 000) insan aç ve ya açlık sınırının altında yaşamaktadır. Bizim inancımıza göre insanlar rızıkları ile birlikte dün yaya gelirler, ancak vampirler (emperyalizm) ve onların uşakları başkalarının haklarına hırs ve para uğruna göz diktikleri için bu tablo ortaya çıkmaktadır.
Dünya insanlarını, insan gibi bir yaşam tarzı sunmanın yolu, yeni dünya düzeni kurucularının yapmak istediklerinden insan yararına ne çıkarılabiliri irdelemek geçebilir. Unutmamak gere kir ki en kötü sistemin dahi iyi bir yönü vardır.
Birincisi; 60 yaş ve üstü insanların kurulacak yeni dünya düzeninde yerinin olmaması önce likle bizim kültürümüzde bulunmayan bir kavramdır. (eğer beli bükülmüş yaşlılar takva sahibi gençler, süt emen çocuklar, yayılan hayvanlar olmasaydı, belalar sel gibi üstünüze yağardı.) (bk. Ebu Yala el-Mevsıli, Musned,11/511) Bu Hadis-i Şerifi bilmeyenler nasıl düzen oluşturma ya kalkıştıklarından bi haberdirler. Ayrıca yukarıda dedelerimiz, nenelerimiz yani büyüklerimiz, eski kültür, tarih, din, milli (muaşeret) değerlerimize sahiptir. Bir çok ailede torunlara de delerimiz ve nenelerimiz bakar, hatta dünyada da bu şekildedir. Torunlarıyla ilgilenen büyükler ister istemez tüm toplumsal değerleri ve bilgileri yeni nesle aktarmaktadır, demiştik. Çünkü geçmişini bilmeyen bir toplum, benliğini kaybetmiş bir insan gibi geleceğini de öngöremez.
İkincisi; İnsanların eve kapatılması doğru değildir. Ancak tüm alışverişler web üzerinden online yapılacak yine online para kullanılacak olması ve almış olduğumuz ürünler evlere robotlar ta rafından teslim edilme teknolojinin bir gereğidir. Bu durum bizlere robotların, yapay zekanın dolayısıyla teknolojinin insanların yararına kullanıldığı sürece ne kadar önemli olduğunu gösterecektir. Gelecek neslinde bu tür gelişmelerden daha etkin bir şekilde yararlanması gayet olağandır. Zaten bu durum bir geçiş dönemi olmalıdır. Çünkü teknolojinin 2025 yılındaki sıçramasından sonra yaşanacak değişimde ve uzun vadede insansı tüm faaliyetleri durma nokta sına getirmesi ile yerine yapay zekanın tüm insan ihtiyaçlarını karşılayacak olmasının sağlanmasından geçmelidir. İşsizlik, açlık ve sefalet günümüz boyutunda iken, kurulacak sistemin dönüşümü ile bu dünya sorununa çözüm bulunabilir.
Üçüncüsü; Okullar ve eğitim kurumları kapatılarak online eğitime alacaklar ve öğrenciler yine bu şekilde eğitim alarak mezun olmaları bir sistem olarak düşünülmemelidir. Gelecekte eği tim bilindiği şeklinden çok daha farklı bir formatta olacağını öngörmeliyiz. Yapay zekanın da ha da gelişmesi ile birlikte bilincin kopyalanmasını beraberinde getirecek, eğitim sürecine gir miş her öğrenci, eğilimine göre yaş, kademe, IQ derecesi ölçüsünde bilinçlendirilecek (flaş belleğe dosya aktarımı gibi). Belki de sınava gerek olmayacak.
Dördüncüsü; Nakit paranın zamanla tedavülden kaldırılarak yerine digital paraya geçilmesi ile insanların çiplenmesi. (çalışanların ücretleri, takılan bu çiplere yüklenmesi ve vücuduna çip takılmış kişiler hep kontrol altında olmaları ve denilen her şeyi yapmak zorunda kalmaları) İnsanların çiplenmesi, günümüzdeki kullanımda olan cep telefonlarının gelecek versiyonu olarak düşünülebilir. Bir ağ vasıtası ile (günümüzde internet) sağlık, adli, mali, merkezlere bağlı olan çiplenmiş kişilerin tıbbi, adli, mali değişikliklerinin hemen müdahale edilmesi şeklinde ol malıdır.
Demek oluyor ki, çok kötüden dahi iyi bir sonuç çıkarılabilir. Yapmak istediğiniz yeter ki canlılar için olsun. Kurallara uymak dileğiyle! 30.09.2020.