Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Büyük Kahraman Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün "Son Ata Yurdu” dedikleri Türkiye’mizin, Isparta’mızın kahramanları çoğaldıkça vatanımızın bahtı elbette açık olacaktır. Sonsuza kadar Türk yurdu kalacaktır: Türkiye!. Türkiye’miz!..
Geçtiğimiz Cuma günü Isparta’mızın, Kuleönü kasabamızın bir kahramanını daha Cennet’e uğurladık. Ruhu Şâd olsun, Amin!..
Şehit Jandarma Uzman Çavuş Ali Hekim’in Isparta merkeze bağlı Kuleönü Kasabası kütüğüne kayıtlı olduğunu basından okudunuz. Söz konusu Kuleönü kasabamız bir Selçuklu, Osmanlı kasabasıdır. Cuma günü şehidimizi, Kuleönü’nün kahramanını valilik önünden uğurlarken aklıma diğer 1920’lerin yine Kuleönü’nün kahramanı Süldürzade Hafız Nadir Süldür bey aklıma geldi…
Küleönü'ndeki geniş arazilerinden elde ettiği buğdayları Kurtuluş Savaşı'nda un olarak Polatlı cephesine, Mehmetçiğe kağnılarla gönderdiğinin anılarını, Isparta Kuvay-ı Milliye tutanaklarından öğreniyoruz. Küleönü kasabalı Süldürzade, birinci TBMM Kurucu üyesi, Isparta Vekili Hafız Nadir Süldür Efendi’yi ve diğer kahramanlarımızı rahmetle anıyoruz.
Diğer Kurtuluş Savaşı Isparta’lı kahramanımız Gelendost Afşar’dan Hafız İbrahim Demiralay’ı, Demiralay kuvvetlerinin başı olarak Nazilli cephesine gitmesini, orada Yunan’la savaşmasını Gazi Mustafa Kemal emretmişti. Yine büyük kahramanımız Mustafa Kemal Kuleönü’lü Kahramanımız Hafız Nadir Süldür Efendi’nin de Isparta’da kalmasını emretmişler.(1920)
Antalya, Burdur üzerinden gelecek işgalci İtalyan’lara karşı ve yine Denizli, Dinar yönünden muhtemelen gelecek işgalci düşman Yunan birliklerine karşı Isparta’nın savunulmasını istemiş. Büyük Atatürk’ün bu emrine riayet eden Kuleönü’lü kahramanımız Süldürzade Hafız Nadir Süldür Efendi emre uymuş. Varlıklı Gül yağı ihracatçısı Isparta Rum’u Niko Şekercioğlu, yine varlıklı Isparta Rum’u Todoraki Papazoğlu’ndan, borcun sonra ödenmek üzere (Isparta Kuvay-ı Milliye’nin kararı doğrultusunda) 1000 kuruş almış. Bu parayla 200 adet Antalya limanı açıklarındaki gemide bulunan İtalyan silah kaçakçılarından mavzer (silah) almış.
Isparta’nın muhtemel düşman işgaline karşı Isparta halkını hazır silahlı tutmuş. Kendisi Hafız Süldürzade Nadir Süldür Efendi de kendi parasıyla bir kendine ve diğer 4 Isparta vekili arkadaşlarına da birer mavzer almış. Diğer kahramanımız Vekil Hüsnü Özdamar mavzerini savaştan sonra eski TBMM’ne bağışlamış. Oradaki müzede görebilirsiniz.
Süldürzade’nin yiğitlik kokan bu silahını (mavzeri) yıllar sonra 1980’de Kenan Evren’in çağrısı üzerine torunu, işadamımız Atilla Süldür bey Isparta müzesine bağışlamıştır. Müze müdürü sayın Akaslan Isparta müzesinin inşaatının bitiminden sonra söz konusu kahramanımızın silahının sergileneceğini söylediler şahsıma.
Önceki yazılarımda Hafız İbrahim ve Süldürzade’nin bu önlemleri karşısında İtalyan İşgalci birliklerinin Isparta’mıza girmeye cesaret edemediğini söylemiştim.
Kuleönü Kasaba’lı Hafız Süldürzade Nadir Süldür’ün Isparta içinde, Hafız İbrahim Demiralay’ın da muhtemel Nazilli, Denizli, Dinar’dan Isparta istikametine ilerleyeceğinin planlarını Hafız İbrahim Demiralay silahlı birliği bozmuş. Ne İtalyanlar ne de Yunanlılar Isparta’mıza girememiş. Yunan ve İtalyan işgalci birlikleri birlikte komşu ilimiz Afyon’u, İtalyanlar komşu ilimiz Burdur, Konya, Antalya illerimizi işgal etmiş.(1920)
Kısacası Kuleönü kasabamızdan 1920’lerde çıkan Süldürzade Hafız Nadir Süldür Efendi’den bugüne, geçtiğimiz Cuma Cennete uğurladığımız Kuleönü’lü kahramanımız Jandarma Uzman Çavuş Ali Hekim şehidimiz oldu. Isparta’mızda, Türkiye’mizdeki kahramanlarımız çoğaldıkça “son ata yurdu” Türkiye’mizin başına kötü şeylerin gelmeyeceğinin bilincindeyiz Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olarak.
Esasında hatırlatmamıza gerek yoktur herhalde; hepimiz, her bir Ispartalı, her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, gelebilecek musibetlere karşı hazır birer hazırolda bekleyen kahramanlar değil miyiz?
Son olarak; cuma günkü şehidimizin son yolculuğuna uğurlanış töreninde başka bir güzellik gözlerimize çarptı. Doğu ve Güneydoğumuzdan göç ederek Isparta’lı olmuş, Batman’lı, Gercüş’lü, Diyarbakır’lı, Nusaybin’li erkeklerimizin, bacılarımızın, yurttaşlarımızın da cenazede saf tuttuklarını görmenin mutluluğunu yaşadık!..
“Son ata yurdu” Türkiye Cumhuriyeti toprakları hepimizindir. Ay-yıldızlı, kanını kahramanlarımızın, Ali Hekim’lerin, Hafız İbrahim Demiralay’ların, Süldürzade Hafız Nadir Süldür’lerin kanından alan rengiyle bayrağımız bu yurt üzerinde dalgalanmaya devam edecektir!
Gönlünde Türkiye Cumhuriyeti Vatanı ateşiyle yanan, Allah aşkıyla canlılığını sürdüren Doğulu, Batılı, Güneyli Kuzeyli her bir yurttaşımızın toprağıdır “bu son ata” yurdu.