Hacı Sinan Ağa
Araştırma-Yorum: Bayram AYGÜN
Emekli Öğretmen/Köşe Yazarı
Esas adı Haralambos Sinanidis’dir. Haralambos Sinanidis’i Ispartalılar Sinan Ağa diye bilirler. Emre mahalleli Osmanlı Rumlarından olup; Isparta rumlarından Avukat Niko Temelidis’in Isparta çay boyunda kurduğu içki fabrikasının (1874) müdürüdür. Boş zamanlarında Kutlubey mahallesi Mevlevî dergahına sohbete gider. Aynı zamanda da Mevlevî dergahın parasal hayırseveridir..
Padişah Sultan Aziz’in tahta olduğu bu sıralarda (1874) Isparta Mevlevî dergahına gelen şimdiki Avşar köyünden Isparta Değnekçibaşısı (Emniyet müdürü) Bozbeyoğlu İsmail Ağa, Süldürzade Kasım’ın, (Şimdiki PO Petrolofisi Atilla Süldür’ün ataları) Başdeğirmen (Başağa) Süleyman Ağa (ITSO Başkanı Şükrü Başdeğirmen’in atası)..Yine Mevlevîhaneye sohbete gelen Ispartalı Rum tüccarlarından Haris Sabuncakis (Sabuncuoğlu) Ağa, Bodurzade Hasan Ağa, (Rahmetli Doktor Fahri Bodur’un ataları) Hamancızade Kadir Ağa (İşadamı Osman Hamamcıoğlu’nun ataları) olmak üzere Sinan Ağa’nın Müslümanlığı kendi isteğiyle seçmede yardım isteğini kabul ederler. Diğer Müslümanlığı seçen Ermeni ve Rum’larla Kelime-i Şehadet törenine katılan Haralanbos Sinanidis Müslüman olur.
Sinan Ağa, 1874’ de deve hac kervanlarıyla Hac’ca niyetlenir. Polis müdürü Çatladı Ağa Mehemt (Budak) Isparta-Burdur Hac deve (filosunun) kervanının sorumlusudur. Sinan ağanın derlitoplu islami sorumluluğunu yerine getirmesi konusunda hacca o yıl gidenlere sorumluluk yükler. 1874 de deve kervanlarıyla 9 aylık gidiş-geliş Hac ibadetine giden Sinan Ağa’ya yardımcı olanlar: Halit Bey, Yalvaç eşrafından, Yusuf Bey Isparta Redif Tâli Taburu (tören) Binbaş’ısı, Haşhaş tüccarı Karamanlı İbrahim ağa, Isparta kadısı Nazif efendi, Necip bey; Isparta Ticaret odası başkanı, Kargazade Osman efendi, (şimdi sülalesi mevcut)
Kurutulmuş peksimetler, etler (kakaç), meyve kuruları, çöl vabasına karşı şifalı nane, otlar, sarımsak develerin yiyecekleri falan her türlü hazırlıklar yapılır.
Gidiş geliş 9 aylık bir zaman içinde Hac yolundaki gördüklerini not eden Sinan Ağa’nın hatıra notlarını Atina’ da oturan 6. kuşak torunu Hacia Filiosya Sidrelioğlu hanımefendi şahsıma bu konuda dede hatıra notlarından bazı notları ulaştırdı. (2017)
Burdur, Isparta, Alanya hacıları Şubat (Hicri) dördüne kadar Isparta Süldürhan (Kuleönü- Atilla Süldür’ lerin) da toplanırlar.
Kuleönü’ndeki Süldürzade hanında toplanmaya başlayan hacılar burada yola çıkma gününe kadar dinlenirler. Çöl şartlarına, keçiyolu sarp geçitlere dayanıklı, tecrübeli develer Hacıları ve Koçtepe yörüklerinden kiralanır. Yüzlerce deve sırtlarında hacıların iaşeşesi, develerin yiyecekleri, deriden su tulumları hazırlanır.
Seyid Battal gazi türbesi Eskişehir Seyidgazi bölgesi hac işlerini zaman açısından durak- satacağı için; bu türbeye ziyaret dönüş zamanına bırakılır.
Gelendost Ertokuşhan bölgesinde gece geçirilir. Hedef Akşehir’dir. Akşehir'de Mahmud Hayranî ve Nasreddin Hoca gibi büyükler ziyaret edilir. Konya’ya varışları dört günü alır. Akşehir, Ladik, İlgın bölgelerinden beşinci gün Konya'ya varılır. Hz. Mevlana, Sultan Veled, Sadreddin-i Konevi gibi birçok din büyüklerin türbelerinde ziyaretler yapılır, dualar edilir.
Hz. Mevlana, Sultan Veled, Sadreddin-i Konevi gibi birçok din büyüklerin türbelerinde ziyaretler yapılır, dûalar edilir.
Yolculuğa devam edilir. Isparta Kuleönü Süldür Han’ından 11.günde Ereğli, Adana, Payas üzerinden Antakya'ya hiçbir eşkıya, deve ölümü veya hacı hastalığına raslanmadan ulaşılır.
Henüz müslümanlığı seçmiş, Ispartalı tüccarlardan Rum asıllı Osmanlı vatandaşı Sinan ağanın yanından hiç ayrılmayan, Sinan ağayı apdest, namaz dûalarını öğreten Halit Bey Sinan ağanın hep yanıbaşındadır. (Yalvaç eşrafından adı geçer.
Sinan Ağa’ nın hatıra notlarını Atina’da oturan 6. kuşak torunu Hacia Filiosya Sidrelioğlu hanımefendinin kendi alfabesiyle dede defterinin kopyasını hazırlamış. Oradan da sözlü konuşmalarımız sonunda bazı bölümlerini (Atina’da) şahsıma not ettirdiler. Sinan ağanın hac ziyaretiyle ilgili hatıra defterinin başka bir bölümünde ise: 1874’ün Hac mevsimi için Isparta’dan çıkan Isparta, Burdur, Alanya hacıları 19. Günde Antakya’dan Halep’e geçme gününden bir gün önceydi. Halep’e geçip yolumuza devam edecektik. Halep’den itibaren yolculuk kolay olmayacak. Muhafızlarımız da olsa Arap korsanların her an haçmasraf gümüşlerimizi gazp edebilirlerdi. Bir de çöl yolculuğu Anadolu topraklarındakigibi olmayacaktır. Develerimiz yorgun. Bazıları hasta olmaya başladılar. Antakya da Antakya kilisesi meydanlığında son gecemizdi.
İçimden gecenin ilerleyen zamanında uyku tutmadı. Antakya Aziz Piyer kilisesinin içinden süzülen bir ışık gördüm. Bereket mumuydu zannederim. Bir süre önce burada deprem olmuş. 1872 Kilisenin bir kısmı yıkıktı. Yaklaştım. Elerimi kiliseye doğru açtım. Mama Meryem’den, oğul İsa’nın beni affetmesini istedim. Hz. İsa da hak peygamberi, Hz. Muhammed’de Hak peygamberi. Ben artık son peygamber Hz. Muhammed’in buyruklarına uyacağımı duamda kiliseye karşı söyledim... arkamdan gelen Yalvaç’lı hacı Halit arkadışımı fark etmemişim. Utandım, dönerek ve dedim ki: (Poli kala) Çok iyi Müslümanlık, Hz. Muhammed’in öğretisi arkasında olmak mutlu ediyor bana” dedim. Yönümü istirahat eden kilise meydanındaki hacılara, kervana dönerek: “Kelime-i Şehadet: "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü" diye kendimi Muhammed dinine perçinledim.
(Hac yolculuğunun devam yazılarım gelecek)