KONUMLAMA
(8. Bölüm)
Orta Doğuda; Türkiye eski Lozan antlaşmasında olduğu gibi Hatay'ın güneyinden başlayarak, Suriye'de Halep'i de içeren doğrusal bir çizgi ile Irak'da Musul ve Kerkük bölgelerini kapla yan coğrafyayı sınırları içine alır. Güneyde kalan; Suriye, Irak, Ürdün, Lübnan, Filistin (günü müz İsrail toprakları dahil), Sina yarımadasının ve Kızıldeniz'e açılan burnunda, Sharm el-Sheikh hizasından bir yay çizilerek, Kuwait'i de içine alan bölge, Kuzey Arabistan Cumhuriyeti olarak ilan edilir. Ancak bölge içerisine serpilmiş durumdaki, Asuriler, Süryaniler, Gıpti ler, Zerdüştler, Yezidiler, Nasturiler, Kaldaniler, Maruniler, Dürziler, Aramiler ve diğer Hıris tiyan azınlıklar, Birleşmiş Milletler statüsünde olmalıdır. Fakat, toplamda büyük bir çoğunlu ğa sahip Kürtlerin, Yeni Belucistan'a katılmaları, küçük nüfusa ve geniş topraklara sahip, bu ülke halkının geleceği için çok önemlidir.
Güneyde de Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman ve Yemen birleştirilerek, Güney Arap Cumhuriyeti Kurulur. Zaten halkları Suud veya Arab-ı Bakiyedir. Artık, tüm oligarşik, monarşik ve teokratik yönetimlerin de kendilerini yeni çağda, modern topluma ayak uydurmaları ve yenilenmeleri gerekmektedir. Bir Türk toplumu bireyi olarak, başkalarını eleştirirken, kendi ülkemizdeki, parlamenter monarşinin ayak izlerini göz ardı etmemek gerekir (ele verir talkını kendisi yer salkımı gibi).
Afrika'da; Moritanya, Batı Sahra, Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Mısır ve Sudan'dan meydana gelen Arap ülkeleri, (Berberi ve Tuareg halkları) kuzey Afrika'da önemli bir güç oluşanıdır. Tek ülke olmaları, Arap dünyası için önemli bir bileşendir.
Atlantik kıyısında: Senegal, Gambia, Gine Bissau, Gine Cumhuriyeti, Sierra Leone, Liberya, Gine körfezinde: Fildişi Sahili, Burkine-Faso, Gana, Togo, Benin, Nijer ve İç Sahra'da, Mali, Nijerya ve Cad'dan oluşan ülkeler de ulusal çıkarları gereği bir ülke olmalıdırlar. Aslında bunların bazıları (Gine Bissau- Gine) birbirinden bağımsızlık kazanarak küçülmüşledir.
Orta Afrika'da: Eritre, Cubuti, Somali, Kenya, Uganda, Orta Afrika Cumhuriyeti, Kameron, Ekvador Ginesi, Gabon, Saotome ve Principe (Gine Körfezi içi) Demokratik Kongo, Kongo Cumhuriyeti, Angola ve Tanzanya, günümüz de bir girişim içerisindeler. Umarım Başarırlar.
Güney Afrika da ise: Zambia, Malavi, Mozambik, Bostvana, Namibya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Leshoto ve Swızeland'da birleşerek büyük bir ülke olmaları gereklidir. Ancak Afrika'da bu oluşumların gerçekleştirebilmesi için, yüzyıllar önce ülkelerinden kopartılarak (köle ola rak) götürülen, Avrupa ve Amerika kıtasının tamamı ile Haiti'de bulunan siyahların, teknolo jik, ekonomik ve sosyal birikimlerini, Afrika'daki soydaşlarına aktarmaları gereklidir. Çünkü çoğu bölgelerde orta çağı yaşayan kabile ve devletçikler hala vardır. Onları yakın çağa getirmek misyonları olmalıdır. Zaten araştırmalar yoluyla hangi ülkenin insanı olduklarını az-çok bilmekteler. Kurulacak yeni ülkelerde yöneticilik, gibi önemli kurum ve kuruluşlarda görev almaları, ilgili ülkelerin yararına olacaktır. Atılım yapmış Asya, Avrupa ve Amerika ülkeleri aradaki fark ancak böylelikle (kalifiye veya liyakatli insanları yerleştirerek) kapatılabilir.
Bugün toplamda 1380,4 milyon olan Afrika nüfusu, dışarıdan gelen (52,5 milyon) siyahilerle, birlikte, 1432,9 milyona ulaşacaktır. Günümüz Çin'i veya Hindistan'ı ile karşılaştıracak olur sak, normal bir yoğunluk gibi görünmektedir. Magaşça ve Fransızca'nın resmi dili olan Madagaskar, artık bağımsız bir ülkedir.
Onların, küçük görme, itip-kakma, soykırım uygulama, zenginlikleri çalma, ötekileştirme ve çökme gibi özellikleri baskın olduğu için, bu güne kadarki yaptıklarını somutlaştırmışlardır. Ama bu özelliklerden yoksun (bastırılmış) olan bizler, yetmezmiş gibi mazlumun yanında olma, başkalarını yardımcı olma, merhamet, acıma, paylaşma duyguları ile konumlama hayalimizi gerçekleştirebilir miyiz? Dünyayı kötülerden biraz daha izole ederek yaşanır hale getire bilir miyiz? ummak dileği ile...
- Ali ÖZBOYACI