Değerli Okur,
Yıllardır yazmayı düşündüğüm, ancak hep ihmal ettiğim, aslında geleneklerimiz arasında çok önemli yeri olan Hıdırellez hakkında bazı bilinenleri paylaşmak istedim.. Hıdrellez günümüzün kutlu olmasını, hıdrellez gecesinde yapılan dilek, arzuların da kabul olmasını diliyorum..
Selam, sevgi ve saygılarımla. Zafer KARAER
HIDIRELLEZ
Ve
KUZU ETİ!!
Hıdrellez veya Hıdırellez; Orta Asya, Ortadoğu, Anadolu ve Balkanlar'da kutlanan mevsimlik bayramlardan biridir. Aynı zamanda Ruz-ı Hızır (=Hızır günü) olarak da adlandırılan hıdırellez günü, halk arasında ab-ı hayat, bengi su gibi isimler ile bilinen ölümsüzlük suyunu içerek ölümsüzlük sırrına eren ve biri karada (Hızır), diğeri denizde (İlyas) darda kalanlara yardım ettiklerine inanılan Hızır ve İlyâs ın yılda bir defa bir araya geldikleri gün olarak kabul edilir. Hızır'la İlyas'ın buluştukları 6 Mayıs (R. 23 nisan) günü kışın sona erdiği ve tabiatın tam olarak uyandığı zamandır ki bu anda, gökler nur kesilir, Hızır’ın yeryüzünde gezdiği yerler canlar taze bir hayata kavuşur ve temas ettiği her şey uğur, bereket bulur. Bugün Hıristiyanlarca da baharın ve doğanın uyanmasının ilk günü olarak kabul edilir; bu günü Rum Ortodokslar Aya Yorgi, Katolikler "Aziz George" günü olarak kutlamaktadırlar.
Hıdırellez'in kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır. Bunlardan Hıdırellez'in Orta Asya, Orta Doğu ile Anadolu kültürlerine ait olduğuna, bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yönündedir. Hızır ve İlyas’ın hüviyeti ise tam olarak bilinmese de çeşitli kaynaklarda adı ve soyu hakkında muhtelif fikirler öne sürülmüştür. Bazıları bir ermiş (veli) veya peygamber olduklarını, bazıları Hızır ile İlyas’ın aynı kişi olduklarını, bazıları ise Hızır’ın bir isim değil, bir lakap olduğunu iddia etmişlerdir.. Bunlar arasında genel kabul gören düşünce ise sonuncusu lakaptır.. Her şekliyle coğrafyamızda halk arasında ve İslam mitolojisinde bir Hızır geleneği vardır. Bu noktada Hıdırellez 2017 yılında UNESCO'nun "İnsanlığın Somut Olmayan Kültür Mirası Listesi" ne alınmıştır..
Hıdırellez gelenekleri arasında en yaygın olanı gül ağacı altına dilek dilemektir. Bu gelenek Hıdırellez akşamında gerçekleştirilir. Dilekler bir kâğıda yazılıp asılabileceği gibi şekil olarak da gül ağacının altına çizilebilir. Ev isteyen ev resmi, araba isteyen araba resmi çizebilir. Yörük kadınları Hıdırellez günü, şafak vaktinde uyanarak doğadaki bitkilerin, otların üzerindeki çiy damlalarını toplar. Bu çiy damlaları süte karıştırılarak yoğurt mayalanır. Aynı maya ekmek yapımında kullanılır. Hıdırellez ateşi, genellikle bir meydan veya parkta yakılır ve insanlar etrafında toplanarak dans eder, şarkılar söyler ve ateşin üzerinden atlarlar. Ateş yakma ritüeli, inanışa göre kötülükleri kovar ve şans getirir. Daha önce de belirttiğimiz gibi Hıdırellez gecesi ayrıca dilek dileme gecesidir.
Halk Hızır'a kavuşmak ve dileklerde bulunmak için türlü çarelere başvurur. Hıdırellez günü kadın erkek, büyük küçük bütün halk tercihan beyaz elbiseler giyerek, zira geleneğe göre bugün, Hızır'da beyaz elbise giymiştir. Gün doğmadan önce yeşil ve bol sulu kırlara gidip eğlenirler. Hızır'ın gezdiği kabul edilen yeşil yerlerde dolaşarak her derde deva addedilen çeşitli çiçekler (kırk bir çeşit) toplanır, salıncaklar kurulur, türküler söylenir, oyunlar oynanır ve baharın ilk kuzusu kesilerek yenir. Bu geleneğin halk arasında yayılmasına ve uzun yüzyıllardır aralıksız olarak devam etmesine sebep olan başlıca inanışlar: 1. Sağlık, şifa; 2. Yeşillik, büyüme, gelişme, yetişme; 3. Bereket, bolluk; 4. Uğur, şans; 5. Mucize, keramet; 6. Talih ve kısmet.
Bunlardan Sağlık ve Şifa için ayrı bir paragraf açmak gerekir.. Hıdırellez günü bütün canlı varlıkların taze bir hayata kavuşacağını, binaenaleyh Hızır'ın gezdiği yerlerde yetişen nebatların, çiçeklerin ve baharın taze bitkilerini yiyen hayvanların (koyun ve kuzu) insan bedenine sağlık, gençlik ve canlılık getireceğine inanılır.. Bu maksatla: Bugün (tabiat hayatının uyanışının ilk gününde; 6 Mayıs) kırlarda toplanan çiçekler kaynatılıp içilecek olursa bütün hastalıkların geçeceğine ve eğer bir kimse kırk gün bu su ile yıkanacak olursa gençleşip güzelleşeceğine inanılır.. Ayrıca Anadolu'nun birçok yerlerinde gelenekselleşmiş Hıdrellezde baharın taze bitkilerini yiyerek yetişmiş olan kuzu eti veya kuzu ciğerini yemek adettir. Hızır günü kuzu eti yeme geleneği o kadar kökleşmiştir ki bir sene hiç et yüzü görmemiş olan kimseler bile, bugün için mutlaka bir kuzu, hiç olmazsa birkaç kilo kuzu eti tedarik etmeyi ihmal etmezler. Kuzu, Hıdırellez günü kırda Hızır hakkı için kesilir ve şenlikle yenilir. Tabii bugün bırakın kuzuyu, kilosu 1000 lira olmuş kuzu etinden kimler, ne kadar alabilir!!..
Bu düşüncelerle Hıdrellez Gününüzü kutluyor, nice sağlıklı Hızır eli değmiş doğalı, eko-sistemli günler diliyorum..
Selam sevgi ve saygılarımla...