İşgalinin 100. yılında ABD Başkanı Donald Trumpın Müslümanların ilk kıblesi Kudüsü terör devleti İsrailin başkenti olarak tanıması ve ABD büyükelçiliğini Kudüse taşımaya karar vermesine İslam dünyasında olduğu gibi Türkiyeden de tepkiler yükselmeye devam ediyor.
O tepkilerden biri de Memur Sendikaları Konfederasyonu Memur-Senden geldi. Memur-Sen'e bağlı sendikaların katılımıyla 11 Aralık 2017 Pazartesi günü Eğirdir'de Saat13.15'de Hızırbey Camii önünde "Kudüs Özgür Olana Dek Alanlardayız" mitingi düzenlendi. Mitinge Ak Parti Eğirdir İlçe Başkanı Veli Gök, Eğitim Bir-Sen Isparta İl Başkanı İhsan Arıcı, Eğirdir İlçe Başkanı Ali Şanal, Kadın Komisyon Başkanı Fadime Gökdoğan ve yönetim kurulu üyeleri, Eğirdir İmam Hatip Lisesi öğrencileri ile çok sayıda vatandaşlarımız katıldı.
Burada bir konuşma yapan Eğitim Bir-Sen Eğirdir Başkanı Ali Şanal, Mehmet Akif İnan'ın "KUDÜS" isimli şiirini okuduktan sonra şunları söyledi: "Değerli arkadaşlarım, bu kutsal yürüyüşe bizimle beraber katılmanızdan dolayı şükranlarımı sunuyorum.
Biliyorsunuz ki; Kudüsün İsrailin başkenti ilan edilmesi konusunda Amerikanın denemeye çalıştığı girişim son derece tehlikelidir. 1897 Basel Kongresi, 1917 Balfour Deklarasyonu, 1948 İsrailin devlet ilanı
120 yıl geçti 1897nin üzerinden ve 100 yıl sonra dedikleri Büyük İsrail hedefinde 20 yıllık sapma var. Hesapları birileri bozuyor elbet. Şimdi yeni hamle peşindeler. Hiç şüphe olmasın, başaramayacaklar.
Kudüs, Bağımsız Filistinin başkentidir ve öyle kalacaktır. Gündemi diri tutacağız. Her Müslüman üzerine düşeni yapacak. Ya Mescid-i Aksa, ya siyon mabedi olacak Kudüste. Unutmak ihanettir. Unutmayacağız unutturmayacağız. Kudüs Özgür olana dek kıyamda kalacağız
"
Daha sonra Hüseyin Hüsrev Büyükdoğaç tarafından basın açıklaması okundu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Kudüs, Peygamberlerin hatırasını barındıran bir silm/barış şehridir. Kudüs, dinlerin bir arada yaşama tecrübesinin en muhteşem örneğidir. Kudüs, selim aklın, bilgeliğin kentidir. Buna karşılık geçmişte nasıl Haçlı vahşeti barış kenti Kudüse zulüm ve vahşet getirdiyse, bugün de emperyalist Batının ve ABDnin siyonizme verdiği destek Kudüsü zulmün ve karanlığın mekânına dönüştürüyor. ABDnin bu ahlaksız ve hukuksuz çıkışı ile Kudüs yeni bir zulüm ve işgal tehdidi altına girmiştir. Kudüs düşerse direniş hattı çöker. Bu böyle bilinmelidir. O nedenle her kim kendisini antiemperyalist olarak, sömürge karşıtı olarak tanımlıyorsa, onları ve tüm Müslüman dünyayı Kudüs direnişi etrafında kenetlenmeye çağırıyoruz.
Bu girişim, Filistindeki işgal sorununun çözümü için atılacak bütün adımları boşa çıkarmaya yönelik şeytani bir ataktır. ABDnin kararı, siyonist terörizmi ve Kudüs işgalini açıkça destekleme ve meşrulaştırma girişimidir.. Bu karar sadece Kudüs ile ilgili değildir, bu karar son zamanlarda yaşanan diğer gelişmelerle birlikte düşünüldüğünde, ABD emperyalizminin İslam dünyasını dizayn etme girişimlerinin yeni ve daha cüretkâr bir hamlesidir. ABDnin Kudüsün işgaline ve İslam dünyasının dizaynına yönelik bu planlı ve ahlaksız politikalarını şiddetle reddediyor ve kınıyoruz.
İslam dünyasının dağınıklığından güç alan bir avuç azgın, iki milyarlık İslam dünyasının en değerlisine saldırı içine girme cüretinde bulunabiliyorsa, ciddi bir muhasebenin vaktinin gelip geçmektedir.Biz kendi dağınıklığımızda oyalanırken, emperyalistler ve siyonistler iki yüzyıllık projelerini adım adım uyguluyorlar. Hiçbir işgal öyle aniden olmuyor. Yaşadıklarımız birer sonuçtan ibarettir. Bu nedenle, İslam dünyası olarak tarihte özne olmamızı sağlayan öze, dinamiğe sahip çıkmalı, yeniden diriliş ve silkinişi gerçekleştirmeliyiz. İnşallah Kudüs direnişi bu dirilişin miladı olacaktır
Bütün dünya, uluslararası hukuk ve BM kararlarını ihlal eden bu kararı reddetmeli ve Filistin halkının yanında yer almalıdır Çünkü esir edilmek istenen sadece Kudüs değildir. Kudüs, emperyalizme karşı direnişin sembolü olduğu ölçüde dünya zulüm sisteminin hedefi olmaktadır. Kudüs teslim olursa, Kudüsü teslim edersek dünyanın geri kalanı kolay bir lokmaya dönüşecektir. Kudüs, direnişin en stratejik, en önemli hattıdır. Kudüs düşerse direniş hattı çöker. Bu böyle bilinmelidir. O nedenle, her kim kendisini antiemperyalist olarak, sömürge karşıtı olarak tanımlıyorsa, onları ve tüm Müslüman dünyayı Kudüs direnişi etrafında kenetlenmeye çağırıyoruz. Dünya özgür olmak, sömürü düzeninden kurtulmak istiyorsa, Kudüsün sömürü; işgal ve hadsizliğin sembolü olan siyonist işgalcilerden kurtulması için dayanışma içinde olmalıdır. Kudüs, dayanma noktamızın son sınırıdır. Kudüsten sonra kimse bu ümmetten barış ve aklıselim lafları beklemesin. Kudüsün sonrası ancak öfkedir, kavgadır, intifadadır. Bu ümmet bu noktadan sonra, Kudüs fatihi Selahaddin gibi Allahın evi esaret altındayken, Selahaddin nasıl kendi evinde yatar deyip ayağa kalkar ve Kudüs özgür oluncaya, siyonizm Filistinden defolup gidene kadar asla oturmaz.
Trumpın kameralar önünde şov yaparak imzaladığı karar, bizim için bir paçavradan ibarettir ve ancak bir utanç vesikasıdır. Bu ahlaksızca tehdit, bu alçaklık ümmetin ayağa kalkmış öfkesi için bir korku değil, bilakis bir bilenme sebebidir. İşte görüyorsunuz, bütün Türkiye, bütün ümmet Kudüs kavgasının neferlerine dönüşmüş durumdadır. Bütün Türkiye, bütün ümmet ayakta, kıyam halindedir. Dedik ki, Kudüs Özgür Oluncaya Kadar Alanlardayız. Kudüsün korsan işgal devletinin değil, bağımsız Filistinin başkenti olduğunu haykırıyoruz. Evlerimizi, iş yerlerimizi bağımsız Filistin bayraklarıyla donatıyoruz. Kudüs için söylenen her söz, her paylaşım, her yazı değerlidir, önemlidir ama yetmez! Bununla yetinirsek, gündem değişiğince Kudüs yine yalnız ve boynu bükük kalır. O nedenle, sürekli teyakkuza geçmeli, sürekli bir eylemlilik halinde olmalıyız. Bu nedenle, kadın, çocuk, yaşlı, genç demeden alanları dolduracağız. 15 Temmuz ruhuyla hareket edeceğiz ve bu pabucun bu kadar ucuz olmadığını, bu işin bir oldubitti ile sona ermeyeceğini her platformda göstereceğiz. Ümmetin ve direnişin öğretmeni Kudüs, bize yeni bir ödev vermiştir. Gece gündüz, yağmur çamur demeden bu ödevi yerine getirmek için çalışacağız. Bu görevi vaktiyle, ümmetin yiğit insanları hakkıyla yerine getirdiler. Hz. Ömerler, Sultan Selahaddinler, Nureddin Zengiler, Gümüş Teginler, Birinci Kılıçarslanlar, Abdülhamidler bu tarihi görevi yerine getirdiler ve Kudüse layık öğrenciler oldular. Bu mesele sadece Müslümanların meselesi değildir. Kudüs düşerse dünyanın hiçbir başkenti güvende olmayacaktır. Bunu bütün dünya bilmeli, anlamalıdır
Kudüse Mescid-i Aksaya sahip çıkmak sadece antiemperyalist duruşun bir gereği değil, aynı zamanda imanın da bir gereğidir. Buradan bütün dünyaya haykırıyoruz: Filistinlilere cehennem kılınan bir Kudüs, hiç kimseye cennet olmaz! Kudüsün cehenneme çevrildiği bir dünya kimseye barış yurdu olamaz! Bağımsız Filistin ve Kudüs davasının sonuna kadar yanındayız! Zalimler istemese de Kudüs özgürleşecek ve siyonizm, İslam dünyasının kalbinden sökülüp atılacaktır. Emperyalizm yenilecek, Kudüs direnişi kazanacaktır.
Basın açıklamasının ardından kalabalık olaysız bir şekilde dağıldı.