"DEVLET
KURAN MEYDAN SAVAŞI..."
30
Ağustos Zafer Bayramı kutlama törenlerinde bir konuşma yapan emekli tarih
öğretmeni hemşehrimiz Milli Hatip İbrahim Sarıdaş, "30 Ağustos,
Malazgirt'ten Sakarya'ya kadar uzanan tarih sürecinde "Milletim Türk,
vatanım Türkiye, ülküm Türklüktür" diyenlerin ve Kuva-i Milliye ruhunu
duyanların gerçekleştirdiği devlet kuran meydan savaşıdır." dedi.
Sık sık
alkışlarla kesilen Sarıdaş'ın konuşması şöyle:
"Bugün
aynı heyecan ve sevinci duyarak, Türk Milletinin bağımsızlık düğünü olan, Başkomutanlık
Meydan Savaşı sonunda kazanılan Büyük Zaferin 95'nci yıldönümünü kutluyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türk
Milleti 20'nci yüzyıl başlarında tarihinde benzeri bulunmayan karanlık günler
geçiriyordu. Trablusgarp ve Balkan savaşlarında kaybettiği toprakları geri
alabilmek için Almanya'nın müttefiki olarak Birinci Dünya Savaşına giren
Osmanlı Devleti ağır bir yenilgiye uğradı ve 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkes
antlaşmasıyla itilaf devletlerine kayıtsız şartsız teslim oldu. Antlaşmanın
7'nci maddesi gereğince Yurdumuz İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve
Yunanlılar tarafından işgal edildi. Türk Milleti Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde
bağımsızlık mücadelesine girişti ve çökmüş bir imparatorluğun kalıntıları
üzerinde yeni bir devlet kurduk. O devlet, Türkiye Cumhuriyeti'dir.
Saygıdeğer
Eğirdir'liler;
Milli
mücadelede, Eğirdir'li, Kuva-i Milliye'nin yanında yer almıştır. Tğlızade
İsmail Hakkı Efendi başkanlığında Eğirdir Müdafa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuştur.
Batıda Yunan ilerleyişini durdurmak için mücahit kuvvetler oluşturulmuş ve bu
kuvvetler Nazilli-Ödemiş cephelerinde savaşmış daha sonra milli orduya
katılmıştır. Milli mücadelede Eğirdirli 150 evladını şehit vermiştir. Milli
Mücadeleye katılıp da kırmızı şeritli İstiklal Madalyasıyla onurlandırılan
Eğirdir'li Mehmetçiklerin sayısı 188'dir. Bizler de onların torunlarıyız.
Onlara ait madalyaları göğsümüzde onurla ve gururla taşıyoruz.
30
Ağustos, anası millet, çocuğu ordu olan bir ulusun kahramanlık destanıdır.
1914'de başlayıp 1922'de biten, Türk'e ölüm seferi içerisinde 30 Ağustos,
abideleşen bir mana taşır ve niçin yaşadığımızın sırlarını saklar. 18 Mart
1915'de Çanakkale'de müdafaa eden ses, 30 Ağustos 1922'de Afyon'da taarruz
halindedir. "Ya İstiklal Ya Ölüm. Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir,
ileri..."
30
Ağustos, Malazgirt'ten Sakarya'ya kadar uzanan tarih sürecinde "Milletim
Türk, vatanım Türkiye, Ülküm Türklüktür" diyenlerin ve Kuva-i Milliye
ruhunu duyanların gerçekleştirdiği devlet kuran meydan savaşıdır.
30
Ağustos, bu vatan toprağının kara bağrında sıra dağlar gibi duranlarındır. Bir
tarih boyunca onun uğrunda kendini tarihe verenlerindir diyen onbinlerin
toprağı vatan yapan ulvi şahlanışıdır.
30
Ağustos, ileri atılıp sellercesine, göğsünden vurulup tam ercesine bir gül
bahçesine girercesine şu kara toprağa girerek şehit olan Mehmetçiklerin aziz
milletine armağan ettiği bağımsızlık düğünüdür.
Bu
savaşta Türk Ordusu dört beş ayda düşürülemez denilen Yunan mevzilerini altı
günde çökertmiş ve Afyon-İzmir arası 400 km.lik takip harekatını 10 günde
gerçekleştirmiş ve 9 Eylül 1922'de şanlı Türk sancağı bir daha indirilmemek
üzere İzmir'e dikilmiştir.
Bu
zaferi aziz milletimize armağan eden ve Türk birliğinin, Türk kudret ve
kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesi olan kahraman
Türk ordusuna selam olsun. Türk ordusu Türk milletinin bağrından doğmuştur.
Türk ordusu Türk milletinin öz cevheridir. Türk ordusu Türk milletinin
onurudur. Türk ordusu Türk milletinin gözbebeğidir. Ordumuzun ebedi
Başkomutanı, Devletimizin kurucusu Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah
arkadaşlarını, bütün Şehit ve Gazilerimizi saygıyla anıyoruz. Ruhları şad
olsun, mekanları Cennet olsun.
Son
zamanlarda bazı meczuplar tarafından Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e yapılan
saldırıları şiddetle kınıyoruz. Atatürk Türk Milletinin ortak değeridir.
Atatürk sevgisi yüreğimizdedir. Hiçbir unsur yüreğimizdeki bu sevgiyi
eksiltemez.
Son yıllarda
yurdumuz yoğun terör saldırıları ile karşı karşıya. Yüreğimiz yanıyor. Ama
metanetimizi muhafaza ediyoruz. Eli kanlı terör örgütleri, Türkiye'yi bölmek,
Güneydoğu'da bağımsız bir kürdistan devleti kurmak istiyor. Sözüm ona bazı
batılı dost devletler, bu nasıl dostluksa, bu cani örgütlere destek veriyor.
Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü parçalamak isteyen iç ve dış bütün şer ve hain
güçler şunu iyi bilsinler ki; Türkiye, kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına
bölünme kabul etmeyen mukaddes bir bütündür. Anadolu'da yaşayan yetmiş sekiz
milyon vatan evladı hep aynı cevherin damarları ve Türkiye Cumhuriyeti'nin her
bakımdan eşit ve onurlu vatandaşlarıdır.
Allahımız
bir, kitabımız bir, kıblemiz bir. Taa 1071'den bu yana 946 yıldır aynı vatanda
biriz ve beraberiz. Ve biz Büyük TÜRK Milletiyiz.
Türk
Milletini bölemeyeceksiniz. Türk Devleti'ni parçalamaya gücünüz yetmeyecek.
Akıttığınız kanda boğulacaksınız. Anadolu'da bu aziz milletin bölücülere
vereceği bırakınız toprak parçası tek bir çakıl taşı bile yoktur. Ve Anadolu'da
Türk Milletine kefen biçenlerin ölümü korkunç olur.
Askerimize,
polisimize kahpece sıktığınız her kurşunun, kalleşçe patlattığınız her
bombanın, canice döktüğünüz her damla kanın hesabı Devletimiz tarafından
soruluyor ve sorulmaya devam edilecek ve ay yıldızlı al bayrak terörün merkezi
Kandil'e mutlaka dikilecektir.
Bu aziz
vatanda kıyamete kadar, kıyamete kadar, kıyamete kadar tek bir bayrak
dalgalanacaktır O bayrak onurumuz, gururumuz ve namusumuz olan,
bağımsızlığımızın sembolü ay yıldızlı al bayraktır. Varlığımız Türk varlığına,
ülkemizin bölünmez bütünlüğüne ve Türkiye Cumhuriyeti'ne feda olsun. NE MUTLU,
NE MUTLU, NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE..."