Haberin Tarihi:
12.7.2016 10:39:00
- Okunma Sayısı:1746
defa okundu.
Turizm cenneti Eğirdir, mermer ocaklarına teslim olmuş durumda. Son açıklanan rakamlara göre Eğirdir İlçesi'nde 71 mermer ocağı faaliyet gösteriyor.
ŞENGÖL: “ALTIN KESİLİYOR DENİLSE BEN BU İZNİ VERMEM...”
Turizm cenneti Eğirdir, mermer ocaklarına teslim olmuş durumda. Son açıklanan rakamlara göre Eğirdir İlçesi’nde 71 mermer ocağı faaliyet gösteriyor. Eğirdir Belediye Başkanı Ömer Şengöl de turizm cenneti Eğirdir’in çevresinde mermer ocaklarına izin verilmesine tepki gösterdi.
Mermer ocakları olan alanlara bakıldığında ‘iyi görüyoruz’ diyen çok az kişinin olacağını ifade eden Şengöl, “O mermer teşkilatlarını çalıştıranlar bile, biz geldik Eğirdir’e güzellik getirdik demeyeceklerdir.
Allah’ın eli boş zamanı özenerek yaptığı bir butik şehri sen geliyorsun, devlete parayı verdim diye bağrına istediğin yerden, canın istediği şekilde, -her ne kadar izinli, onun yolu yordamı var- deniliyorsa da ben inanmıyorum. Adam ruhsatı aldı mı köstebek gibi aşağıdan yukarıdan testere gibi oyuyor, sistemi bozuyor” dedi.
Şengöl, konuyla ilgili şöyle konuştu: “Öbür taraftan da soruyoruz, bu ekonomi, bundan ihracat yapılıyor, dolayısıyla bu bir milli gelir unsuru diyorlar. İyi ama her şeyi ekonomiye, her şeyi paraya bağlarsak, bazı doğa güzelliklerinden de mahrum kalırız. Tamam para olsun o da olsun ama devlet benden daha iyi düşünmüştür düşüncesindeyim.
Mermer ocakları yerleri Eğirdir Belediyesi hudutlarında değil. Belediye hudutları içerisinden bu halde altın kesiliyor denilse ben bu izni vermem. Oradan para kazanılıyor birçok sektör kazanıyor ama diğer taraftan kayıplar hesap edilmiyor. Eğirdir Gölü’ne en küçük bir olumsuzluk atıldığındaki çevre titizliğini orada da göstermek lazım. Biz hem para kazanıyoruz, hem çevreyi bozuyoruz diyemeyiz. Çevreyi bozmadan para kazanma şekline bakmalıyız. Görünen yüzler var dağların. Daha görünmeyen yakalarda bu izinler verilir. Bu taraflarda da çok kıymetli damarlar var ise çok hızlı önlemler alınmalı.
Toz uçuyor, bahçelerin yaprakları bozuluyor, toprağın yüzeyi kireç taşıyla kaplanıyor, muhtelif şikayetler var. Bu dediğimiz şeyler 3-5 yılda sonuç getirmez ama şuna inanıyorum ki; sonunda öyle ya da böyle bu olumsuzluğu getirecektir. O nedenle hem bugünü düşünmek hem de geleceğimizi düşünmek adına izin verenlerin izin yönetmeliğini iyi inceleyip, sık dokuyup, öyle ruhsat vermesi lazım. Ruhsat verildi, sonraki denetimleri iyi yapmak lazım. Balkırı köyümüzün üstündeki bir ocakta madeni çıkaran kardeşimiz iş makinesiyle alanı düzeltip, sedir ağaçları diktiğini biliyorum. Öyle bir öneriyle bu konuyu bağlayalım derim.”