30
Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarında günün anlam ve önemini belirten bir
konuşma yapan emekli tarih öğretmeni hemşehrimiz İbrahim Sarıdaş şunları dile
getirdi:
“Bugün
aynı heyecan ve sevinci duyarak, Türk Milletinin bağımsızlık düğünü olan 30
Ağustos Başkomutanlık Meydan Savaşı’nın 91’inci yıldönümünü kutluyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türk
tarihi baştan başa bir meydanlar tarihidir. Türk milleti binlerce yıldan beri
vardır. Tarih yazılmaya başlandığından bu yana, asil Türk milletinin izini,
dünya tarihinin sayfalarında görürsünüz. Asırların, kıtaların ve medeniyetlerin
hakimi olan Türk milleti, oğuz olup dağa, taşa destanları yazılmıştır.
Malazgirt’te Alparslan, Kosova’da Yıldırım kesilen Türk millet, Fatih olup, çağ
kapayıp, çağ açmış, Yavuz olup Türk
cihan hakimiyetini gerçekleştirmeye çalışmıştır. Kanuni olup 16’ncı asırda üç
kıta yedi denize hükmeden Türk milletinin, 20’nci YY başlarında bağımsızlığı
elinden alınmak istenmiş. Birinci Dünya Savaşı sonunda, Türk yurdu paramparça
edilmiştir. Türk Milleti Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde milli
mücadeleye girmiştir. 30 Ağustos 1922, Başkomutanlık Meydan Savaşı bağımsızlık
mücadelesinin son halkasıdır.
30
Ağustos, anası millet, çocuğu ordu olan bir ulusun kahramanlık savaşıdır.
1914’te
başlayıp, 1922’de biten Türk’e ölüm seferi içerisinde 30 Ağustos abideleşen bir
mana taşır ve niçin yaşadığımızın sırlarını saklar.
30
Ağustos, emperyalizme karşı aşılmaz bir duvar ve onbinlerin toprağı vatan yapan
ulvi şahlanışıdır.
18
Mart 1915’te Çanakkale’de müdafe eden ses, 30 Ağustos 1922’de Afyon’da taarruz
halindedir “Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir. İleri”
30
Ağustos Malazgirt’ten Sakarya’ya kadar uzanan tarih sürecinde kuvay-ı milliye
ruhunu duyanların gerçekleştirdiği devlet kuran meydan muharebesidir.
30
Ağustos “Denildi mi bir yere Türk beldesi, Gözüm Albayrak arar, kulağım ezan
sesi” diyen kahraman Mehmetçiklerin gerçekleştirdiği, bağımsızlık düğünüdür.
26
Ağustos 1071’de Muş’un Malazgirt ovasında, bugünkü Yunanlıların ataları olan, Bizanslılarla
yapılan Malazgirt savaşında, Anadolu’nun kapıları Türk’lere açılmıştı. Bundan
105 yıl sonra 1176’da Eğirdir gölü kuzeyinde Gelendost ovası civarında, yine
Bizanslılarla yapılan Miryekefalon meydan savaşı ile, Anadolu’nun tapusunun
Türk Milletine verildiğini bütün batı tarihçileri yazıyor. 30 Ağustos 1922
Başkomutanlık Meydan Savaşı ile, bu mübarek toprakların, ebediyyen, ebediyyen,
ebediyyen Türk vatanı olarak kalacağı bütün dünyaya ispat edilmiştir.
Bu
zaferi aziz milletimize armağan eden ve Türk Birliğinin, Türk kudret ve
kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesi olan Kahraman
Türk Ordusuna selam olsun. Türk ordusu Türk milletinin bağrından doğmuştur.
Türk Ordusu Türk milletinin öz cevheridir. Türk ordusu Türk milletinin
onurudur. Türk ordusu Türk milletinin gözbebeğidir.
Ordumuzun
ebedi başkomutanı ve devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah
arkadaşlarını, bütün şehit ve gazilerimizi saygıyla anıyoruz. Ruhları şad
olsun, mekanları Cennet olsun.
Bu
zaferin 91’nci yıldönümünde bir Gazi torunu olarak, sizler adına, Türkiye’nin
bölünmez bütünlüğünü parçalamak isteyen iç ve dış bütün şer ve hain güçlere
sesleniyorum: Çabanız boşuna. Türk milletini bölemiyeceksiniz. Yüce Atatürk’ün
dediği gibi Ağrı’dan, Van’dan, Diyarbakır’dan Ege’ye ve Trakya’ya,
Karadeniz’den Akdeniz’e kadar bütün memleket evlatları hep aynı cevherin
damarlarıdır. Bu sebepden dolayı Türk milleti bölünme kabul etmeyen mukaddes
bir bütündür. Anadolu’da Türk milletinin bölücülere vereceği bırakınız toprak
parçası, tek bir çakıl taşı bile yoktur. Bu mübarek vatanda ay yıldızlı al
bayrak ebediyyen dalgalanacak ve Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar, sonsuza
kadar, sonsuza kadar payidar kalacaktır.
NE
MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE…”