EĞİRDİR GÖLÜ KURTULDU MU?

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,EĞİRDİR GÖLÜ KURTULDU MU?
Haberin Tarihi: 29.8.2013 11:39:00 - Okunma Sayısı:2168 defa okundu.

26 Ağustos 2013 Pazartesi günü gazetemizde yayınlanan "Eğirdir Gölü 500 bin euroya kurtuldu" başlıklı haberi SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Eğirdir-Isparta Temsilcisi hemşehrimiz Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici ile değerlendirdik. Kesici, konu ile ilgili sorularımızı cevapladı.

EĞİRDİR GÖLÜ KURTULDU MU?

 

            26 Ağustos 2013 Pazartesi günü gazetemizde yayınlanan “Eğirdir Gölü 500 bin euroya kurtuldu” başlıklı haberi SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Eğirdir-Isparta Temsilcisi hemşehrimiz Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici ile değerlendirdik. Kesici, konu ile ilgili sorularımızı cevapladı.

            AKIN- Hocam,“Simens’in WWF ile yürüttüğü “Yedi Göle Yedi Renkli Hayat ” projesi Eğirdir Gölü’nü yaşama döndürdü” açıklamaları hakkında görüşleriniz nedir?

            KESİCİ- Manşet çok sevindirici!! olduğu kadar, çok da iddialı… Gölü yaşamış olmasan,  araştırmalar yapmasan, o dönemin para biriminde harcanan bir trilyon üç yüz elli milyara TL (500 000 Euro) bakınca inanmak, sevinmek gerekir…. diye düşünmek gerekiyor… Anlatılmak istenilen aynı şeyse, göl kurtuldu deniyorsa… bence komedi….

            AKIN- Neden?

            KESİCİ- Dahili hastalığı olan ve içerisinde sorun olan bir hastaya, kötü alışkanlıklardan, kötü beslenmeden ve stresten uzak dur demekle ve onları iyileştirmekle (ne derece?) hastayı kurtarmanız mümkün değildir. Gölün diğer önemli bir sorunu da içerideki kirlilik  birikimdir…      

            AKIN- Sizin yapmış olduğunuz çalışmalarla WWF çalışmalarıyla paralellik söz konusu mu?

            KESİCİ- Ben ihtisasımı Eğirdir Gölü’nün ekolojik  yapısı üzerini yaptım. Yıllardır çok farklı disiplinlerle araştırmalar yapılmakta, her ay analizler yapılarak adeta gölün kalitesi (sağlık durumu) izlenmektedir… Göl dışı faktörlerin gözden geçirilmemesi ve kısacası gölün kirletilmemesi gerektiğini defalarca dile getirdik.

            SDÜ’den farklı bilim kollarından çok sayıdaki  araştırmacılarla daha yeni yapıp yayınladığımız Eğirdir Gölü Kirlilik Düzeyi TÜBİTAK çalışması sonuçlarınca; göldeki  tarımsal kirliliğin boyutlarını açıkladık. Çalışmalarımız  onaylandı… Hangisi doğru?…

            İçme suyu kaynağı olan tarımsal sulamada kullanılan Eğirdir Gölü’nün gerçeklerini saptırmak, ahlaki olmadığı gibi yasal da değildir…

            Göller konusunda uzman olan araştırmacılar gölün dününün bu günden iyi olduğunu söylememektedir…

            Gölün kurtulduğunu söylemek de etik değildir… Hastanın tedavisini geciktirmektir, zamanı  geçirmektir, işin kolayına kaçmaktır, popülistliktir… Bilim dışılıktır… Yasal mıdır?

            Göl kurtuluşu elbette  gölü kirletmemekten geçer, fakat  kabınız (göl çanağınız) kirliyse kabı da temizlemek gerekmez mi? Bu konuda şimdiye kadar yapılan bir çalışma var mı? Bu tür çalışma ileride mutlaka yapılacak fakat bu günden daha zor ve pahalı olacaktır. Göl temiz demekle olmuyor.

            Göl çevresindeki tarımsal üretimde “Damla Yöntemine” geçilmesini yirmi yılı aşkın süredir her ortamda dile getirdik... Göl çevresindeki su ve kimyasal kullanımını gelişen teknolojiyle düzenlemek, bir koruma tedbiri olabilir, bu düzenlemenin de yaygınlığı ve uygulanması tartışılmaktadır.  Sulama-gübreleme- ilaçlamalarda klasik yöntemlere hala devam edilmektedir… Nedeni de,  önlem alınmadan kuyu sularına aşırı oranda yüklenmenin sonucunda, kuyu ve sondajla sulamada,  su azlığının söz konusu olduğu belirtilmektedir… Kuyular yeterli değildir, su için derinlere  inmek gerekmektedir…

            AKIN- Hocam, Gölün kurtulduğunu söylemek için ne yapılmalıdır?    

    KESİCİ- Eğirdir Gölü’nün kurtulması için bu sorulara olumlu yanıt vermek gerekir.

            Eğirdir Gölü’nün dip kesiminde yıllarca biriken azot-fosfor karışımlı dip çamuru temizlendi mi? Göldeki balık analizleri yapıldı mı?

            Göl suyunda, balıkta, bitkide, dip çamurunda birikime neden olan tarım ilaçlarının ve diğer atıkların analiz sonuçlar nedir?

            Göle ulaşan su kaynaklarının ve tüm atık suların  ön kısımlarına BİYOLJİK  ARITMA yapıldı mı?

            Göl kıyı kenar çizgisi ve kıyılarının işgallerine son verildi mi?

            Tüm göl çevresindeki tarımda damla sulama yöntemi ve iyi tarım TAVSİYEDEN daha çok ZORUNLU hale getirildi mi?

            Daha da ek sorular var….

            AKIN- Sayın hocam bu tür çalışmaların inandırıcılığı konusundaki görüşleriniz nelerdir?

            KESİCİ- Eğirdir Gölü’nde Kerevit balığı var derseniz ve ne kadar inandırıcıysa, bu çalışmaya da o gözle bakmak gerekir. Elbette; Eğirdir Gölü için her çalışma önemlidir. WWF’in eğitim- bilgilendirme çalışmaları da önemlidir, temenni ederim ki  WWF’in beyanındaki “Kerevit balığı” açıklaması bir yazım hatasıdır… Ama defalarca bahsedilmekte… Kerevit.. balık…. Simens… WWF… Yedi göle yedi renkli hayat…

            Siz Kerevit balığı diye bir balık adı duydunuz mu? Eğirdir Gölü’nde  Kerevit balığı gördünüz mü?

            Daha önce de söylediğim gibi; konu Eğirdir Gölü olunca “bin ölçülüp, bir biçmek gerekir”, araştırmadan, bilgi sahibi olmadan fikir beyan etmemek gerekir…

   Kerevit balığı denilen tür ne zamandan beri Eğirdir Gölü’nde var. Literatürlerde ve yöresel adlandırmalarda bile yer almayan bir balığın veya gölde kerevit balığının kurtulduğunu  belirtilen ve bu kadar çok para harcanan bir proje ne kadar inandırıcıdır… Kerevit balığı… Kerevit ve balık bir birinden o kadar farklı ki…. Biri omurgasız canlı, balık omurgalı… biri kabuklu canlı, diğeri balık…

            AKIN- Sonuç olarak?..

            KESİCİ- Bu tür çok iddialı açıklamalar göle, yaşamımıza zarar vermektedir. Bilim insanlarının çalışmalarını önemsememektir, Reklam mıdır? Çalışma eksikliği midir?..

   Kimsenin kimseyi yanıltmasına gerek yoktur. Eğirdir Gölü çevresinde yaşayanlar, Eğirdirliler gölün ne durumda olduğunu gayet iyi bilmektedir… Göl yerindedir, gölle ilgili her şeyi kanıtlamak mümkündür… Yıldız Teknik Üniversitesi öğrenci grubunun belirttiği gibi;  Eğirdir Gölü, gölü ilk görenlerin dışını, yaşayanlarında içini yakan bir göldür…

            Göl için makyajdan kesinlikle kaçınmak gerekir, bu kısa süre için kazanç, beğeni, yaşam getirir en yanlış olanı da bu tür davranış ve beyanatlardır; Gölü kurtarmaz. Göl  her canlının yaşam hakkı, göl stratejik öneme sahip bir göl… Eğirdir Gölü ile ilgili günü kurtarıcı beyanatlardan, çalışmalardan, politika  malzemesi etmekten vazgeçmek gerekir, göl için geleceği kurtarmak gerekir... Gölün bizlere emanet olduğunu unutmamak gerekir… Göl ya kirlidir, ya da temiz buna da bilimsel çalışmalarla karar verilir…

            En son söz: Gelin “Yer yüzü cennetimiz…. Hazine… Namusumuz….”  dediğimiz , dünya mirası olan Eğirdir Gölü’nü masaya yatırıp, istediğimizi söyleyenlerle değil, siyasilerle, balıkçılarla, yörede yaşayanlarla, farklı disiplinlerle tartışalım, ne dersiniz…

            AKIN- Hocam görüşlerinizi bizlerle ve okuyucularımızla paylaştığınız için teşekkür ederiz.

            KESİCİ- Ben de her zaman  açık yüreklilikle, eksiksiz görüşlerimizi dile getirme olanağı verdiğiniz için, teşekkür ederim.

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap