Isparta Barosu Başkanı Avukat Gökmen Hakkı Gökmenoğlu ile Röportaj
Özellikle Türkiye’nin siyasal, askeri ve hukuki zeminde bunalıma girdiği ve/veya girmekte olduğu bu karanlık günlerde, yolumuza ışık tutacak belki de çok daha zor dönemleri yaşayıp görmüş, öncelikle abimiz olarak görüp sevdiğimiz ve tabi baro başkanımız ve meslek büyüğümüz olarak saydığımız Sayın Avukat Gökmen Gökmenoğlu’yla yer yer ciddi, yer yer eğlenceli olacağını düşündüğümüz ve tabi umduğumuz bir röportaj hazırladık. Buyurun ;
Öncelikle uzun süredir Baro Başkanlığı görevini yürüttüğünüzü biliyoruz ve hatta isminizin artık Isparta Barosuyla özdeşleşmeye başladığını görüyoruz. İş yükünün oldukça ağır olması ve buna karşın bir kazanç işi olmadığına binaen soruyorum Gökmen GÖKMENOĞLU bu zorlu göreve neden ısrarla talip ? (Stj. Av. Muhammet Ali Kurt)
(Gülerek yanıtlıyor) Evet tabi haklı bir soru. Zor bir görev. Hani siyasetçiler hep derya ’ben istemedim’ diye benimki de o şekilde oldu. Yıllarca yönetim kurulu üyeliği yaptım. Isparta Barosuna vefa borcum vardı. Belli planlarım ve hayallerim vardı. Hep bu ideallerin peşinden koştuk. Bunlar başarıldıkça ben de devam ettim. Biliyorsunuz bu baro başkanı olarak üçüncü dönemim.
Mesleki kariyer açısından hukukçu olmayı seçmeniz hususunu sormak istiyorum. Neden hukuk ve bu kararınız iradi miydi ? Ya da bu konuda herhangi bir yönlendirmeye tabi tutuldunuz mu ? (Stj. Av. Özlem Zengin)
Büyükbabam hukukçu, babam noterdi. Bu yüzden zaten küçüklüğümden beri hayalimdi. Küçükken kabaca bir yüz çizip, anneme altına avukat yazdırırmışım. Sonra o küçük kağıdı iğneyle yakama astırırmışım. Yaşıtlarım sokakta futbol oynarken ben babamın yanında daktilo yazmayı yeğlerdim. Bu yüzden hukukçu olma kararım iradi ve mesleğimi zevkle yapıyorum.
Yıllar önce, hukuk fakültesini bitirip bizler gibi stajyer olduğunuz dönemlere sizi tekrar götürmek istiyorum. Öncelikle o zamanlar en büyük kaygınız neydi ? Ve devamında o dönemde yapmayı isteyip yapamadığınız veya yapıp da şimdilerde keşke yapmasaydım değiniz bir hatıranız var mı ? (Stj. Av. Ömer Lütfullah Gencay)
Ben stajyerken çok fazla bir seçeneğimiz yoktu açıkçası. En eğlenceli faaliyetlerimiz arkadaş grubumuz içinde oynadığımız futbol oyunlarıydı. Tabi kaygılar yine vardı o zaman da şimdiki gibi stajyer sayısının çok arttığından bahsedilip bu mesleğin zorluğu sıklıkla dile getiriliyordu. O zaman biz dokuz stajyerdik. O zamanlar da yine aman Hakim-Savcı ol, Avukatlık çok zorlaştı deniyordu. Bir dönem akademik kariyer yapma planlarım ağır bastı fakat ben tüm söylenenlere rağmen Avukat olmayı tercih ettim.
İlk dava hususu hep merak edilir. Siz ilk davanızı hatırlıyor musunuz ? Hatırlıyorsanız bir parça dinleyebilir miyiz ? (Stj.Av. Muhammet Ali Kurt)
Evet hatırlıyorum. O zamanlar sekreterim yoktu. Askerliğimi yapıp geldim. Hemen akabinde büro açma planı yaptım. Askerliğim sırasında biriktirdiğim paralarla ne yapsam diye düşünürken, babam büro alacağız yoksa harcarsın bu parayı dedi (Gülüşmeler). Zar zor da olsa bir büro aldım. Evet bürom oldu ama paramın tamamını bu büronun mülkiyeti için harcadığımdan hazırda param yoktu. İlk zamanlar iş için biraz beklemek gerekiyor. Sanırım babam bu durumu tahmin etmiş. Büroma gelip bir çay içti. Sonra çıkarken biraz para bıraktı masanın üzerine. Tabi o gidene kadar paraya dokunamadım bile. Bu para beni bir süre idare etti ama bir süre sonra param iyice azaldı. Ben babamdan tekrar nasıl para alacağım diye kara kara düşünürken ilk davam geldi. Bir boşanma davasıydı. Keçiborlulu bir amca gelip ‘ benim kız boşanmak istiyor’ dedi. Ben ilk işim olduğundan ve çok ihtiyacım olan bir dönemde nakit ödeme yapıldığından heyecanla çıkardım daktilomu ve yazmaya başladım. Tabi ne kızı dinledim ne de doğru düzgün adamı. Heyecanım geçince amca sen yarın kızını da alıp gel öyle hazırlayalım dilekçeyi dedim. O gün bu gündür rızkım hiç kesilmedi ve hep kendi ayaklarım üzerinde durdum.
Mesleğiniz dolayısıyla isteyerek veya istemeyerek birçok insanla tanışıyorsunuz. Tabi büyük çoğunluğu vekil-müvekkil ilişkisi. Peki dava sonuçlanıp da bu ilişki bittiğinde o kişilerle görüşmeye devam ediyor musunuz ? Sizce edilmeli mi ? (Stj. Av. Özlem Zengin)
Evet görüşmeye devam ediyorum. Hukuki ilişkiler dışında çoğu zaman dostluk bağları kuruluyor. Zaten bir kişinin derdini satın aldığınızda bu işe ne ilk ne de son iş gibi bakmamalısınız. Bu işi iyi yapmalısınız. Etik değerinin yanında müşteri portföyü bu şekilde genişler.
Bir ara gündemi yoğun olarak meşgul eden Avukatlık Sınavı hususunu sormak istiyorum. Sizce gerekli mi ? ve Sorunlarımıza çare olur mu ? (Stj. Av. Muhammet Ali Kurt)
Evet, bence kesinlikle olmalı. Fakat sorun olan tarafı bu sınavın tamamen bilinmez oluşu. Yani ne şekilde yapılacak, kim yapacak, kim değerlendirecek, ne şekilde uygulanacak bunlar tamamen bir kara delik. Fakat her şeye rağmen Avukatlık gibi önemli bir meslek dalının sınav koşuluna bağlanması gerekiyor. Artık sınavsız hiçbir meslek kalmadı neredeyse. İyi uygulanacak bir sistem bence çözüm olacak tam anlamıyla olmasa bile çözüme kapı aralayacaktır.
Eskilerden konuşup da askerlik anılarını es geçmek olmaz doğrusu. Özellikle erkek avukat adaylarımız için ciddi bir belirsizlik olarak görünen askerlik konusu hakkında tavsiyelerinizi ve akabinde anılarınızı dinlemek isteriz. (Stj. Av. Ömer Lütfullah Gencay)
Öncelikle soru erkekler diye geldi ama ben olsam bayanları da alırdım askere (Gülüşmeler). Belki çok zor görevlerde değil ama en azından o sistemi görebilecekleri bir konumda olmalarını sağlardım. Gerçekten bu sistem sevin veya sevmeyin hayata daha geniş bir perspektiften bakmanızı sağlıyor. Gelelim erkek adayların durumuna. Bu vatani bir hizmettir ve vatana olan borçtur. Ama bizim mesleğimizde kesinti kaldırmayan bir meslektir. Benim naçizane önerim erkek adayların staj bitiminde işe girişmeden askerliklerini halletmeleri yönünde. Hatıralar tabi çok. Askere alınışımı anlatayım. Dediğim gibi biz dokuz stajyer arkadaştık. Stajda hiç ayrılmadığımız gibi askere giderken de ayrılmadık. Komutanımızın da yönlendirmesiyle gönüllü olarak komando birliklerine yazıldık. Tabi Eğirdir Dağ Komando Tugayı memleketimize de yakın olacağından cazip geldi açıkçası. Fakat bunun keyfini ancak dört ay sürebildik. Sonra Van’a gittim. Zor günlerdi. Üç kez Kuzey Irak sınır ötesi operasyonlarına katıldım. Tim komutanıydım. Dediğim gibi zor günlerdi ama güzeldi.
Hep merak ediyorum. Çok karmaşık dava dosyalarını çözümlemekle uğraşırken özel bir motivasyon unsuru veya özel bir teknik kullanıyor musunuz ? (Stj. Av. Özlem Zengin)
Özel bir teknik kullanmıyorum. Işık veya benzeri etmenler beni fazla etkilemez. Fakat çalıştığım ortam kesinlikle sessiz olmalı. Karşılıklı diyalogla veya gürültünün olduğu yerlerde verimli çalışamıyorum. Yani cevap olarak yalnızca sessiz bir ortam.
Yoğun ve stresli iş yaşamınızdan arta kalan küçük zaman dilimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz ? Özel bir ilgi alanınız var mı ? (Stj. Av. Ömer Lütfullah Gencay)
Öyle özel bir hobim yok. Hiç ihtiyaç duymadım. Fakat bu son dönemlerde toprak işlerine merak sardım. Beni rahatlatıyor. Bitkileri ve toprakla uğraşmayı çiçek dikmeyi büyümelerini izlemeyi seviyorum. Ki sanırım hukukçuların yoğun bir hayatı olduğundan toprakla uğraşmak zamanla hepimizin ortak noktası haline geliyor.
Isparta’da yaşamak sizin bilinçli bir tercihiniz miydi yoksa içinizde ukde bırakan başka bir şehir var mı ? (Stj. Av. Özlem Zengin)
Isparta memleketim Beyşehir’e yakın. Zaten Konya’yla önceden beri bir bağım olmadı. Babam burada noterlik yaptı. Ben de burada kaldım o vesileyle. Mütevazi bir hayat size yetiyorsa ve önce huzur diyorsanız Isparta ideal bir kent. Bu yüzden başka bir yerde yaşasaydım demedim hiç.
Stajyerlerle olan ve benim bizzat katıldığım toplantılarınızdan birinde ‘Bu meslek (hukukçuluk) aynı zamanda siyasete de elaman yetiştirir’ demiştiniz. Gelecek planlarınız arasında siyasete olan ilginiz nasıl değişecek ? Ufukta siyasete atılma fikriniz var mı ? (Stj. Av. Muhammet Ali Kurt)
Hayır, öyle bir fikrim yok. Siyasi Partiler Kanunu ve diğer yasalar değişmedikçe böyle bir planım yok. Fakat gün gelir düzenlemeler yapılırsa neden olmasın isterim.
Geçtiğimiz aylarda meslektaşınız ve mevkidaşınız olan Diyarbakır Barosu Başkanı Sayın Tahir Elçi’nin göz altına alınması ve daha geçenlerde yaşanan Antalya Barosuna kayıtlı bir avukatın polisler tarafından darp edilip ters kelepçe takılması gibi vahim olaylar yaşadık. Sizce mesleki onurumuzu zedeleyen bu tip olaylarda Baroların ve Baromuzun verdiği tepkiler yeterli midir ? Sizce bu olaylar karşısında bir avukat stajyeri nasıl davranmalıdır ? (Stj. Av. Muhammet Ali Kurt) *(Açıklama: Bu soru sayın başkanımıza 27 Kasım günü sorulmuştur. Sorumuz Sayın Tahir Elçi’nin katledilmesi olayıyla bağlantısızdır. Bu vesile ile değerli meslek büyüğümüz rahmetli Tahir Elçi’ye Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve tüm hukuk alemine başsağlığı diliyorum.)
Geniş bir konu. Ama ana hatlarıyla değineyim. Öncelikle Sayın Tahir Elçi’nin tutumunu doğru bulmuyorum. Biz gece saat 02.00 ye kadar makam odalarımızda bekleyip, çalışmıyoruz. Burada özellikle beklenip, beni buradan götürsünler gibi bir düşüncesi vardı kanımca Elçi’nin. Bunu doğru bulmamakla birlikte siyasi bir olay olarak değerlendiriyorum. Yine Antalya’daki olayları tasvip etmiyorum. Doğru yapılmamıştır fakat meslektaşlarımın hareketleri de siyasidir ve bence doğru değildir. Cübbeler eylemlerde giyilmek için değil bildiğimiz gibi duruşmalarda giyilmek içindir. Hal böyle olunca bence mesleki bir saldırı değil tamamen siyasi olaylar. Bu yüzden sert bir tepkimiz olmadı. Aksine mesleki bir saldırıya uğransa Isparta Barosu avukatları ve şahsım adına konuşuyorum her türlü desteği verir, gösterilmesi gereken tepkiyi gösterirdik. Stajyerlerimize de olayları iyi tahlil etmelerini öğütlüyorum.
Serbest Avukat olarak mesleki kariyerinize devam ediyorsunuz ve daha uzun yıllar da edeceksiniz. Peki bu yorucu meslekten ideal emeklilik yaşı kaçtır ? Ve eğer paylaşmak isterseniz emeklilik hayaliniz nedir ? (Stj. Av. Özlem Zengin)
Çok aktif bir meslek. Hızlı bir hayat tarzına alışmışsınız. Bir anda bırakamıyorsunuz tabi. Bırakanlar da çok çabuk yaşlanıyor ve hatta ilginç bir tespitimdir; ölüyor. Bence ideal yaş 55 bu meslekte. Bu yaştan sonra fiziksel olarak zorlanmaya başlıyorsunuz. Fakat genelde avukatlar bu yaşta bırakmıyorlar lakin nispeten daha rölantide devam ediyorlar. Aslında hiç emekli olmuyor avukatlar. Emeklilik hayalim gün gün değişiyor. Öyle sabit bir hayalim yok. Fakat şu aralar oto yıkama ve bakım üzerine bir işletme açmayı planlıyorum. Bakalım belki açarım (Gülüşmeler).
Herhangi bir spor dalıyla ilgilenir misiniz ? Türkiye’de ve Dünya’daki favori takımınızı öğrenebilir miyim ? (Ömer Lütfullah Gencay)
Fenerbahçe kulübünü destekliyorum ama inanın kadrosundan bir isim bile sayamam. İşin aslı çok ilgili değilim (gülüşmeler).
Son olarak biliyorsunuz bu röportajımız birkaç yerel yayın organınca yayınlanacak. Yani doğal olarak yerel sınırlar içerisinde kalacak. Fakat örneğine az rastlanan bu röportajın önemine binaen internet üzerinden de yayınlamak fikrindeyiz. Bu şekilde röportajımız ulusal ve hatta uluslararası bir nitelik kazanacak. Genel olarak tüm stajyer arkadaşlarımıza bir çağrınız var mı ? Varsa iletmekten memnuniyet duyacağız. (Stj. Av. Muhammet Ali Kurt)
Öncelikle öyle veya böyle bence en güzel fakülteyi bitirmişsiniz ve en işe yarar diplomayı almışsınız. Söylenen olumsuz şeylerin aksine bir hukukçu için maddi manada yaşam kaygısı azdır. Taşı sıksanız suyunu çıkarsınız, hukukçulara ölüm yok (gülüşmeler). Ben genç arkadaşlarım için birçok şey istiyorum ama çok samimi olarak söyleyeyim öncelikle yüzleri hep gülsün ve asla işler ne kadar kötüye giderse gitsin, mücadeleyi bırakmasınlar. Yanlış hatırlamıyorsam bir hukuk öğrencisinin devlete olan maliyeti altmış milyon Tl civarında. Öncelikle bu borcu ülkenize karşı sayıp emekleri boşa çıkarmayın, etik değerlerden ve ilkelerden taviz vermeyin. Göreceksiniz böylelikle daha aydınlık günlere ulaşacağız.
Teşekkür ederiz …
Ben teşekkür ederim, çalışma için kutluyorum, beğendim, iyi çalışmalar …
Stj. Av. Muhammet Ali KURT / Stj. Av. Özlem ZENGİN / Stj. Av. Ömer Lütfullah GENCAY