Katalonya Özerk Bölgesi Üzerine
Katalonya … Hiçbir alakamız olmamasına rağmen sıklıkla zikredilen bu isim hepimize tanıdık geliyor. Genelde haber bültenlerinde önüne veya arkasına ‘özerk’ sözcüğü iliştirilen ve ülkemizde bir futbol kulübüyle anılan tartışmalı bir bölgedir.
Mesele öyle ünlendi ki artık isteğe bağlı olmadan bu bölge hakkında herkes en az birkaç kelam edebilecek düzeyde bilgi sahibi. Ama ben yine de usulen belirgin birkaç husustan bahsedeceğim. Katalonya; İber Yarımadasının (İspanya ve Portekiz’in bulunduğu yarımadadır) kuzeydoğusunda yer alan, Akdeniz’e 580 kilometre sahili olan hali hazırda İspanya Krallığı içerisinde yer alan kendi hükümetine, parlamentosuna ve çeşitli yürütme organlarına sahip bir eyalet konumundadır.
Özerk bölge denildiğinde, Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan ortalama düzeyde zekâya sahip ergin bir insanda şu algı ortaya çıkıyor yanılmıyorsam; Özerk bölge ile parçası bulunduğu ülke askeri ve/veya siyasal olarak uzun yıllar savaşmış, bunun neticesinde de Katalonya adlı yapı bütünden koparak ‘bağımsızlığa bir adım kala’ şeklinde nitelendirilen özerklik statüsüne kavuşmuş, gibi. Fakat bu algı ne kadar genele yayılmış olsa da sizi yanıltmasın. Üniter yapılı bir devlete vatandaş olduğumuzdan algınızın bu yöne kayması oldukça normaldir. Ki bu algı yönetiminin bilinçli şekilde yapıldığı ve bu algının halka empoze ettirilme çalışıldığı da yoğun olarak dillendirilen bir söylemdir. ( Doğruluk payının değerlendirmesini siz değerli okura bırakıyorum … ) Fakat işin aslı bu düşündüğümüz özerklik, tüm ülkeleri kendi ülkemizin yönetildiği, yönetim biçimiyle yönetiliyor gibi düşünürsek doğru olabilir. Lakin özerklik kavramı devlet yapısıyla alakalıdır ve bu genelde yanıltıcıdır. Katalonya sanıldığı gibi İspanya’nın tek özerk yönetimi değildir. Aksine zaten İspanya özerk bölgelere ayrılarak yönetilen bir krallık biçiminde teşkilatlanmıştır. Yani toplamda 17 özerk bölge ve 2 özerk şehirden oluşur. Katalonya bu 17 özerk bölgeden sadece biridir. Buradan Katalonya’yı öne çıkaran husus ekonomik kalkınmışlığın diğer özerk bölgelere göre yüksek oluşu ve dünyaca tanınmasına vesile olan oldukça başarılı bir spor kulübü olan FC Barcelona’nın bu bölgenin takımı oluşudur. Dünya’nın farklı şehirlerinde Barcelona Futbol Kulübü’nün formasını sırtına geçiren insan sayısı sanırım Katalonya özerk bölgesinin nüfusunun en az birkaç katı kadardır. Hal böyle olunca dünyaca sempati duyulan bir yer konumuna gelmiş Katalonya. Burada hiç yaşamamış, görmemiş ve hatta haritadaki yerini bile güçlükle bulabilen insanlar bu bölgenin özgür bir devlet olması gerektiğini savunmaya başlamış. Hatta o kadar ki dünyanın tanınmış medya kuruluşları FC Barcelona’yı ‘İspanyol Temsilcisi’ olarak değil ‘Katalan Temsilcisi’ olarak niteliyorlar. Sadece medya organları değil siyasi liderlerden de olabildiğine destek alıyor. Geçenlerde Fransa Başbakanı Manuel Carlos Valls, Katalonya bağımsızlığını ilan ederse FC Barcelona’nın La Liga’dan (İspanya birinci ligi) atılacağının hatırlatılması üzerine ; ‘Monaco bile Ligue 1’de (Fransa birinci ligi) oynuyor’ demişti. Aslen Katalan kökenli olan Fransız Başbakanının bu sözleri İspanya’da tepkiyle karşılanırken, Katalan medyası Barcelona’ya Ligue 1 kapısının aralandığını yazmıştı. Bu durum Katalonya’nın siyasi destekçilerinin de olduğunun sadece küçük bir kanıtı. Herkes başkasının kafesindeki kuşun serbest kalmasını istermiş. Görünenin ötesinde de siyasi bir destek mekanizması oldukça olası duruyor bu tabloda.
Tüm bu verilerin ışığında Katalonya gelişmiş ekonomisini tarihi veya etnik bir bağı olmadığını düşündüğü, nispeten daha fakir diğer özerk bölgelerle paylaşmak istemiyor. Bu yüzden son seçimlerde bağımsızlık yanlısı partiler orijinal adı Junts pel Si (Evet için birlikte) olan ittifakı kurdular. Beklendiği gibi bağımsızlık yanlıları kendi parlamentolarında çoğunluğu elde etti. Bu durum özerk Katalonya’nın bağımsız bir devlet olacağına yönelik efsaneleri somutlaşmaya ve bir parça gerçekliğe bürümeye başladı. Bu tablo haklı olarak İspanya Hükümetini de telaşlandırmış olacak ki; New York'da bulunan İspanya Dışişleri Bakanı Jose Margallo, Katalonya'nın bu zamana kadar elde ettiği kazanımların "Katalonya, İspanya ve Avrupa için çok iyi olduğunu" belirtip, "Tüm bunları riske atmak çok zor. Katalonya bağımsızlık ilan ederse gelecekte devlet olarak tanınabilir ama o zamana kadarki süreçte vereceği tahrip çok korkunç olur. 1 ayda bir ülkenin nasıl değiştiğini Yunanistan'da gördük. Ülkeyi tekrardan inşa etmek çok zor" ifadeleriyle Katalonya Hükümetini tehdit etmişti. Fakat buna rağmen Katalonya uygulamalarıyla gözünü budaktan sakınmaz bir tutum içinde özgürlük istiyor. Bunun ispatının yapılması için sayfalarca örnek yazı toplanabilir. Fakat buna gerek yok. Çok uzağa gitmeden Katalonya’da eğitim veren birçok okulun İspanyolca eğitim vermeyi bile reddettiği söyleniyor. Sanırım bu Katalonya’nın kararlılığı hususunda önemli bir gösterge.
Bana şahsi fikrimi sorarsanız böyle bir ayrılıkta her iki taraf da kaybedecektir. İspanya bu ekonomik dar boğaz kapıdayken altın yumurtlayan tavuğundan olacak. Altın yumurtlayan tavuk da koruyucusu ve sahibinden. Katalonya hem AB üyeliğini hem de NATO üyeliğini çöpe atmış olacak. Bilindiği gibi Katalonya’nın kendini korumak için bir ordusu veya yakın gelecekte ordu oluşturabilecek bir potansiyeli bulunmamaktadır. İskoçya referandumunda da dediğim gibi parçalı bir Avrupa bölgenin istikrarı için pek olumlu durmuyor. Yine şahsi tahminimi sizinle paylaşmak istiyorum. Belki katılmazsınız ama ben yakın gelecekte bağımsız bir Katalonya görmeyi beklemiyorum. Her ne kadar siyasi bir güce ve her geçen gün yayılan bir sempatiye sahip olsanız da bir ordunuz olmadan bu tip işler genelde başarıyla sonlanmaz. Ki bu durum İspanya Krallığını olumsuz etkiliyor. Diğer özerk yönetimlerden de çatlak sesler yükseliyor. Özellikle bir zamanlar ETA terör örgütüyle yakın olan Bask Özerk bölgesinden. Yine Portekiz sınırındaki, Ekstremadura özerk bölgesinde yer alan Olivenza Kenti Portekiz’le ihtilaflıdır. Boğazın kontrolüyle ilgili İngiltere’yle bir uzlaşı sağlayamayan İspanya Hükümeti, Fas sınırındaki iki özerk kentini de Fas’a karşı korumak durumunda. Bilindiği gibi Fas bu şehirlerin kontrolünün kendisine bırakılmasını istiyor ve ilk günden beri bu şehirlerle ilgili hak iddiasında bulunuyor. Olası bir Bağımsız Katalonya Devleti hamlesi uykuda olan tüm bu problemleri en huysuz şekilleriyle uyandırabilir. Bu yüzden ben İspanya Hükümetinin bu konunun üzerine ısrarla gideceğini ve mevcut otoriteyi riske etmeyeceğini düşünüyorum. Tabi tahminler ne kadar isabetli olacak bunu da zaman gösterecek. Siz değerli okurlarıma veda etmeden bu konuda görüş bildirmek isteyen bir arkadaşımı daha sizlerle görüştürmek istedim. Esen kalın …
Isparta Barosuna Kayıtlı Sayın Stj. Av. Ömer Lütfullah Gencay ;
Katalonya dediğimizde öncelikle aklımıza Barcelona Futbol Kulübü ve dünyanın en iyi oyuncusu olduğu söylenen Lionel Messi gelir. Bu tabi büyük-küçük herkesin ilk aklına gelendir. Bununla birlikte Katalonya Özerk Bölgesinin ülkemiz açısından siyasi bir önemi de bulunmaktadır. Bazı Kürt Milliyetçisi düşünürler tarafından Katalonya ve Güney Afrika Cumhuriyeti modeli ülkemizde denenen ‘’Çözüm Süreci’’ adı altında yürütülen ve şu anda buzdolabında tutulan malum süreç açısından model olarak alınmaktadır.
Kanımca bu tespit çok hatalıdır. Kaldı ki Katalonya halkının bağımsızlık mücadelesi etnik köken ayrımına dayanmamaktadır. Ayrıca Katalanlar İspanya’nın ekonomisinin büyük bölümünü ayakta tutmakta adeta ekonomiyi ceplerinden finanse etmektedirler. Bağımsızlık hedefleri de büyük ölçüde bu temel nedenlere dayalıdır.
Yakın zamanda bildiğiniz üzere Katalonya yönetiminin başına bağımsızlık yanlısı Milliyetçi partiler geçti. ‘’Evet için Birlikte’’ adını verdikleri koalisyon bağımsızlık için hemen harekete geçti. Katalonya Bölgesel Meclisi'nde yapılan oylamada, bölgenin 2017'ye kadar İspanya'dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmesi için hazırlanan yol haritası onaylandı. Bu durum İspanya hükümetinin hoşuna gitmedi ve bu karar Anayasa Mahkemesine taşındı. Anayasa Mahkemesi de söz konusu kararı askıya aldı.
Uzun lafın kısası Katalanlar er ya da geç bağımsızlık kazanacaklar gibi görünüyor. Fakat ülkemizde buna benzer bir sorun yok. Üniter devlet yapımız her daim korunmalıdır. Bu ülkede Kürtler de bizim kardeşimizdir. Bu düşüncelerin Kürt halkının büyük bir çoğunluğu tarafından da benimsendiğini düşünüyorum. Demek ki mücadele etmemiz gereken bölge halkı değil başkalarıdır. Bu vesileyle destekçisi olduğum Barcelona takımını El Clasico’ da aldığı muazzam zafer dolayısıyla kutluyorum. Sevgiyle kalın …