“AKIN” 55 YAŞINDA!!!
Zeki TARHAN - ANKARA
...Evet dile kolay, yarım asrı aşan bir yaşa ulaşmış gazeteniz “AKIN”. 31 Aralık 2024 tarihli AKIN, 54’ündeyken, yarından sonra Cumartesi günü 55’e “merhaba” diyecekti… 55 yaşındaki AKIN’a Ankara’dan selam çakıyorum…
Canlı varlıklar gibi gazetelerin de bir yaşam çizgisi, bir ömrü oluyor. Isparta merkezde; 2000’li yılların başını baz alırsak, önce 8 yazılı medya organı varken, sonraları 14’e ve bugün ise 5 gazetenin yaşamını sürdürmekte olduğunu görüyoruz…
Isparta’nın ilçelerine baktığımızda ise; üç ilçemizde gazete çıktığını görüyoruz: EĞİRDİR / YALVAÇ / KEÇİBORLU. Yani; 9 gazeteden 3’ e düşmüş.
***
Bu satırların yazarı TARHAN, Eğirdir Ortaokulu sıralarında okurken, Eğirdir’de iki gazete çıkardı: EĞİRDİR GÖLSESİ / DEMOKRAT EĞİRDİR gazeteleri. Bu iki gazetenin iki farklı dünya görüşü ve iki farklı yayın politikası vardı. GÖLSESİ; Sosyal Demokrat bir yayın politikası izlerken, DEMOKRAT EĞİRDİR gazetesi ise; Liberal Demokrat bir çizgide yayın politikasını sürdürürdü…
***
…Ve 1971 yılı gelip çattığında, rahmetli Ali SİNAN’ın öderliğinde, kurucusu olduğu AKIN, dünyaya “merhaba” diyordu…” HALK SESİ AKIN” Dünyaya bu merhabayı çakarken, “DEMOKRASİ YOLUNDA TARAFSIZ MİLLİYETÇİ GAZETE” mottosuyla, adeta bir üçüncü yolun kilometre taşlarını döşüyordu… Ali SİNAN, entelektüel kişiliğiyle, Eğirdir’in sosyo – kültürel yapısına devrimci bir katkı yapmış, çoğulcu / çok sesli bir kültürel altyapının değişim ve dönüşüm sürecini başlatmış, iki kutuplu bir sosyo - kültürel toplumsal yapıyı dönüştürmeyi başarmıştır…
***
Ali SİNAN’ ın 83’de hayatını kaybetmesinden sonra, oğul Abdullah bayrağı babadan devralarak, geride bırakılan 12 yıllık hizmeti ıskalamadan, gazeteyi daha ileriye götürmenin, baskı tekniğini değiştirmenin, modern ve çağdaş yayıncılık anlayışının gereklerini yerine getirerek, babayı aşmasını bilmiştir. Ve AKIN, 83’den bugüne dek, yayın politikasından taviz vermeyerek dimdik ayakta kalmayı başarmıştır!!! Bugün Eğirdir’de bir gazete çıkmakta, adı AKIN!!!
***
Tabii, gazetenin bugünlere gelişinde sadece Abdullah’ı anmak olmazdı / olamazdı. Nasıl olsun ki; Gazetenin yazı işleri müdürü Nilgün bacımız, Abdullah’ın aklının neredeyse tamamına yakındı… Peki, ya bizim Emel?!!! Nilgün bacımızın kızı gibi adeta, gerçekten de öyle. Tam bir güven unsuru onlar için. Tam bir inisiyatif tanınmış Emel’e. Ve sonunda bir Troyka çıkmış ortaya…
55 yıllık bir serüvenin ustalarıyla bir bütündü AKIN elbette. Ama Abdullah, hem işçi, hem işveren gibiydi… Yazın kavurucu sıcağında baskı makinelerinin arızalarını ter dökerek nasıl giderdiğini gözlemlemişimdir çoğu kez.
Yeni yaşın kutlu olsun AKIN!!! Nice yaşlara…