Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü
Genel Müdür Yardımcısı İhsan Emiralioğlu:
“DIŞ TİCARETTE MEYVE SEKTÖRÜNÜN KATKISI ÇOK BÜYÜK "
Eğirdir Meyvecilik Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (MAREM) tarafından yürütülen "Islah Hedeflerinin Tedarik Zinciri Odaklı Belirlenmesi: Armut Örneği" proje tanıtım toplantısında bir konuşma yapan Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı İhsan Emiralioğlu: “Dış ticarette meyve sektörünün katkısı çok büyük" dedi.
Armut’ta Ateş Yanıklığı Hastalığının ülke için önemli bir sorun olduğunu belirten İhsan Emiralioğlu, "Dayanıklı toleranslı çeşitlerin geliştirilmesi bu konudaki verimliliğin kalitenin ve çiftçi gelirlerinin artmasın son derece katkı sağlayacaktır. TAGEM bizim Türk tarımımızın her zaman önde ve öncü kuruluşu olmuştur. Bu anlamda TAGEM'in 48 tane araştırma enstitüsü var. Bütün enstitü çalışanlarının hepsine emekleri ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Türkiye’de Tarım son yıllarda ciddi anlamda ivme kazandı. Burada bizim, özellikle dış ticarette meyve sektörümüzün katkısı çok büyük. Meyve alanlarımız son 20 yılda %40’ın üzerinde arttı. Toplam üretimimiz de iki kat arttı. Bu da bizim dış ticaretimize çok olumlu katkılar yaptı. Burada da yeni geliştirilen çeşitlerin, yeni kurulan bahçelerin buradaki teknik çalışmaların önemi çok fazla." dedi.
Türkiye’nin 2024-2025 Üretim planlaması hakkında da bilgiler veren Emiralioğlu; “..Biliyorsunuz ki Türkiye’nin meyve üretim oranı %40 arttı. Yani tarla alanları, meyve alanları aleyhine gelişiyor. Bu bizim ülkesel yeterlilik açısından değerlendirdiğimizde yönetmemiz gereken bir alan olarak ortaya çıkıyor. Bu nedenle tarımsal yönetim planlaması yönetmeliği çıktığında %6 eğimden daha düz alanlarda meyve bahçesi tesis edilmesini istedik. Temel amacımız ülkenin Gıda Güvenliği. Biliyorsunuz tüm meyve türlerinde kendi kendine yeterli dış ticareti olan ihracatçı bir ülkeyiz. Eğer buradaki artış sürekli devam ederse bizim esas gıdamızı sağlayan un, yağ, şeker diye tabir ettiğimiz baklagiller, tahıllalar veya yağlı tohumlar ekecek alanımızda ciddi azalmalar oluşuyor. Bizler de dedik ki meyveciliği de geliştirmeye devam edelim ama tarlalarımızı da koruyalım. Bir makro planlama çerçevesinde %6 eğilim altında meyve bahçesi kurmayalım, %6’nın üzerinde meyve bahçeleri kurmaya devam edelim dedik. Bizim meyve alanları hariç toplam 20.2 milyon hektar işlenen tarlalarımız var. Hedefimiz bu 13 üründe ülkemizin ihtiyacını yüzde yüz yeterliliğini sağlamak. Tabi bunu yüzde yüz sağlamak mümkün değil. Çünkü bizim topraklarımız yetmiyor. Hububatta (buğday, arpa, mısır) da yüzde yüz hedefimiz var. Baklagillerde (nohut, mercimek, kuru fasulye) yüzde yüz yeterlilik hedefimiz var. Yağlı tohumlarda ise yeterliliğimizi arttırıp özellikle %65-70’lere çıkan bir yağlı tohumlar da üretim hedefimiz var. Patates ve soğanda da her zaman ülke ihtiyacımızı karşılayan ihtiyaç durumunda özellikle katma değeri yüksek dondurulmuş patates, dondurulmuş soğan gibi katma değeri yüksek ürünlere ihracat hedefli olan bir alansal bir planlama ve bunun desteklerle yönlendiren bir planlama yaklaşımı izledik. Temel amacımız bu. Biz tarımcılar biliyoruz ki Tarımsal Üretim planlaması çok zor bir iş. Bu noktada TAGEM’in araştırma enstitüsü müdürlükleri tarımsal üretim planlama süreci ile ilgili bakanlık merkez birimlerine verecek katkıları son derece önemli. Özellikle küresel iklim değişikliğinde. Başkanımız biraz önce bahsetti, su kısıtlı sürecinde, suyun bu kadar önemli olduğu süreçte suya dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi, iklim değişikliğinin bize üç-dört sene sonra neler getirebileceğini ve bunun hangi havzalardan hangi ürünlerde değişim-dönüşüme gitmemiz gerektiğini noktasında TAGEM araştırma enstitülerimizin göstereceği yol bizim için son derece önemli. İnşallah bunu hep birlikte çalışarak başaracağız. Zor bir süreç. Ama biz hep birlikte olursak başarabiliriz” diye konuştu.
- Emel TURAN KARTAL