MERKEZİ OTORİTE, EĞİRDİR GÖLÜ’NE ODAKLANDI…
Zeki TARHAN Ankara’dan bildiriyor
AKIN / ÖZEL
Eğirdir, göl odaklı olarak hareketli günler yaşıyor… 23 Ağustos 2024 Cuma günü, merkezi otoritenin taşra örgütü, SDÜ/ MAKÜ’den üç bilim insanımız ve Eğirdir yerel yönetiminden bir temsilcinin katılımıyla, EĞİRDİR GÖLÜ’nde bir incelemede bulunurlar. Gölün son durumu hakkında “bilgilendirme” de diyebiliriz buna. Ya da; “Ön Proje hazırlık çalışması” son tahlilde de; “FİZİBİLİTE RAPORU”na doğru ilerleyen bir süreç olarak değerlendirebiliriz…
***
Dün, limnolog Prof. Dr. İskender GÜLLE hocamızdan bir WhatsApp mesajı almıştım. BURDUR gazetesinde dün yayınlanan köşe yazısını göndermişti TARHAN’a. O kadar güzel kaleme almış ki, yazının başlığı zaten her şeyi anlatıyordu: “GELECEĞİ TÜKETMEK VE EĞİRDİR GÖLÜ”
***
Gelin, sadece Eğirdir Gölü’nü değil, Göller Bölgesindeki bütün gölleri çalışan bir Limnolog olarak İskender hocamızın makalesinden altını çizdiğim, ve de çok ses getireceğine inandığım satırları, siz değerli AKIN okuyucularımızla paylaşayım:
“…Geleceğimiz için biriktirirken, geleceği tüketiyoruz aslında. Doğada sürekli biriktiren tek canlı türü insan. Doğadan bir şey alırsanız, geriye bir şeyler vermeniz gerekiyor eşyanın tabiatı gereği. Aldığımız her evin, her arabanın yerine, geriye atıklar ve kimyasallar veriyoruz, SUSUZLUK SATIN ALIYORUZ…”
***
“…Aç musluğu gir duşa… bas şaltere sal suyu tarlaya… at ağı yakala balığı… derken su bitti erken. Eğirdir Gölü de vahşi sulamadan, israf ve sürdürülemez kullanımdan payını almış oldu. Bir milyon tondan fazla meyve, onlarca gölet, on binden fazla sondaj, Isparta’ya parka-bahçe, elektrik santraline de su verelim derken… küresel ısınma şimşeği fitili ateşledi ve saatli bomba geriye doğru çalışıyor. Temennimiz buralardan ders alınması ve bir an önce sonuca gidecek tedbirlerin alınmış olması elbette. Burdur Gölü’nde yaşadığımız duruma çok benziyor di mi! Eğirdir’in elmasını çıkar yerine Burdur’ ineğini koy. Aynı sonucu alırsın. Azı karar, çoğu zarar yani. “
***
“…Elması, kirazı ve kaysısıyla ünlü Isparta’mızın Eğirdir Gölü de gitti gelmez envanterine kaydolmak üzere. 1970’li yıllarda başlayan meyveciliğin faturası Eğirdir Gölü’ne çıktı nihayet. Bugün Akşehir Gölünü ve Eber Gölünü meyvecilik bitirdi, Karataş gölünü büyükbaş hayvancılık. Önce hüüüppplet sonra gümlet yani. Sonunu düşünmeden yapılan kontrolsüz tarım nihayetinde önce gölleri ve ekosistemleri bitirdi, sonra kendini bitirecek. Genelde işler iyi giderken hepimiz kahramanız, işler kötü gidince günah keçisi ararız. Yok kuraklık, yok buharlaşma, yok küresel ısınma. Yani suçlu olan biz değiliz, doğa aslında.”
***
“…1970-1975 yılında yaşanan en düşük kot seviyesinden sonra, özellikle 2015 yılında başlayan istikrarlı kötü gidişle su seviyesi günümüzde göl için öngörülen minimum işletme kotunun (914,62 m) altına düşerek 914 m su kotuna yaklaşmıştır Ve bir gün batımı kızıllığında, son sazanlar bir daha dönmemek üzere son bir atlayıp selam çaktılar semaya, son kuşlar da havalanırken sazlıklardan bir umut başka sulara… Yaklaşmaktaydı mahşerin dört atlısı toz bulutlarını alarak arkasına: kuruma, otlanma, ötrofikasyon ve ekosistemdeki büyük bozulma!!!”
“…Bilim insanları Gölün durumunu biraz umutsuz görüyor, hatta en iyimser olanlar, gölün su seviyesi keşke bu haliyle kalsa diyebiliyorlar. Peki, göl eski haline dönebilir mi bir daha? Tabii neden olmasın, yeter ki iş işten geçmeden harekete geçilsin.”
----- 0 -----