YETKİN DİL VE UYGARLIK
- 2.Bölüm
Yetkinleşen dil, uygarlığın gelişimine ve aktarılmasına ön ayak olur.
Şimdi de Heseidos’a (M.Ö. 750-650 öncesi), Truva (İlion)’lı bilim insanının anlatımına bakalım; ‘İskit Skythes adında birisinin tunç üretmek için teknik geliştirme başarısını onurlandırmak gerektiğini’ söyler. İskitlerin başta altın, bakır olmak üzere gümüş, tunç özellikle demir döküm teknolojisi ve silah yapımında Mikenhellenlerinden üstün olduğu söylenir. Aiskhylos (M.Ö. 523-426)’da, at sütünden peynirle beslenen tertipli İskitlerden bahsetmektedir. Akıllı insan özellikli gelişimlerin tümüne uygarlık diyoruz. Uygarlık kelimesinin kökeni, Oğur (Uygur)’dur.
Hellenler kimdir? Bakalım. Biliyoruz ki, Eğirdir Gölü Likya bölgesinden başlayan ‘öbür dünya yolu’ (diğer adıyla ‘kral yolu’) İran Huzistan Elam bölgesi Susa şehrinde son bulmaktadır. Elamlar da öbür dünyaya inanır. Elamlar; elen ya da Helen olarak adlandırılır. İskitler; Part kolu (Sparta) vasıtasıyla Med’lerle akrabadır. (Kaşgarlı Mahmut Medleri çoğunluğu Türk olan halk olarak adlandırır). Medlerin uzantısı Akhamenish’ler, Elam merkezlidir. Akhamenish’lerden sonra İran kökenli Persler (Part ismi, Arapçada ‘P’ harfi olmadığı için Fars ve Pers dönüşümü olarak) sahneye çıkmışlardır. Truvalılar (M.Ö. 3000-2500’den beri) Eğirdir (Hoyran) Gölü doğusunda bulunurken, Elam kökenli ticaretle uğraşan Mikenler (M.Ö. 2000 yıllar) Eğirdir (Hoyran) Gölü batısında 200 yıl kadar kalmışlardır. Daha sonra bölgeden ayrılarak kuzey Ege bölgelerine geçmişlerdir. KezaSubar (Sabir) ve Hurriler bir ara ticaret amaçlı bu bölgede (Akha – Aka) bulunmuş ve Akalar olarak da (M.Ö. 1200) yıllarında, Ege kıyılarına göçmüşlerdir. Eğirdir (Hoyran) Gölünün doğu yakasındaki Truvalılar, gölün batı tarafındakilere Yuna (gölün diğer yanı) demişler. Yunanlı tabiri de (aynı şekilde Selçukluların batı tarafındaki Hıristiyan Türklere Rumlar dediği gibi) yerleşmiştir. Etrüsk (Tur-Sakalar)’lerin dili nasıl Luvi olarak adlandırılmışsa, Luvi dili de Eski Yunanca olmuştur.
Eski Yunanca, M.Ö. 6 yy da Perslerin bu bölgeye gelmesi ile birlikte (Fenike alfabesi üzerinden) Antik Yunanca dönüşmüştür. Sonra isimlerde batıya taşınarak; Isparta (Sparta), Miletos (Milet), Attika(Atina) olarak Yunanistan’a gitmiştir. Yunanlılar, değişik halklarla karışarak Grek haline gelmişlerdir. Aslında İtalya da Etrüsklerin hakim olduğu gibi, Yunanistan’da da Truvalılar boy gösteriyordu.Epheros (M.Ö. 8 yy denetçi); Girit yani Batı kökenli olduğu söylenen pek çok şeyin Sparta/Lakonia kökenli olduğunu söyler.Miletos’luKadmos (M.Ö. 6 yy), Fenike alfabesini Yunanlılara tanıtan ilk kişidir. Fenike alfabesi ise ilk olarak M.Ö. 1050 yılından sonra geliştirilmiştir.
Etrüsklerin kullandığı Etrüskçe konusunda Dr. Aysun Çınar şöyle demiştir; ‘Ön-Türkçeden doğan ve köken olarak M.Ö. 3000 yıldan daha eskiye uzanan dil olduğu konusunda bilimsel çalışmalar yapılmıştır. Etrüskçe; eklemeli dil yapısı, artikelsizliği, sıfat öncelemesi, fiil çekimlerinin edatlarla yapılması ve cümle kurulumu bakımından Ural-altaydilleriyle benzerdir. Dahası 26 alfabe karakterinin 10’unun birebir aynı olması hasebiyle Etrüsk ve Göktürk alfabesi kardeştir. Etrüsklerin, Yunan alfabesini (/Fenike alfabesini) kendi gramerlerine uyarladıkları iddia edilse de Yunanlıların aksine sağdan sola doğru yazılan Etrüsk alfabesi, Latin alfabesinin temelini atan ve kuzey halklarınca kullanılan runik alfabenin devamı olarak görülmektedir’. Etrüskçede b, d, g gibi yumuşak sessizler olmadığı için bu harflerin kullanıldığı yabancı kelimeler k, t, p sert sessizlerine dönüştürülüp yazılır. Yine bu alfabede a, e, i ve u olmak üzere dört tane sesli harf bulunur ve o sesi her zaman u’ya çevrilir. Kenger (Sümer) dilinde olduğu gibi, Etrüsk dili de Kırgız sert sessizleri gibi kullanılır. Örneğin;gümüş --- kümüş, dil --- til, göz --- köz gibi.Ağasıoğlu’na göre de Etrüsk dili, Sümerceye benzemekle birlikte, yerel dillerin de bu dile etkisi vardır.
-devam edecek...