Eğirdir Gölü'nde Alarma Geçildi
Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi'nden
KRİTİK UYARILAR!
Eğirdir Gölü'nde yaşanan olumsuz gelişmeler, bölgedeki ekosistemi ve su kalitesini ciddi şekilde tehdit ediyor. Isparta Uygulmalı Bilimler Üniversitesi (ISUBÜ)Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi, bu durum karşısında bir açıklama yaparak acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı.
Yapılan açıklamada su seviyesinin düştüğüne, suyun kalitesinin tehlikede olduğuna, alg patlaması ve bitki yoğunluğuna dikkat çekilerek acil önlemler alınması gerektiği vurgulandı.
1950’LERDEN BERİ DOĞAL LABORATUVAR: EĞİRDİR GÖLÜ
Ülkemizin 4. büyük gölü olan Eğirdir Gölü, 1950'li yıllardan bu yana kapsamlı limnolojik çalışmalarla doğal bir laboratuvar işlevi görüyor. Gölün içme suyu kaynağı ve ekolojik değerlerinin korunması için yıllardır yürütülen bilimsel araştırmalar, günümüzde gölün karşı karşıya olduğu sorunların altını çiziyor.
SU SEVİYESİNDEKİ DÜŞÜŞ ALARM VERİYOR
Son günlerde Eğirdir Gölü'ndeki su seviyesinin hızla alçalması, su kalitesini, canlıları ve ekosistem dinamiklerini doğrudan etkiliyor. Özellikle sığ göllerde su seviyesinin istikrarlı olması hayati önem taşırken, büyük ölçekli seviye değişimleri gölün ekolojisinde ciddi sorunlara yol açabiliyor. 2018 yılından bu yana yağış rejimindeki değişim ve su kullanımındaki artış, gölün sığlaşmasına neden oluyor ve bu durum ekosistem üzerinde kaçınılmaz kısa ve uzun vadeli etkiler yaratıyor.
GÖLÜN DERİNLİĞİ VE SUYUN KALİTESİ TEHLİKEDE
Günümüzde Eğirdir Gölü'nün ortalama derinliği 4 metreye kadar düşmüş durumda ve neredeyse üçte bir alanı 2 metreden daha sığ. Bu durum, dalgaların da etkisiyle taban çamurunun göl suyuna karışmasına neden olarak, suyun Askıda Katı Madde (AKM) yükünü artırıyor ve günlerce süren bulanıklığa yol açıyor. Bu bulanıklık, içme suyu kalitesinde düşüşe ve su arıtımının zorlaşmasına neden oluyor. Ekosistemdeki bazı mikro ve makro türler olumsuz etkilenirken, su bitkilerinin ölmesi de hızlanıyor.
ALG PATLAMASI RİSKİ VE BİTKİ YOĞUNLUĞU ARTIŞI
Bulanıklık artışı fitoplankton-su bitkisi dengesini değiştirerek, siyanobakteri gibi zararlı alg patlamalarına yol açabilir. Su seviyesinin hızlı düşmesi, sualtı bitki yoğunluğunda artışa ve saz-kamış gibi bitkilerin kıyıda kalmasına neden olurken, sığlaşmanın artması durumunda bu bitkiler gölün içlerine kadar yayılabilir. Bu süreç, gölün açıksu alanlarını kaybetmesine ve büyük ölçüde bir sazlık ortamına dönüşmesine neden olabilir.
BALIK STOKLARI VE EKOSİSTEM ÜZERİNDEKİ ETKİLER
Gölün sığlaşması, sudak gibi soğuksu balıkları ve kerevit stoklarını olumsuz etkileyerek, balık popülasyonlarında azalmaya yol açabilir. Gölün normal seviyesine dönmemesi veya daha da sığlaşması durumunda avlanabilir balık stoklarının daha da azalması kaçınılmaz görünüyor.
ACİL ÖNLEMLER GEREKİYOR
Eğirdir Gölü'nün sorunları uzun yıllardır detaylıca araştırılmış ve birçok kez çözüm önerileri sunulmuştur. Ancak, gölün su bütçesi halen ekosistem aleyhine bozulmuş durumda. İklim değişiklikleri ve yağış azalmaları, gölün su seviyesinin iyileşmesini zorlaştırıyor. Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi, minimum işletme kotunun 916 metrenin altına düşmemesi gerektiğini ve acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor.
Eğirdir Gölü'nün korunması ve sürdürülebilir yönetimi için gerekli adımların ivedilikle atılması büyük önem taşıyor. Gölün ekosisteminin ve su kalitesinin korunması, sadece bölge halkı için değil, ülkemizin doğal zenginliklerinin sürdürülebilirliği için de kritik bir öneme sahip.
- Haber Merkezi