FRİG ELMASI
Frig ya da halk arasında söylenişiyle ferik elmasını hatırlayanımız var mıdır? Bilmiyorum. 1960’lardan sonra Amerikan starking ve golden cinsi elmalar gelince Frig elması kayboldu. Bir de Frig keçisi var, halk arasında filik keçisi olarak adlandırılan bildiğimiz tiftik keçisidir. Tiftik keçisinin yünü oldukça değerlidir, dokumacılıkta kullanılır. Osmanlı’nın değer verdiği ve üretimini herkesin bilmediği bir keçi türüdür. Osmanlı dokumasının bel kemiğidir. İngilizler bunu fark ederler ve 1800’lü yıllarda Osmanlı’dan isterler. Osmanlı bunu kabul etmez fakat bir işbirlikçi aracılığıyla bir erkek, bir dişi Frig keçilerini gemilerle Güney Afrika’ya götürürler. Orada çoğaltıp İngiltere’ye naklederler ve dokumacılıkta ön alırlar. Sonrasını biliyoruz, buharlı makinalarla sanayide başı çekerler. Batı’nın aydınlanmasının başladığı yıllardır. Osmanlı’yı ise karanlık günler beklemektedir.
Frigler yani Brigler, Eğirdir Gölü’nün batı yakası Trak tarafında(Tur-Ok’ların bölgesi) M.Ö. 1500 – 1200 bulunuyorlardı. Frig adı, *b. –g yalın kökünden gelen börg yani börk (kurt) anlamı taşır. Herodot’ta asıl adlarının Brying olduğunu söyler. Brying’de, *b. –rg kökünden türer. Herodot; Misya (Mysa)’lılar, Lidyalılar (Etrüskler) ve Karyalılar kardeş halklardır (Kar, Lydos, Mysos) der. Homeros, İlyada destanında; Misyalıların, Troyalıların yanında savaşa (M.Ö. 1200 yılı Truva – Aka savaşı) katıldıkları Lykialılarla birlikte Troas’da oturduklarını söyler. Friglerin, Truva savaşından önce bulundukları Trak tarafı aynı zamanda Makedonya (Myria ya da Mira bölgesi) bölgesidir. Makedon; *b. –g kökünden çıkar. İlyada destanında; Mygdon halkı olarak bahsedilir. Eski Latincede amma, anadır. Makedonya, anaların bölgesi olarak bilinir yani Amazon halkının bulunduğu yer. Amazon kadınlarıyla, Friglerin çekişmesi de bilinmektedir. M.Ö. 1200’lerde Frigler, Milas tarafından (Eğirdir Gölünün batı tarafından) Eğirdir gölünün doğu tarafına küçük Frigya bölgesine geçerler ve Truvalılarla beraber Truva – Aka savaşına katılırlar. Aynı zamanda Hititleri bölgeden uzaklaştırırlar (ve Gordion tarafına giderler!). Aslında Eğirdir Bölgesinde yer alan şehir devletlerinin hepsi birbiriyle akrabadır (Turukku ve Assuva ittifaklarını hatırlayalım). Friglerde ki Men (Ay İlahı), Etrüsklerdeki Men kültü ile aynıdır. Frigler; dokumacılıkta, madencilikte, tarımda kısacası medeniyette ileridirler. Misya kentleri; Milet, Apollania, Pergamon (Gaziri adası) aynı zamanda Frigya kentleridir. Etrüsk dili (Luvi diye bahsedilen) ile Frigya dili aynıdır. Bu dil, Eski Yunanca ile Batı’ya geçmiş ve Batı’nın Antik çağı başlamıştır. Gerisi zaten önemsizdir. ‘İnternette’ Frigler başlığı altında Prof. Dr. Ekrem Akurgal’ı görürsünüz. M.Ö. 1200 – 700 yılları arasında karanlık çağda ne olduysa oldu, Frig medeniyeti kayboldu, Hatti de göz ardı edilip Hitit medeniyeti parlatıldı.. Ekrem Akurgal’ın öğrencisi Prof. Dr. Nevzat Çevik bundan bahseder.
Bu bölgenin yani Frigya’nın hem dili hem de dini Batı’ya dönüşerek geçti. Bunların hepsi karanlıkta oldu. Gözlerimizi açtığımızda medeniyetimiz de kayboldu, Toroslarda göçebe olduk. Tarihimizin elimizden gitmesine nasıl tarihçiler göz yumdularsa ve her taşın altında Roma Medeniyeti aradılarsa, yine tarihçilerimiz ve arkeologlarımız medeniyetin temelini elbette bulacaklardır.
Frig buğdayını bilirsiniz, Frig ekmeği ‘bekos’’u duymuşsunuzdur, *b. –g kökünden gelir. Bildiğimiz Peksimet (çifte pişirilmiş ekmek). ‘Bişi’’yi zaten biliyoruz, *b. –d kökünden evrilmiştir. Frigler, genelde bu kökleri kullanırlar. Bişi, bugün vefat edenlerin arkasından dağıtılır. Friglerin ardından bişi dağıtıldı mı bilmiyoruz! Ama hiç olmasa ekmeğimizi; ‘bişi’’mizi elimizden almadılar!
Ali Taş