BÜTÜN DİLLERİN ANASI TÜRKÇE (1. Bölüm)

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,BÜTÜN DİLLERİN ANASI TÜRKÇE (1. Bölüm)
Haberin Tarihi: 8.7.2024 09:40:44 - Okunma Sayısı:560 defa okundu.

Ali Taş yazdı...

BÜTÜN DİLLERİN ANASI TÜRKÇE

  1. Bölüm

Dillerin doğuşundan kullanılmasına ve iletişim dili haline gelmesinde bazı etkenler vardır. Türkçe’nin doğuşu ve baskın dil haline gelmesindeki nedenleri, kavram zenginliğini ve formülünü biliyoruz. Anadolu; medeniyetin, kavramların ve Türkçe’nin formülünün aktarılmasında köprü görevi gördüğünü bugün anlıyoruz. Truva ve ilişik olduğu beylikler, Pleglas’lar Luvi dili (Etrüsk dili) vasıtasıyla bilgi aktarımının kaynağı olmuşlardır.

Luvi dilinin esasını Pelasg (Etrüsk) dili oluşturmaktadır. Bu dili kullananlar M.Ö. 3000’lerden sonra özellikle (Pelasg’lar) Batı Anadolu, öncelikle Eğirdir Gölünün batısı ve doğusu (Arzava) merkez olmak üzere Beyce Sultan, Apasa, Troya üçgeninde; Psidya, Lidya ve Likya bölgelerinde (Troya dahil olmak üzere) yaşamışlardır. Luvice esas olarak hece dilidir. Daha sonraları (M.Ö. 2000-1500) yetkin dil haline gelmiştir. (2023’de yayınlanan Dil ve karar kitabımdan)

Dil; yetkinleşmeden yani yetkin dil haline gelemeden geniş kapsamlı düşünce üretilemez. Resim-yazı olarak adlandırılan hiyeroglif yazıdan kavramlar türetilerek, derinlemesine düşünce ortaya çıkmaz. Türkçe, eskiden beri düşünce dili haline gelmiş, bu dil ile medeniyetler doğmuş ve felsefe yapılır hale gelmiştir. İnsan; benlik kazanmadan, birlik sağlamadan, bir dil ile beynin bütün alanlarına ulaşılamıyorsa özgür düşünce üretilemez.

Dil nasıl yetkinleşir?

M.Ö. 9 bin – 7 bin, ‘AT’+ ‘AT’ à ATAT à ATA iki sesli hecelerin art arda eklenerek sözcük oluşturması. M.ö 4 bin – 3 bin, ocaklardan sözcük türetmesine (Dr. Yusuf Gedikli’nin anlatımıyla) geçiştir. M.ö. 2500 – 1000 arası hece sözcüklerden alfabe, yazı sistemine geçiş olmuştur. Etrüskler de yazı sisteminin Batı’ya geçişinde rol oynamışlardır. Anadolu’dan İtalya’ya giden Etrüskler, Roma Latincesinin gelişmesinde öncülük etmişlerdir. Anadolu’da (Eğirdir Gölü bölgesinde kalan Etrüskler (Akha ya da Aka olarak da adlandırılmaktadır. Aslında kendilerine ‘Aras’ demektedirler) Eski Yunancanın gelişmesinde rol oynamışlardır. Aşağıda görülen Ramazan Topraklı’nın coğrafî haritasında görülen Milet, Minas, Attika (eski Atina), Argos (/Ağras) ve Lykaonia (Likya) bölgelerinde kullanılan harf ve sisteminin yani Etrüsk alfabesinin (ya da abecesinin) Eski Yunanca alfabesine nasıl geçtiği net olarak görülmektedir. Avusturya Kraliyet Ailesinin 1860’lı yıllarda kütüphanede kayıt altına aldığı dünya alfabelerinden yararlanarak, stenograf Carl Faulmann’ın çalışması yer almıştır. Kazım Mirşan’ın Etrüsk alfabesi ve ses sistemi esas alınarak, Etrüsk şehir bölgelerinde kullanılan alfabelerle (dolayısıyla Eski Yunan alfabesiyle) aşağıda görüldüğü üzere karşılaştırılmıştır. Bir iki harfte küçük şekil değişikliği haricinde tamamen birbirinin aynısıdır. Burada dikkat çeken Carl Faulmann’nın, Eski Yunancanın Fenike alfabesinden geliştiği (ünlü harflerin olmadığı) mesajını verme gayreti görülmektedir. Çünkü ünlü harfleri, bu çalışmada göstermemiştir. Doğrusu Etrüsk dilinde; a,e,(ı),i,o,ö,u,(ü) ünlü (Türkçe) harfleri kullanılır. Keza Eski (Anadolu) Yunancası ve Roma Latincesinde de bu harfler kullanılmaktadır. (Yunanların Etrüsk diline Luvi dili dediklerini hatırlayalım). Bir kaç örnekle bunu gösterelim.

Türkçe             anne                                  su, akmak                                            at

Luvice              anni                                   akha                                                      a-su-wa (hece Luvice)

Eski Latince     anina                                               arza (àHint-Avrupa)                        -

Eski Yunanca    -                                       -                                                             aspa

Hititçe               anna                                 -                                                             -

İskitçe                 -                                       -                                                             asp

Şimdi tekrar hatırlayalım; bir dil önce ergin (tek heceli dil) haline gelecek, sonra yetkin (birden fazla heceli) hale geçecek, üstelik aşağıdaki özelliklere sahip toplum, matematiksel bu kök dili (binlerce yıl) yaşatacak ki dil, tüm beyin yapılarını kullanıp düşünce dili haline gelsin.

Bu toplumun;

. Bir bakış açısı olmalı

. Toplumun kimliği olmalı

. Farklı bakış açılarına değerlendiren esnek bir toplum olmalı

. Toplumun bir geçmişi olmalı ve geçmişi bilmelidir

. Düşünsel yetenek için bilgi sahibi olmalı

. Toplum, geleceğini düşünmeli

. Hayatın anlamını bilmeli

. Matematiksel dil üretebilmek için dil formülünü bilmeli bu düşünsel faaliyet için beyin yapısı gelişmiş olmalı

. Toplum dili benimsemeli ve üretken hale getirmelidir

-devam edecek

Bu Haberi Paylaş


  • eğirdir,egirdir haber,akın gazetesi
  • eğirdir,egirdir haber,akın gazetesi

Yorum Yap