BAKIŞ AÇISI

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,BAKIŞ AÇISI
Haberin Tarihi: 7.6.2024 12:30:15 - Okunma Sayısı:811 defa okundu.

Ali Taş yazdı

BAKIŞ AÇISI

                Değerli Nasrettin Hocamız, hem gülümsetir hem de düşündürür. Nasrettin Hocaya ziyarete gelen üç arkadaş, bir konu hakkında anlaşmazlığa düştüklerini, çözüm bulamadıklarını yardım etmelerini söyler. Hoca, önce birisini dinledikten sonra ‘haklısın’ der. Sonra diğeri anlatmaya başlar; Hoca ona da ‘haklısın’ der demez, üçüncü kişi dayanamaz sorar, Hocam ikisine de ‘haklısın’ dedin çözümsüz bıraktın deyince Hoca, sen de ‘haklısın’ der. Hoca burada da hüküm vermek yerine düşündürür. Herkesin kendi doğruları olabilir ama ortak bir pencereden bakış açısıyla doğru bulunabilir. İnatlaşmak, kutuplaşmak, kızmak aklın yolu değildir.

                Aklın yolu nedir? Düşünüş şekli nedir? Beyin bakış açısı nasıl oluşur ona bakalım. İnsanın gelişim basamakları; ben merkezci bakış açısından, farklı bakış açılarına geçebilme ve sorunları çözebilme yetisi içerir.

                0-2 yaş,     dikkat devrelerinin gelişim basamakları

                2-6 yaş,     başkalarının kendisi hakkında ne düşündüğünü anlama, zihinleştirme yani

zihin kuramı

                6-12 yaş,   dil devrelerinin gelişimi, akıl yürütme, ben merkezci bakış açısının gelişmesi

                12-18 yaş, yukarıdan aşağı (tümdengelim) ile birlikte  aşağıdan yukarı (tümevarım)

bakış açılarınıngelişimi yani kavram oluşturma

                18-25 yaş, benlik devrelerinin gelişimi, farklı bakış açılarını değerlendirme

                İnsanın; tarihsel olarak toplumla birlikte var olduğuna ve ortak yaşama iradesine göre değerlendirdiğimiz de aynı pencereden bakması gerektiğini düşünebiliriz. Biyolojik gelişim de epigenetik gelişim de aynı pencereyi göstermiştir. Fiziksel ve elektriksel olarak da zıt kutupların birbirini çektiği bilinmektedir. O halde toplumsal olarak kutuplaşmak, ayrışmak nasıl oluyor? Toplumlar; farklı düşünebilen yani farklı pencerelerden bakan fertlerin gerektiğinde aynı pencereden bakabilmesi yani aynı yöne bakabilmesi mümkündür. Iraksak bakış ile yakınsak bakış farklıdır. Birinde ormanı görürken, diğerinde ağacı görürüz. Biraz daha yakından bakalım.

                Kendi bakış açısını doğru kabul etme yani ben merkezci bakış açısı, beyinde ayna nöron sisteminin işlevselliği ile ilgili olup ‘tümdengelim’’li akıl yürütmeyi içerir. Saf zihin kuramı yetenekleriyle daha az ilgilidir. Bağlam oluşturulmadığında, mantıksal değerlendirme yapılamadığında, başka bakış açıları tercih edilmediğinde ELEŞTİREL BAKIŞ açısı yerleşir.  Kendiliğinden perspektif alma yani başkalarının bakış açılarını itibar etme (3-6 yaş arası geliştiği düşünülen) örtük zihin kuramının bir yönüdür. Eğer zihinleştirme olamıyorsa; ben merkezli bakış, eylem arayışını içerir. Aslında kişisel perspektif değerlendirmeleri sırasında benlik (precuneus)’de bir işlevsellik olmalıdır. Benliğin işlevsel olması da farklı bakış açılarını değerlendirebilmek demektir. Benliği işlevsel kılan dikkat devrelerinin baskınlığıdır. Ben merkezli bakış açısının tutarsızlığı da otomatikman benlik devrelerinde arayışa, farklı bakış açılarını değerlendirmeye götürür. Benlik; zihinsel imgelemedir. Görsel dikkat, bilinçli gönüllü değişimlere katılım; diğerinin bakış açısına yönelik ben merkezli referans çerçevesinin dönüştürülmesinde anahtar rol oynar.

Kişi; kendi bakış açısını değerlendirirken iki bakış açısı arasında ÇATIŞMA olduğunda;

. Esneklik varsa çatışma giderilir, doğrusu öğrenilir

. Esneklik yoksa ELEŞTİRİ ortaya çıkar.

Bakış açıları değerlendirilirken ÇATIŞMA OLMAZSA;

. Sorun çözme işlevselliği azalır (ya da görmezden gelinebilir), tutarlılık arayışına gidilmez

. Kendiliğinden zihinleştirme fikri desteklenir ise, TUTARLILIK ARAYIŞINA gidilir.

Ben merkezli süreçlerin inşası; ‘tümdengelim’’li muhakemede rol oynadığı bilinen beyinde sol frontopolar (APFC) devreleri; benlik ve öteki ayrımıyla ilgili iki süreç olan anolojik akıl yürütme ve ilişkisel biliş ile ilgilidir. Bu, özdeşleşmeyi de getirir. Özdeşleşme zihin kuramı alanlarının bütünlüğü ile bağlantılıdır. Gerektiğinde başkalarıyla özdeşleşebilmek gerekir.

Hepimiz bir çemberin içerisindeyiz. Çemberin içerisinden farklı bakabildiğimiz gibi, tehlike anında aynı yöne bakabilme yetisini gösterebilmeliyiz. Tehlike kapıdan girdikten sonra aynı yöne bakmanın pek anlamı olmaz. Önemli olan çemberin dışını da gözlemlemeli, tehlike gelmeden önlem almalıyız. İnsan beyni tehlikelere duyarlıdır, akıl doğru yolu bulabilmelidir.

Doğru yolu bulmak, ÇOK MU ZOR?

 

                                               Saygılarımla,

- Ali Taş

 

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap