KAHRAMANMARAŞ MERKEZLİ DEPREMLERİN ARDINDAN NE DEĞİŞTİ
Kahramanmaraş merkezli 11 il, ilçe ve köylerinde, 6 Şubat 2023 günü gece saat 04.17 ve 13.24’de, 7.7 ve 7.6 şiddetlerinde yaşanan depremlerin ardından bir yıl geçti …
Depremde resmi rakamlarla 50.000’in üzerinde kaybımız oldu. Onbinlerce insanımız yaralandı, pek çoğu da kayboldu. Aslında depremin sonuçlarına bakacak olursak felaketin etkilerini tüm ülkemizde her yönüyle şiddetle hissettiğimizi ve acısının hala dinmediğini söylemek yalan olmaz…
TARIM TOPRAKLARININ DEPREMLE YAKIN İLİŞKİSİ
Tarım toprakları ile depremler arasında doğrusal bir ilişki olduğu bilinen bir gerçektir. Ovadaki tarım alanları ve alüvyon dolgu ortamı, deprem ile oluşan sarsıntının etkisini çoğaltır ve binalarda yıkıcılık özelliğini artırır. Ovalar ve tarım arazileri, yumuşak zemine sahip oldukları için deprem riskine yönelik özel tedbirler alınmadığı takdirde, özellikle fay hatlarının bulunduğu bölgelerde inşaata uygun değildir. Ancak gittikçe artan nüfusun konut ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılaşmaya açılan tarım arazileri, inşaat maliyetlerinin daha düşük olması itibarıyla inşaat sektörü tarafından büyük ilgi görmektedir.
Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizi, ilçe ve köylerini etkisi altına alan deprem bölgesinde de yerleşime açılmış alanların çoğu yeraltı su seviyesi yüksek, alüvyon ve yumuşak zemine sahip tarım arazileri üzerindedir. Bu alanların zemin etütleri ve yapı denetimlerinin deprem mevzuatına uygun olarak yapılmadan yapılaşmaya açılması, binlerce insanımızın kaybına neden olmuş, depremin büyük bir felakete dönüşmesinde baş rol oynamıştır…
ÖLDÜREN ve YOK EDEN KURALSIZLIK
Depremin; hayatta kalanların yaşam şartları, sağlığı, sosyo-kültürel yaşamı, eğitimi, psikolojisi, ranta kurban edilmiş doğal ve ekolojik çevre üzerine olumsuz etkileri nasıl azaltılacak, bu yönde ulusal bir stratejimiz oluşturuldu mu???
Bölgedeki bu büyük yıkım can kayıpları yanında, ülkenin genel gıda güvenliği için de büyük olumsuzluklara neden olmuştur. Ülkemizdeki kayıtlı çiftçi sayısının %14’ü, ekilebilir tarım arazilerinin %16’sı, tarımdan sağlanan gelirin %15’i, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığın %14’ü depremin yıkıcı sonuçlarından etkilenen deprem bölgesinden sağlanmakta idi.
Depremin üzerinden geçen bu bir yıl sonunda bölgede sağlıklı bir yaşam ortamı oluşturulamamışken, vatandaşlarımız korunaklı binalara yerleştirilememişken, felaketin acı yüzü ile yüzleşmiş çiftçi depremzedelerin tarım alet ve makinaları moloz altında kullanılamaz hale gelmişken, kalan hayvanlarını yok pahasına fırsatçılara satarak batıya göç eden çiftçilerimiz de mevcutken kalan çiftçilerimiz hayvancılık yapmaya devam edebildiler mi, tarımsal üretim le uğraşmaya güç bulabildiler mi???
Bu hususların ülkemizin gıda güvenliği için nasıl etki ettiği ve fiyatların önümüzdeki yıllarda bundan nasıl etkileneceği araştırılabildi mi, bu yönde gerekli tedbirler alındı mı???
Henüz tamamı yerinden kaldırılmamış yıkıntılar ve molozlar mevcutken milyarlarca m3 olduğu söylenen hafriyat atıkları nereye taşındı. geçirimsiz bir depolama alanı olması gerekirken ön ayrıştırma ne zaman ve nasıl yapıldı??? Bu molozların geri dönüşümü nasıl sağlanacak, içindeki organizmaların tarım topraklarına ve su kaynaklarına vereceği zarar nasıl bertaraf edilecek.???
UZAYLI BİLİM İNSANLARI
Fay hatlarının geçtiği yerlerdeki deprem risklerini hesaplayarak sürekli anlatmaya çalışan bilim insanlarının, bu ülkede sesi çığlık da atsa neden duyulmuyor??? Onlar uzaylı mı???
Son 100 yılın en büyük afeti olarak dillendirilen Kahramanmaraş depreminin sonuçları göz önüne alındığında, İstanbul’u da içine alan ve beklenen Marmara Depremi’ne nasıl hazır olacağız,, yaşandığında olumsuz etkilerini nasıl azaltacağız???
Toplumsal suç ortaklığı nedeniyle kurallara uyan bir toplum olamadık, kurallara uyan bir toplum olmayı ne zaman başaracağız??? Kişisel menfaatlerin felaket getirdiğini ne zaman anlayacağız???
Saygılarımla…