SALİH ŞAPÇI VE HAYÂLLERİN PEŞİNDEN KOŞMAK!!!
Zeki TARHAN - ANKARA
Dün akşam Abdullah arıyordu. Ve ben; “Ya biraz sonra ben seni arayacaktım, Hoyran Gölüne flamingolar gelmiş, haberin var mı?” diyordum. Abdullah ise; “Zeki abi ben onun için aramadım, Salih ŞAPÇI’ yı kaybettik, sende resmi var mı?” diyordu. Acı ve şaşkınlık içinde almıştım bu haberi. Hemen Kütüphanemdeki Salih ŞAPÇI kitaplarını indirdim, toplu resimlerini çekip Facebook sayfama koyarak birkaç satır yazdım. Ve Abdullah’a da gönderdim.
***
…Ve bugün. Salih ŞAPÇI’ nın kızı Zerrin Çetin’i aradım. Eğirdir’ in yetiştirdiği değerli bir kültür insanımızı kaybetmiştik ve elbette ki ahirete göçerken nereye defnedileceği önemliydi. Bu büyük kültür insanının bir vasiyeti vardı. “Annesinin / Babasının / Kardeşlerinin birlikte yattığı ve 55 yıl önce aile mezarlığı olarak ayrılan fiziki mekâna defnedilmesini istediği için” yarın İstanbul’ da, öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazından sonra, Zincirlikuyu mezarlığında, babasının yanına yatırılacak.
“…20 yıl önce kalp ameliyatı olmuştu babam. Ve dün akşam saatlerinde tedavi olduğu sağlık kuruluşunda kaybettik babamızı” diyordu kızı Zerrin hanım.
***
Dün akşam sosyolog Mustafa ile Salih ŞAPÇI’ yı konuştuk… Mustafa, İstanbul’ a giderek Salih ŞAPÇI’ nın Beyoğlu / Cihangir Güneşli sokaktaki, adeta “MÜZE EV” olan evine gitmiş, evindeki EĞİRDİR’ in tarihi ve kültürel dokusunu teşkil eden yapıların maketlerini Eğirdir’ e getirmek ve Dündar bey Medresesinde koruma altına alınarak sergilenmesini sağlamıştı.
***
…Evet TARHAN, bu yazıyı AKIN’ a yetiştirmek için acele ederken, merhum ŞAPÇI’ nın kızı Zerrin hanım; “babamın naaşını hastaneden aldık, yarın toprağa vereceğiz” diyordu. Allah rahmet etsin, ailenin ve tüm sevenlerinin başı sağ olsun, kabri cennet olsun inşallah. Işıklar içinde yatsın…
***
…VE SOSYOLOG MUSTAFA
Virgülüne dokunmadan Sosyolog Mustafa’nın Salih ŞAPÇI değerlendirmesi:
“Gurbete giden ve belki de memleketi Eğirdir’ e dönemeyecek olan KARÇINZADE SÜLEYMAN ŞÜKRÜ’ nün “SEYAHATÜ’L KÜBRA” eserini, gurbette basılmasını istemezdi. Bu eser, yıllar sonra kendi memleketi olan EĞİRDİR’ de basıldı. Ve Salih ŞAPÇI da, O’nun hayallerini gerçekleştirdi ve eserini Osmanlıcadan günümüz Türkçesine çevirdi. Bu ise; KARÇINZADE’ nin en büyük HAYALİYDİ!!! Salih ŞAPÇI’ da; kendi hayallerini bu şekilde oluşturdu. Salih ŞAPÇI’ nın kendi hayali de; “Dündar Bey Medresesinin KÜLTÜR / SANAT MERKEZİ olmasını isterken, kendi eserlerinin de burada sergilenmesini” istiyordu…
***
…Ve bakın, Mustafa İstanbul’a gidip, Salih ŞAPÇI’ nın müze evinde kızı Zerrin hanımla konuşurken, Mustafa’ ya bakın ne diyordu; “Babamızda böyle istiyordu, Medresede sergilenmesini istiyordu…”
“…Üç kuşak birbirini hiç görmedi ama, hepsi de birbirini hem çok sevdi, hem çok saygı duydu… Hem de bu üç kuşak, yani; Salih ŞAPÇI, KARÇINZADE’ yi görmedi, sosyolog Mustafa’ nın, Salih ŞAPÇI’ yı bire bir görme ve konuşma imkanı olmadı. Bu üç kişi, yada üç kuşağın YEREL TARİHİ ve TARİHİ COGRAFYA’ yı öğrenmeye başlarken, bir öncekinin toprağında yetişti…Salih ŞAPÇI; KARÇINZADE’ nin toprağından yetişti.Ve sosyolog Mustafa da; Salih ŞAPÇI’ nın eserlerinden yetişti…”
…Evet, sanırım büyük bir olasılıkla, merhum Salih ŞAPÇI’ nın (7 Mevlidi) eserlerinin muhafaza altına alındığı ve de sergilendiği Dündar Bey Medresesinde, bir dini ve kültürel etkinlikle icra edilir.
Işıklar içinde yatsın büyük kültür abidesi.