BİZİM ÇOCUKLAR ZEKİ!
Bu tabiri günlük yaşamda çok duyarız. Acaba Einstein’da zeki miydi? Bunu söyleyemem. Çünkü okul çağlarında pek parlak öğrenci olduğu söylenmiyor. Üstelik öğretmenleri bu çocuk okumaz demişti! Ama Einstein yıllar sonra patent merkezinde, bilimsel makalelerin geldiği bir yerde çalışmaya başladı. Bütün makaleler elinden geçiyor, sınıflandırıyordu. Saçları belki bu yüzden beyazlamıştı! Sonrasını biliyoruz, enerji kanunu E = m.c^2 ortaya çıktı. Einstein simge olmuştu. Einstein öldükten sonra beyni inceleniyor. Beyni; dilim dilim yapılarak, sinirsel ağlarına bakıyorlar. Aklın merkezi ön beyin, diğer herhangi bir beyinden farklı değil. Şaşırıyorlar! Bir de bakıyorlar ki arka-yan-üst beyin bölümü (Parietal Cortex) diğerlerinden farklı daha geniş alan kapsıyor. İnceleme sonucu; beynin anlamsal bütünlüğü ve dikkatin sürdürülmesini sağlayan bölümü (Angular Gyrus ve Posterior Parietal Cortex) daha fazla alan kapsıyor. Bu bölüm, yaratıcılığın ortaya çıkmasını sağlıyor. Bu bölüm aynı zamanda kavram oluşturan merkez. Satranç oynayanlar bilirler, üç dört hamle sonrasını düşünmek kolay değildir. Oyunları analiz etmek, düşünmek bu merkezin gelişmesini sağlıyor. Bir nevi tersine mühendislik bölümü. Bilgiye, yukarıdan aşağı ulaşılabildiği gibi aşağıdan yukarı da ulaşılabiliyor. Kökten dala ulaşmak kolay görünüyor ama daldan köke ulaşmak biraz zorlu iş. Bu da çalışma, deneyim, düşünme ile sağlanıyor.
Düşünen insanlarla gelişiyoruz. Bizim yaratıcı insanlarımızın da bir hayli olduğunu zannediyorum. Okumak, yazmak, kafa yormak, düşünmek bu kapıyı açıyor. Yapay zeka bunu yapabilir mi? Zaten beyin, doğal olanı bilmek, doğanın sırlarına ermek için var!
Düşünüyorum, o halde varım.
Saygılarımla.