BU BAHÇE!!!
...Evet, bu bahçe; BOĞAZOVA'nın ortasında, Kovada kanalının kıyıcığında Cesur abimizin bahçesi. Bu bahçe; TARHAN'ın anılarıyla dolu... Arabamıza attığımız Nermin ablanın hazırladığı piknik sepeti, çarşı manavından aldığımız büyükçe karpuz. TARHAN'ın arabasıyla Cesur abinin bahçesine gidiyoruz...
***
Elma bahçesi diyeceğim ama, her çeşit meyve var bahçede. İlerleyen süreçlerde, 10'arlı 15'erli guruplarla gelmiştik bu bahçeye. Kimler vardı bu guruplarda? Üniversitemizin ziraat disiplinindeki Akademisyenlerden tutun MAREM temsilcileri ile Eğirdir'in kanaat önderleri, bu bahçeye "Teknik gezi" yapıyorduk...Ve bu geziyi, Şeyh - ül muharririn ve TARHAN ikilisi, yazı dizisi haline getiriyordu...
***
Cesur abinin eli, klasik elma ağaçlarını kesmeye gitmiyordu. Ama kafasında bodur elmacılığa geçiş düşüncesi de vardı. Aziz ÜSTÜN ve Arif Hikmet ÇELİK' le anlaşıp, bir ağacın kırılmış ve de kurumuş bir dalını kesmeye karar vermiştik. Amacımız; Şeyh-ül muharririn'in tepkisini ölçmekti. Cesur abimizden tepki gelmemesi bizleri şaşırtmıştı.
...Ve rasyonalizm galip gelmişti... Daha sonra, klasik elma ağaçlarını kendi elleriyle kesmişti. Şimdi O; yattığı fiziki mekânında ışıklar içinde yatıyor, EĞİRDİR GÖLÜ ise; rüyalarına giriyordu...
Zeki TARHAN - ANKARA