YERBİLİMCİ PROF.DR. MUHİTTİN GÖRMÜŞ İLE SÖYLEŞİ… (2. Bölüm)

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,YERBİLİMCİ PROF.DR. MUHİTTİN GÖRMÜŞ İLE SÖYLEŞİ… (2. Bölüm)
Haberin Tarihi: 2.3.2023 09:56:17 - Okunma Sayısı:2166 defa okundu.

Zeki Tarhan Yazdı...

YERBİLİMCİ PROF.DR. MUHİTTİN GÖRMÜŞ İLE SÖYLEŞİ…

                            

                           Zeki TARHAN – ANKARA

                                                    

                                                           BÖLÜM : 2

                “…HOYRAN GÖLÜ, sola itilmiş gözüküyor DAF (=Doğu Anadolu Fayı ) gibi. KEMER Boğazından mutlaka karot alınması lazım. Eğirdir ile Hoyran Gölünün iki ayrı Göl oluşunun ispatı; Kemer Boğazından alınacak sondaj örnekleriyle kanıtlanabilir.” Diyordu değerli Yerbilimcimiz Prof. GÖRMÜŞ.                                                  

                  Himalayalar, aynı Denizel kayaları içermesi, bu kuşakta daha önceden Okyanus olduğunu, Okyanusun kapandığını, Kıtaların birbirleriyle çarpışarak / yükselerek Dağları oluşturduğu, dış kuvvetlerle de Vadiler / Göller ve karasal ortamların oluşumunu gösterdiğini anlatıyordu…

                                                      ***

               Dünya; bir yandan sıkıştırılırken, diğer yandan çarpışmayla birlikte ayrılıyordu... Ve Dünyamız; bu özellikleriyle bize bir şeyler anlatırken, tabii ki; Deniz ve Göl oluşumunu da farklı zamanlarda somut olarak biz insanlara gösteriyordu…

           Prof. Dr. Muhittin GÖRMÜŞ' le; Göller Bölgesi coğrafyamızda bir "UFUK TURU" yapıyorduk... Isparta ve çevresinin "DEPREMSELLİĞİ"nden tutun, Yakın zaman (7.000 - 10.000 bin yıl yaşında) Kervansaray taşlarını / Eğirdir - Gelendost - Ş.Karaağaç - Beyşehir - Konya'ya uzanan yaş tayinine kadar turumuzu uzatıyorduk…

                                                     ***

         “Isparta ve çevresi, son yirmi yıl içerisinde yaşanan orta büyüklükteki Dinar (1 Ekim 1995), 6.1 / Akşehir (15 Aralık 2000), 5.8 / Çay – Bolvadin (Afyon) (3 Şubat 2002), 6 ve Eğirdir (31 Mart 2007), 4.7 depremleri; “ISPARTA YÖRESİ DEPREMSELLİĞİ” üzerine bir çok sorunun bir Yerbilimci olarak yöneltilmesine neden olmakta…”

           Depremleri şu an için, önceden belirleyebilmek, bir doktorun hastasına ölüm saatini söyleyememesi gibi zordur. Yaklaşık teşhisler bir tahminden öteye geçmemektedir. “…Şu büyüklükte, şuralarda, şu süre içerisinde depremler olabilir” gibi açıklamalar eğer yeterli olsa idi, yakın tarihlerde olan depremlerdeki kayıpların önüne geçilmeye çalışılırdı. Meteorolojik hava olaylarında dahi, saat ve sonuç hakkında kesin yorumlar yapılamazken, daha karmaşık yapılara sahip yer olaylarının kesin yeri, tarihi ve saatini tahmin etmek daha zor görünmektedir.           

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap