EĞİRDİR’DE KENTSEL GELİŞİM – Ali SİNAN 4
EĞİRDİR’E DAİR KİTAP KRİTİĞİ…
Zeki TARHAN - ANKARA
BÖLÜM 7 / 4
Hani; “bir hap olsa da, bütün gıda yapıtaşlarını bir yudum su ile atıversek” Mimar Ali SİNAN’ın, Selçuklu Dönemi ile Cumhuriyet dönemi Arasını anlatırken, yukarıda yazdığım teşbih aklıma geldi. Gerçekten, tam da böyle. Tabii, teşbihte hata olmaz.
***
Eğirdir, 1204 yılında Selçuklu egemenliği altına giriyor… Ve 75 yıl sayfiye yeri olarak kullanılıyor. Ve Eğirdir, bu zaman diliminde; CENNETABAD olarak adlandırılıyor… Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarlığının sona ermesi ile Hamitoğulları Beyliği egemenliği altına giren Eğirdir, 1310 yılında Uluborlu’nun ardından Beyliğin başkenti oluyor. Ve Eğirdir, 1391 yılına kadar yani, 78 yıl boyunca başkent olarak kalıyor. Ve bu dönemde; Beyliğin kurucusu Feleküddin Dündar bey Eğirdir’e FELEKABAD adını veriyor.
Anımsayacağınız gibi, Eğirdir’li Süleyman Sükûti YİĞİTBAŞI’nın eserinin adı da; “EĞİRDİR – FELEKÂBAD TARİHİ”dir.
***
“Selçuklu döneminde; kentte imar faaliyetleri artarak kale surları onarılmış, pek çok anıtsal yapılar inşa edilmiştir. Ticaret yolları üzerinde konumlanması Eğirdir’in gelişmesinde büyük etki yaratmış ve Kentin Antalya Limanından Anadolu içlerine giden yol üzerinden önemli bir konaklama ve ticaret merkezine dönüşmüştür.”
“ Bugün, Yenimahalle üzerinde konumlanan ve kalıntılarını gördüğümüz Eğirdir Hanı 1237 yılında yapılmış, merkezde bulunan DÜNDAR BEY MEDRESESİ han olarak inşa edilmiştir.”
***
“Eğirdir, en parlak dönemini, Hamidoğulları döneminde yaşıyor. Selçuklu döneminde yapılan Han, Dündar Bey Medresesine dönüştürülmüş, Medrese karşısında bugün de ayakta duran ve kullanıma açık olan Hızır bey Camii inşa edilmiş, Baba sultan Türbesi ve hamamlar yapılmıştır. Kentin ana hatlarının korunduğu bu dönemde, dış kale surlarını bir cephe olarak kullanan Hızır bey Camisi ve Dündar bey Medresesi ortasında toplanma ve giriş mekânı olarak değerlendirilebilecek meydana kemerli bir kapı ile geçiş sağlanmıştır. İç kale ve dış kale arasında antik döneme referans veren ızgara plan uygulanmıştır. Dış kale girişi ile iç kale girişi, düzgün bir aks üzerinde konumlanmıştır. İç kalede daha organik olsa da, bu aks Kale Burnuna kadar devam etmektedir. Bu Burundan açılan boşluk, Adalara manzara verip yönlendirir.”
***
…Ve 1390 tarihinde EĞİRDİR, Osmanlı hâkimiyetine girer. Hamidoğulları döneminde, gelişimin fazla olduğu kadar, saldırılar da bir hayli fazladır. Bu saldırılara destek olan Osmanoğulları’na bir kısım toprak verilmesine rağmen, 1390 yılına kadar el değiştirmemiş, bu tarihte de Osmanlı hakimiyetine girmiştir.
Hemen belirtelim ki, bu kısımda; Kent ve Kale Surları ilişkisini gösteren Harita ile Eğirdir Kalesi/ Medrese Hızır bey camisi, Baba sultan Türbesi fotoğrafları ile 1838 yılı Eğirdir resmi, Cumhuriyet Dönemi öncesi yapıları gösteren Haritaya da yazıda yer verilmiş.
DEVAM EDECEK…