TOROS’LARIN YÖRÜK KÜLTÜRÜNDEN ANAMAS ÇAYIR YAYLASINA…
Zeki TARHAN – ANKARA
İKİNCİ BÖLÜM
Kırsal yerleşim birimlerinde, genellikle horoz sesleriyle uyanırsınız… Ama Yörük aşiretlerinin konuşlandığı yaylalarda çan sesiyle uyanırsınız… Bizler için, “kalk borusu” gibi bir şey olarak algılanır belki de. Ama Yörük çadırında, çan sesiyle uyandıktan sonra, koyun ve keçi sürüsünün melemelerine karışan çan sesleri, size bir armoni gibi gelir…
***
Yazın Antalya’nın sıcağına dayanamaz koyunlar. Eğirdir’in / Sütçüler’in / Ş.Karaağaç’ın serin yaylaları, meraları otlakları yetişir imdada. Karakoyunlu Yörükleri, her yılın 6 ayını geçirmek üzere, Serik’ten Eğirdir’ in Anamas Çayır Yaylasına; Deve Kervanı, küçükbaş hayvanları, genellikle kara koyunlarıyla birlikte göç ederler… Yörüklerden önce, babama sormuşumdur; “Niçin Karakoyunlu aşireti?” diye. Babam, soruma soruyla yanıt vermiş ve; “Bak şu sürüye, hiç beyaz koyun görüyor musun?” demişti. Evet, tüm koyunlar siyahtı.
Karakoyunlu aşiretinde bir inanış vardı; Eğer koyun sürüsü içerisinde, gebe olan bir koyun ak ya da beyaz yavrularsa, aşiret içinde “uğursuzluk” olarak sayılırdı.
***
Anamas Çayır Yaylası, Karakoyunlu aşireti için bir yaşam alanıydı. Bir şehir merkezindeki mezarlık kadar mezarlıkları olduğunu görürsünüz. Onlar, atalarının ruhlarıyla birlikte, sürdürülebilir bir yaşamın tadına varmaya çalışırlar… Serik’te, bir de SOLAKLI AŞİRETİ’nin Yörükleri vardır. Ama bu Yörükler, Konya’nın Dumanlı Yaylasına göçerler… Dumanlı Yaylası; Beyşehir’e / Seydişehir’e / Akseki’ ye yakınlığı ile bilinir ve bu coğrafyada konuşlanmıştır.
***
Çocukluğumda, bir dergide okumuştum; Çin’de en zor meslek, babamın mesleği olduğunu. Dergide okuduğumla, babamın anlatılarını birleştirince, ne zorlu bir görev olduğunu daha iyi anlıyordum… Dağ / Dere / Tepe aşarak, beyaz atın sırtında kamu hizmetini yerine getirirdi… Bu hizmetini ifa ederken, dağ ve orman ekosisteminin kaçınılmaz fauna topluluğunun yaramaz bireyleriyle de karşı karşıya gelirdi… Belinde tabanca da taşırdı elbette. Ama ayıya sıkılacak kurşun, onu etkisiz hale getirmesini sağlayabilir miydi?
***
Anamas Çayır yaylasındayız… Babam, tebligatı ilgili şahsa teslim edip, tebellüğ ettirecek. Şahıs, tebligatı almak istemiyor ve rezistans gösteriyor. Neden direndiğini da anlamıyorduk. “Çin deki zorluk, bizdeki gibi miydi acaba?” diye düşünmekten de kendimi alamıyordum.
***
Yayla ya da köy dönüşü, Beyaz atın terini soğutmak ve de dinlendirmek için yürüyüş yaptırmak, sonrasında da gölde yüzdürmek bana düşüyordu… Beyaz atın yüzüşünü seyretmek, benim için doyumsuz bir zevkti. Kale kapısından sola kıvrılıp, tarihi kale surları ile Ali SİNAN’ın otelinin arasındaki koridordan göle ulaşır, beyaz atımızı gölde yüzdürürdüm. Beyaz atımız çok güzel yüzerdi.
***
Serik Bölgesindeki okullarda, sömestr tatili ödevlerinde; genel olarak öğrenciler Yörük kültürünü araştırıyor… Yılda bir kez, Anamas Çayır Yaylasında Karakoyunlu Aşiretinin Festivali (=Şöleni) yapılır. Bu şölenin aynısını Solaklı Aşireti Yörükleri, Konya Bölgesinin DUMANLI YAYLASI’nda gerçekleştirirler…
Bölge olarak; Yörük kültürüne hakim oldukları için, ATA SPORU’na bütün Yörükler önem verir. Yörük camiasında; Antalya ve İç batı Akdeniz Bölgesi, “PEHLİVANLAR DİYARI” olarak da adlandırılır.
DEVAM EDECEK…