GÖLLER YÖRESİNDE TARİHLE YAŞAMAK…
Zeki TARHAN – ANKARA
Geçtiğimiz Cumartesi yani, 11 Haziran 2022 günü ISVAK salonları, “GÖLLER YÖRESİ” n deki tarihi coğrafyanın değişim ve de dönüşümünü gözler önüne sermişti… ISVAK’ın fiziki mekânlarını dolduran GÖLLER YÖRESİ insanı, bir susamışlığa hasret kaldığı günlerin acısını çıkartır gibiydi adeta…
Öyle ya; Tarih kokan, coğrafya kokan bu HAMİDELİ toprağında ne medeniyetler gelip geçmişti… Cumartesi günü, sadece MİRYOKEFALON zaferi konuşulmadı elbette. Değişen / dönüşen coğrafya, etle-tırnak gibiydi Göller Yöresinde. Etkinliğin konu başlığını, TTK (=Türk Tarih Kurumu ) önceki başkanı, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refik TURAN hocamız belirlemiş ve etkinliğin içeriği ile formatını da Hamideli Derneği Başkanı Tarihi Coğrafyacı / Araştırmacı Yazar /Yük. İnş. Mühendisi / Eski Karayolcu Ramazan TOPRAKLI ile birlikte saptamışlardı.
***
Prof. TURAN ve TOPRAKLI, kürsüdeki yerlerini alıyor, ISVAK’ın Konferans Salonunu dolduran Hamideli coğrafyasının gül kokulu / lavanta kokulu güzel insanları, bir susamışlığın, bir özlemin içerisinde bulunmanın halet-i ruhuyesi (=Ruh hali ) ile etkinliğin başlamasını bekliyordu…
ISVAK Genel Sekreteri Erdal SARAÇOĞLU, ISVAK’ın burslu öğrencilerinden Ankara’da ki üniversiteleri bitirip mezun olan beş öğrencimize plaket takdiminin anonsunu yaparak, plaketler öğrencilerimize veriliyordu…
…Ve ISVAK başkanı ŞAHLAN, kısa bir “Hoş geldiniz ve de açılış” konuşmasıyla,”GÖLLER YÖRESİNDE TARİHLE YAŞAMAK” konulu etkinlik başlıyordu…
***
Prof. TURAN, makro düzeyde bir tarihsel yaklaşım sergilerken, TOPRAKLI mikro bakış açısıyla TARİHİ COĞRAFYA disiplinindeki açığı kapatan, teori ile pratiği birleştiren bir kişilik olarak çıkıyordu karşımıza. Refik hocamızla TOPRAKLI birlikteliği 15 yıllık, küçümsenemeyecek bir birlikteliğe ve de dostluğa dayanıyordu… Çoğu tarihçi hocamız, teorik düzeyde kalırken, Prof. TURAN, TOPRAKLI’ nın alan çalışmalarında elde ettiği bulguları, tarihi perspektiften değerlendirip, akademik platforma taşıması, bu ikilinin anlatımlarının çok değerli ve de anlamlı olduğunu, taa başından biliyorduk…
***
Refik hocamız; önce “Tarih” kavramı üzerinde duruyordu… Tarihi yaratan kahramanlar / öncüler / liderler vardı elbette. Bir de olgular vardı.
Yani; Olay, zaman, mekân olacaktı… Bir illiyet (=bağlantı) olmalıydı aralarında. “TARİH” dediğimiz, bu unsurların bir araya gelmesiyle oluyordu… Prof. TURAN, “şehitlik” kavramı üzerinde önemle duruyor ve ezber bozuyordu: “…Savaşmak, şehit olmak için değil, hayatta kalmak için yapılır. Hayatın sona ermesi için değil, hayatta kalmak için yapılır savaşlar. Ve tüm savaşların esas amacı budur. Savaşlar, Toplumların ve Devletlerin ayakta kalması için yapılır.
“ŞEHİTLİK” kavramı; biz Müslümanlar için bir dini argüman olarak, Müslümanlara özgü bir kavramdır. Allah’ın verdiği bir “lütuf” tur.
Prof. TURAN, Miryokefalon konusunda; gelişme kaydettiklerini, savaşın geçtiği ve zaferin kazanıldığı yer konusunda da sonuca ulaşılacağına inandığını söyledi.
***
Ramazan TOPRAKLI; Göller Yöresinin değişen ve de dönüşen TARİHİ COĞRAFYA perspektifinden bir ufuk turu yapıyordu… Miryokefalon zafer kutlaması ilk kez 1975 yılında Gelendost’ta yapılmış ve bugünlere dek devam etmişti… Hamideli Derneği – Gelendost Belediyesi – Isparta Belediyesi – SDÜ ve Isparta Valiliği paydaşlığında 2011 yılı 16,17,18 Eylül tarihlerinde etkinliklere sahne oldu… 2011 yılından sonra her yıl, yeni katılımlarla etkinlikler yapıldı… Bilim insanlarının sahaya inmesiyle, kutlamalar yeni bir havaya bürünerek heyecan oluştu… Birçok Çalıştaylar, Sempozyumlar, Açık Oturumlar, Konferanslar düzenlenmeye başlandı…
…Ve en son Miryokefalon kutlamaları, 2019’da yapıldı. Araya Pandemi süreci girdi… 2021’ de ise; Gelendost ve Isparta Belediyesi paydaşlığında Miryokefalon etkinliği, tekrar görkemli bir şekilde kutlandı…”
ISVAK’ın ikramıyla, soru ve katkılarla, bir etkinlik te böylece sonlanmış oldu.
----- 0 ----