İÇ SULAR KAPTANI ALİ DEMİRAL’IN SEYİR DEFTERİ…(14.Bölüm)

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,İÇ SULAR KAPTANI ALİ DEMİRAL’IN SEYİR DEFTERİ…(14.Bölüm)
Haberin Tarihi: 7.5.2022 17:00:02 - Okunma Sayısı:3473 defa okundu.

Zeki Tarhan Yazdı...

İÇ SULAR KAPTANI ALİ DEMİRAL’IN SEYİR DEFTERİ…

                                    Zeki TARHAN – ANKARA

                                            Ondördüncü Bölüm

                    Muhtarın anlatırken içtiğimiz çayın tadı biraz değişik lezzetteydi. Muhtarın  sözünü kesip, lokantacıya; “çayın lezzetini nasıl verdiğini” sorunca, lokantacı; “Kaya mezarlarının oradaki göle sıfır noktadan çıkan sodalı suyu, kara yolu olmadığı için, kayıkla gidip getirdiğini” söylüyordu… Ve sözün gerisini bakın nasıl getiriyordu: “Bu suyun çayı güzel olmakla birlikte, hazmı kolaylaştırıcı etkisi de var. Müşterilerim bu suyla içki içtiklerinde, kolay sarhoş olmayıp, yemeği de çok yiyorlar… Tabii ben de bu sayede iyi para kazanıyorum ağabey.” deyince, gülüşmelerden sonra, muhtar sözüne devam ediyordu…

                                                ***

                     …Ve muhtarı dinliyorduk: “Bizim köyde iki uslanmaz hırsız var, onlardan şüphelenip, azalarımla birlikte adamları kahveye çağırdım ve onlara; “tüm köyü zan altında bıraktıklarını, köylünün sizin yüzünüzden sıkıntı yaşayacağı ve biraz korku verici sözler sonrası” birisi korkup, şikayetçi olunmayacağını da anlayınca, diğer şahsın itirazlarına rağmen itiraf etti. Ağları, yarın gölde sakladıkları yerden, dürüst  balıkçıların haberi olmadan, gece ağları çaldıkları bölge yakınına bırakıp yerini bildireceklerini anlatınca, “bende hemen size haber verdim sizde bu gün ağları aldınız” dedi.

                                                  ***

                      Hırsızların diğer öykülerini, de anlatmaya başlamıştı… Anlattıkları ilginçti, bizler de dinliyorduk; “…Caminin tamiri için alınan çimento torbalarından birini motosikletle gece çalmışlar. Torba hafif delinince, toz çimento hafiften akarak evine kadar iz bırakmış. Cami imamı sabah çalınan çimento torbasını, dökülen toz çimento izlerini takip ederek şahsı yakalamıştı” diyor ve bombayı patlatıyordu: “Bu adamlar, Kaymakamı da kandırmış tı” deyip anlatmaya devam ediyordu…

                                                ***

                    Ertesi gün, bölgeye gittiğimizde, envantere kayıtlı, devlet malı ağlarımız  yerinde yoktu, muhtemelen birileri gece ağları içindeki balıkları ile beraber çalmıştı. Proje çalışması da sekteye uğrayınca, canımız sıkılmıştı.
                   Ağları emanet ettiğimiz, güvencesini de aldığımız balık lokantasına gidip durumu anlattık…Duruma  üzülen işletme sahibi; “…Burada biz varken, bu bölge balıkçısı yapmaz, ancak gece bölgeye uzak olan, Senirkent ilçesine bağlı Kabaca ve Gençali köyü balıkçılarının, bazen kaçak avcılığa geldiklerini, onlardan şüphelendiğini” söyledi.

                                                ***
                  Tam o sırada da, sanki durumdan haberi varmışçasına Jandarma bölge denetleme birimi gelmez mi?!!! Hemen ekip liderimiz, Bölge Müdürlüğü ve Koruma Kontrol Şube müdürlüğünden, deneyimli Biyolog Sedat KARAKOYUN, durumu bir kenarda Jandarma komutanına kısaca anlatıyordu…Durumu anlayan komutan, hemen köyden Muhtarı çağırttı ve şu unutulmaz etkili konuşmayı yaptı: “…Muhtar, bu bölgede başka bölgeden gelip kimse bu ağları çalmaz, benim Yalvaç'taki misafirhanemde, tüm köye yetecek kadar yer var, siz ağları bulana kadar misafirimiz olursunuz…” deyince, Sedat bey de;  “Ağları bulun, bir yere bırakın, yerini haber verin, şikayetçi olmayalım. Biz balıkçının geleceği için çalışan, balıkçı dostu  Devlet görevlileriyiz.” deyince, muhtar tahkikat için bir gün mühlet istedi, istek kabul edildi ve oradan jandarma komutanının talimatı ile ayrılıp, Yalvaç'a Jandarma Karakol Komutanlığına durumu anlatıp, ağlar bulunmazsa yazılı müracaatı yarın yapacağız bilgisini  verdik.

                                                ***
                  Akşam olmak üzereydi… Yalvaç’ tan Eğirdir' e geri dönmek için bölgeden geçerken, muhtar hızlı davranmış, biz daha  Yalvaç'tayken hırsızları bulmuş, bize haber vermek için, (o yıllar cep telefonları henüz yok) ana yola tali yoldan gelirken, tesadüfen bizi uzaktan tanımış ve araç selektörü ile dikkatimizi çekerek, bizi durdurmuş ve güzel haberi veriyordu…
              …Ve işte Muhtarın ağzından dökülen o sözler: “Şikâyetçi olmayacağınız garantisi vererek ağları buldum, yarın gelin  ağlarınızı atılacak yerden alın.” dedi ve “tamam” diyerek ayrılıyorduk…

                                                ***

                 Ertesi gün bölgeye geldiğimizde, muhtarın işaret ettiği yer, ağları döktüğümüz yer yakınındaki, göle sıfır noktadan yüzeye çıkıp, göle karışan  güçlü yeraltı suyu kenarındaki, Aşağı ve Yukarı Tırtar köyleri, içme sularının aynı zamanda tarlalarını sulayacakları ORKÖY işletmesi tarafından hizmet veren pompaj istasyonu içindeki derin kanala çuvallanmış şekilde atmışlardı Ağları.

               Ağlarımızı oradan kanca ile çıkarıp, Tekneye aldıktan sonra, balık lokantasına Muhtarla buluşmak için uğramıştık…Çaylarımızı yudumlarken  Muhtar,hayret ve tebessümle dinlediğimiz ağların bulunuş öyküsünü anlatıyordu.

15.Bölüm

…VE SON BÖLÜM

GENEL DEĞERLENDİRME / VE SONUÇ 

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap