İÇ SULAR KAPTANI ALİ DEMİRAL’IN SEYİR DEFTERİ…
Zeki TARHAN – ANKARA
Onikinci Bölüm
Karataş gölü, kerevit ve mevcut balık popülasyonu tespiti çalışmasındayız… Kuruma bağlı İllerde muhtelif projelerde çalışmak için, ayda bir kez beş günlük yatılı görevler esnasındaki çalışmalarımızda, "mesai kavramı” güdülmezdi… Uzun soluklu işlerimizin gerektiği gibi sağlıklı ve en verimli bir şekilde yapılabilmesi için, sabah namazından sonra herhangi bir lokantadan çorbamızı içip yola koyulur, çalışacağımız göl kenarına gelir, besmeleyle göle açılıp işe başlardık…
***
Göl çalışmasında; çalışılan istasyonun, yanımızda getirdiğimiz cihazlarla, dip derinliği ölçümü, suyun sıcaklık değeri ile PH değeri ölçümü, anlık hava durumu kaydı, birer kavanoz dip orta ve yüzey suyu, o bölgenin bir miktar planktonu, bir miktar dip çamuru ile, ağlardan çıkan su ürünlerinden oluşan elde ettiğimiz numunelerin ölçümleme çalışmalarına, kıyıda hemen başlar ve bu çalışmalar, numune sayısına göre saat 14 ila 15 sıralarında yorulmuş ve acıkmış şekilde biterdi…
Acıkan karnımızı doyurmak için daha önceden aldığımız ekmek ve sebzeler yanında, (boy ve gramaj ölçümlemesi yapılıp, daha sonra Laboratuarlar da incelemesi yapılacak balıkların iç organları ve pulları alındıktan sonra) unutulmaz anılara imza atacağımız, “ızgarada balık” yapıp günlük mesaimizi tamamlardık…
***
Bir tarihte, Burdur İl sınırları içindeki Karataş gölü su ürünleri tespiti çalışmasında, zorlu geçen çalışmaların ardından SAREM personeli olmanın avantajı olan güzelliklerine, yine elde ettiğimiz ölçümlemesi yapılan yeteri kadar kerevit ve balıklardan oluşan bir akşam yemeğini karşılamak üzere, bölgede bulunan bir lokantaya gidip izin alarak, mutfağında kendi ellerimle pişirip hazırladığım yemeği lokantada ekip arkadaşlarıma ikram edince, sabah çorbasından sonra, akşama kadar çalışan ekip, keyifle hak etmiş olarak karınlarını bir güzel doyurdu…
***
Ertesi günün çalışmaları için, dinlenmeye misafirhaneye gitmiştik. Yatarak dinlendik… Sabah ezanı ile uyanıp kalkmıştık.
Ekip liderimiz, meğer akşam yemeğinde acıkmışlığın etkisi ile, var olan gut hastalığını, biraz da kullandığı tedavi edici ilacına güvenerek rahat davranmış, farkında olmadan kerevit proteinini fazla kaçırmıştı. Ve maalesef, ilacını da evde unutmuştu ve sabaha dek acılar içinde kaldığını, bizler sabah uyanınca anlıyorduk… Bir Eczaneye gidip ilaç alma gereğini, yorgun ve bitkin halde bildirmişti. Bölgede bulunan tek eczacıyı şafakta, evinden uyandırıp, ilacı temin ederek rahatsızlığı bir nebze olsun gidererek, lokantaya gidip çorbalarımızı içtikten sonra günlük rutin çalışmalarımıza ara vermeden devam etmiştik…
***
Görevin verimliliği açısından, fedakarlığın, ekip ruhunun, kısa süreli de olsa, gurbet te kader birliği yaparak, görevi başarı ile tamamlayıp, Kuruma ferahlıkla geri dönebilme rahatlığını ve güzel hazzını yaşamak, unutulmaz öykülerimizdendir.
- Bölüm
“FAKİR BALIKÇI” MASALI VE YALVAÇ KAYMAKAMI