İÇ SULAR KAPTANI ALİ DEMİRAL’IN SEYİR DEFTERİ…(9.Bölüm)

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,İÇ SULAR KAPTANI ALİ DEMİRAL’IN SEYİR DEFTERİ…(9.Bölüm)
Haberin Tarihi: 22.4.2022 10:25:28 - Okunma Sayısı:3857 defa okundu.

Zeki Tarhan Yazdı...

İÇ SULAR KAPTANI ALİ DEMİRAL’IN SEYİR DEFTERİ…

                                      Zeki TARHAN – ANKARA

                                                             Dokuzuncu Bölüm 

               Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü kurulmuştur… 1988’ den sonra, Kurum personel kadrosu tam doldurulmamış olsa da, Enstitünün mevcut personeli ile ve avcılıkta kullanılacak yeterli tüm malzemeleri, Laboratuarlarındaki gerekli araç / gereç ve cihazların da  tamamlanmasıyla, bu Laboratuarlardan ESÜF (=Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi ) de yararlanmıştır.  Enstitü bünyesine bağlı tüm İllerin bütün sularında proje çalışmalarına başlanınca, kısa sürede  halkın ve diğer kurumların dikkatini de çekmeyi, kurumsal bir başarı olarak görmeliydik…

                                                           ***

             Araca bağlı römork üzerindeki SU ÜRÜLERİ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ  amblemli sürat teknesi ve içindeki teçhizat dikkat çekiyordu… Bu nedenle,
1988 den 2000 li yılların başına kadar, İlçenin ihtiyacı olan farklı bir hizmeti de gönüllü olarak yapmaya başlamıştık. Isparta İli ve çevresi başta olmak üzere, çevre illerden EĞİRDİR' e daha çok hafta sonları, plajlarımızdan faydalanmaya gelen vatandaşlardan bazıları herhangi bir sebeple suda boğulmak suretiyle hayatlarını kaybediyorlar…(ne yazık ki, günümüzde de bu kazalar yaşanmakta) O yıllarda, gölde kaybolan cenazeleri bulacak bir resmi makam olmadığından vatandaşlar, Emniyet yetkilileri izniyle, yerel dalgıçlardan medet umuyorlar, sonuç başarısız olursa, çaresiz cenaze sahipleri bir umut  olarak gördükleri Enstitümüze gölde boğulan / kaybolan cenazelerinin bulunması için müracaat ediyorlardı. Tabii ki Enstitünün böyle bir görevi yoktu ama, imkânları vardı.  Zamanın Enstitü Müdürü; iki gözü iki çeşme yardım dileyen cenaze sahibi vatandaşa  “hayır” diyemeyip, vatandaşı tarafıma havale ediyor ve ekliyordu; “HİÇBİR MECBURİYETİN YOK, GÖREVİN DE DEĞİL,İSTERSEN GEREKLİ TECHİZATLARI ALIP YARDIMCI OLABİLİRSİN.”
             Bu cümle üzerine, ne denilebilirdi ki? Yeterli cesaretinle başarabileceğin insani bir görev karşında çaresizce iki gözü iki çeşme yardım dileyen cenaze sahipleri… Bu duruma; “Merhamet et, zira Merhamet  insan üzerine en güzel yakışan bir elbisedir” hadisi şerifine inanan birisi hayır diyebilir miydi?
                                                             ***

          Derhal, gerekli donanımları hazırlayarak, diğer gönüllü arkadaşlarla birlikte olay yerine intikal edip arama / kurtarma çalışmaları noktalarını tespit ettik… Bölge sığ su ise; “sürütme ağ ve germe ağlar” la kısa sürede, cenaze derin su ise; kanca sürüme metodu ile biraz daha uzun sürede, ama mutlaka cenazeyi buluyor ve Emniyet görevlileri ve çok üzüntülü cenaze sahipleri nezaretinde,  Cumhuriyet Savcısına teslim etmek üzere, cesaretle  tekneye alıyorduk… Cenazenin üzerini örtüyor ve Cumhuriyet Savcısının cenaze üzerindeki görsel / fiziki incelemeleri sonucu, cenazede  varsa oluşan küçük yaralanmaların, arama sırasında olup olmadığını belirttikten sonra, tutulan zabıtlar imzalanıyordu… Sonra, cenazeyi Tekne üzerinde götürüp,  hastane yetkililerine yine Emniyet mensupları nezaretinde teslim ediyorduk...

                                                ***

        …VE SONUÇ:       
           O günün gelişen süreci sonunda, feryat ve acıdan yakınan, ağlayan / çırpınan insanların yakınında,  soğukkanlılıkla bir insanî görevi yerine getirmenin huzuru içerisinde, arama kurtarma çalışmaları sonucu, cenazenin bulunuşundan, hastaneye tesliminden sonra Enstitüye, insanların acılarına ortak olup, üzerinden bir silindir geçmiş gibi dönüş ve de  gün boyu yaşanmışlıkların gece rüyalarını doldurup da sabah uyanınca, silindir ezikliğini üzerinden atamadan “ “bismillah” deyip, Enstitüye günlük görevleri yapmak üzere, hiçbir şey olmamış gibi devam etmek…Böyle bir durum;  10 / 12 yılda, bazen iki üç kez her kaptana denk düşmemiştir. Şükür ki; günümüzde halâ yaşanan bu tür durumları, eğitimli personelleriyle karşılayan resmi cankurtaran kurumlarımız mevcut.

YARIN :   BEYŞEHİR GÖLÜNDE KAYBOLUŞ ÖYKÜSÜ… 

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap