71’Lİ YILLARDA, CURT KOSSWIG, TATLI SU BALIKÇILIĞININ GELECEĞİNİ NASIL GÖRÜYORDU?
Zeki TARHAN – ANKARA
1955’te Eğirdir gölüne Sudak aşılanmış, çok kısa sürede hızlı bir popülasyonla gölün hakimi olan dişli balık / tatlı su Levreği / yırtıcı balık / canavar balık, bütün gölü kaplayarak, gölümüzün 10 tür doğal otçul / herbivor balığını yok etmişti… Göl ekosisteminde ve balık biyolojisinde; eninde sonunda herbivorlar, karnivorlara av olurlardı. Bu olgu; somut bir gerçekti, elle tutulup gözle görülen bir olguydu.
***
…Ve 71’ ortalarında, Alman bilim insanı Ord. Prof. Dr. Curt COSSWIG, şöyle diyecekti; “…tatlı su balıkçılığının istikbalinin, balıkların tam manasıyla ehlileştirilmesine bağlı olduğu muhakkaktır.”
“Bir gölün verimliliğinin artırılmasının, bu su kitlesinin balıklandırılması, yani; tabii olarak bu gölde yaşamayan ve başka yerden getirtilen bir türün, bu suya ilave edilmesi demektir.” diyen KOSSWIG, burada güdülen amacın; göl civarındaki halkın bir kazanç ve aynı zamanda, bir protein menbaının temini olarak görüyordu…
***
…Evet, Curt KOSSWIG bunları söylerken, çok önemli gördüğü bir hususa da dikkat çekmekten geri durmuyordu ve bakın ne diyecekti; “…Bu gibi bir faaliyete geçilecek olursa, fiziksel, kimyasal ve biyolojik durumlardan başka, o çevre halkının psikolojik durumunun da nazarı itibara alınması çok mühimdir.”
…Ve EĞİRDİR GÖLÜ!!! KOSWIG, Türkiye’de ilk balıklandırma tecrübesinin, kendi mesuliyeti altında, 1953 senesinde Eğridir ve Mermere göllerinde yapıldığını, bu göllerin her birisine Almanya’ an ithal edilen birkaç bin tane SUDAK balığı atıldığını söylüyor ve bu muamelenin başlıca sebebini şöyle açıklıyordu; “…Bu iki gölde, Türkiye’ nin bazı başka göllerinde olduğu gibi, meselâ Beyşehir gölünde, yırtıcı bir balık türü hiç yoktu. Böylelikle fazlasıyla üreyen, küçük kalan ve insan için besin olarak kullanılamayan birçok balık türleri imha edilmeyerek, göldeki bitkiler tarafından hazırlanan organik maddelerin büyük bir kısmını sarf ederek, iktisadi ehemmiyete haiz balıkların normal boya erişmelerine mani oluyorlardı. Bundan başka, yırtıcı balıklar bir gölde sıhhiye vazifesini de görürler: Hasta olan ve kaçamayan fertleri tercihan yakalar. Yırtıcı balıklara halk tarafından “CANAVAR” denilir. Bir canavar idama mahkûm edilmeli düşüncesiyle, yırtıcı balıkların bütün sene zarfında avlanmasına müsaade ediliyordu.”
GELECEK YAZI: EĞİRDİR GÖLÜ BALIKLARI…