HER YÖREYE ÇETİN MEYDAN GİBİ BİLİM İNSANLARI LAZIM…
Recep BOZKURT
Eğitimci-Yazar
Her zaman söyler yazarım, “Üniversiteler, Yüksekokullar ülkemizin aydınlanma pınarları olduğu gibi aynı zamanda bulunduğu yörenin sosyal, kültürel ve ekonomik gelişiminin de lokomotifidirler; bilim insanları da bu lokomotifin makinistidirler…
Bunun değeri ve önemini bilenler de bu eğitim kurumlarını yörelerine getirebilmek için her türlü çaba ve özveriye katlanıyorlar; güçlenip yaşamalarına destek oluyorlar; buralardaki yurtsever, çalışkan bilim insanları sayesinde çağdaşlaşma ve uygarlık yolunda alıp başını gidiyorlar…
Süleyman Demirel Üniversitesi, Göller ve Güller Yöresi’nin en büyük üniversitesidir. Uzun süre bu yörede çalıştığım için bu kurumu kuruluşundan bu yana izlerim; zaman zaman ziyarette bulunur, yakından gözlerim…
Eğirdir Meslek Yüksekokulu bu üniversiteye bağlı seçkin bir eğitim kurumu. Çetin Meydan da bu eğitim kurumunda yıllardır yönetici ve eğitici olarak çalışan bir bilim insanı. (Bu okulun nasıl ve ne zaman, hangi şartlarda açıldığını merak edenler “Dün Bugün Yarın EĞİRDİR” adlı kitabımızın 81-82-83 ve 84.sayfalarını okumalarını öneririm)
Ama Çetin Hoca, yalnızca bürosunda oturan, amfilerde ders veren ve sonra da kürsüden inip doğruca evine giden bir kişi değil!..
Yaşadığı yörenin tarihini, coğrafyasını, kültürünü, insanını iyi bilen; her fırsatta buralarını gezen, okuyan, araştıran ve edindiklerini de öğrencileriyle, çevre halkıyla paylaşan bir bilim insanıdır…
Bir bakarsınız Dedegöl zirvelerinde bir dağcı; Eğirdir Turizm Tanıtma ve Doğa Sporları Derneği’nde yönetici; Seyahat Acentesinde tanıtımcı; Turizm İşletmelerinde uygulamacı; Tasarımcı ve Projeci; Konuşmacı; Dinleyici; Yazıcı ve Yayınlayıcı…
Bir bakarsınız Kovada Gölü çevresinde dolaşıp bu Milli Park’ın korunması için durumu yakından gözlüyor; buradan Çandır Yazılı Kanyon’a geçip Epiktetos’un “… ey yolcu; yol hazırlığını yap ve koyul yola; şunu bilerek: Sadece benliğinde özgür olan kişidir özgür insan…” şiirinin evrensel mesajının öğrenilmesi için çalışıyor…
Soğuk bir kış günü de onca kara fırtınaya “bana mısın?..” demeden Sirene Davras’ta “Göller Bölgesi Değerleri Çalıştayı”nın düzenlenmesine koşuyor, sekreteryasını yapıyor; Davras Kayak Merkezi’nin yurtiçi ve yurtdışı spor kulüplerinin kamplarına açılmasını sağlayacak girişimlerde bulunuyor…
Oradan komşu iller Burdur ve Afyon’a geçip burada düzenlenen çalıştaylara katılıp bildiri sunuyor…
Bölgenin tek yer altı şehri olan Askara’nın (Burdur’un Günalan ve Askeriye Köyleri arasında bulunmaktadır) doğal ve tarihi SİT Alanı olarak korunması ve turizme açılmasını sağlayacak çalışmaları sürdürüyor…
Triatlon Federasyonu İl temsilciliği yapıp Eğirdir’de yarışmalar düzenlenmesine ortam hazırlıyor…
“Eğirdir Gölü Ölüyorum Diyor!.. İzin Verecek misiniz?..” sloganıyla kamuoyunun dikkatini bu “Yedi Renkli Göl”e çekmek için her fırsattan yararlanıyor; bu göldeki su tüketimin azaltılması için yöreye uyum sağlayacak ve çok az su ile gelişimini sağlayacak kokulu çiçek türlerinin (Lavanta gibi) köylerde üretiminin yapılabilmesi için örnek alanların açılmasına ve turizme kazandırılmasına yönelik bilgilendirmelerde bulunuyor…
Doğduğu Isparta-İslamköy’ün geleneksel mimarisinin yaşatılması için bilimsel projeler üretiyor…
Ve daha niceleri…
Yazımı, başlıktaki cümleyi tekrar ederek noktalamak istiyorum:
ÜLKEMİZİN HEMEN HER YÖRESİNİN, ÇETİN MEYDAN GİBİ BİLİM İNSANLARINA ÇOK İHTİYACI VAR…