“EĞİRDİR GÖLÜ’NDEN YARARLANANLAR, ELİNİ NİÇİN TAŞIN ALTINA KOYMUYOR?!!!” 

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,“EĞİRDİR GÖLÜ’NDEN YARARLANANLAR,  ELİNİ NİÇİN TAŞIN ALTINA KOYMUYOR?!!!” 
Haberin Tarihi: 21.8.2021 14:28:48 - Okunma Sayısı:4134 defa okundu.

Zeki TARHAN yazdı...

Şu Sorunun Yanıtı Verilmedikçe, Eğirdir Gölü’nü Yaşatamayız!!!

“EĞİRDİR GÖLÜ’NDEN YARARLANANLAR,

ELİNİ NİÇİN TAŞIN ALTINA KOYMUYOR?!!!” 

                                                 Zeki TARHAN – ANKARA

           Başlık altında sunduğumuz sorunun yanıtını irdelemeden önce, Eğirdir Gölü’nün çok fonksiyonlu işlevine bir göz atalım… İçme ve kullanma suyu / Tarımsal sulama / Enerji üretimi / Göl Turizmi / Su Ürünleri / Yüzme / Su Sporları / Tekne gezintileri / Su Kuşları vb.

          Bu fonksiyonlara, başka misyonlar da eklenebilir tabii… Örneğin; yedi renkli imajıyla fotoğrafçılık.

                                                        ***

         Şimdi gelin, sözünü ettiğimiz bu fonksiyonlara, sosyo ekonomik bir bakışla sınıfsal bir analiz yapalım. Su Ürünlerinden başlayalım mesela. Burada; su ürünlerini avlayan emekçi kesim var. Bir de bu ürünleri işleyip, iç ve dış pazara pazarlayan sanayi burjuvazisi. İki sınıfın çıkarları burada birbirini tamamlıyor… Eğirdir Gölü yaşatılamazsa bu iki sınıf, başka yaşam alanlarına transfer olacaklar.

          Eğirdir’in düalist yapısından kaynaklanan ve ikilemden kurtulamayan, sosyo ekonomik ve sosyo kültürel yapının kırılamaması nedeniyle, Eğirdir  halkı yarı köylüdür. En azından yarım dönüm / bir evlek ya da bir dönümlük bağı - bahçesi vardır. Şehirde yarı memurdur, kırsalda çitçi. Küçük burjuvalığı ise ağır basar.

                                                        ***

         Küresel ısınma yada küresel iklim değişikliği / yada kuraklık, Eğirdir Gölü’nün yok oluş sürecini hızlandırdığı yadsınamaz. Bu olguyu yaratan esas etken; Eğirdir Gölü’nün vahşi kapitalist bir anlayışla kullanımı ve de yönetilmesidir.

        Eğirdir Gölü'nün tabanının ekmek ve kurşunla kaplı olması, vahşi kapitalizmin acımasız ve çirkin yüzüdür. Gölün doğal su ürünleri dengesinin bozulmasının arka planında, göle sudak aşılanması yatmaktadır. Kapitalizmin yüksek kâr hırsı, sudağa ekonomik ve ticari değerinin yüksek oluşu algısı, gölün doğal su ürünlerini yok etmiştir.

                                                             ***

           Eğirdir Gölü’nü yok olma sürecine sokan, Göl havzasındaki verimli ovaların toprak yapısını bozup zehirleyen ve bu zehri göle akıtan da yine vahşi kapitalist zihniyetin ta kendisidir. Aynı bahçeyi, hem damla sulama ve hem de vahşi sulamaya açan ve buna göz yuman zihniyet de vahşi kapitalizmin çirkin yüzüdür. Ve vahşi kapitalizmin bu çirkin yüzüyle, Eğirdir Gölü’ne nasıl güler yüzle bakılabilirdi?!!!

                                                              ***

         Gölet aşkı; Eğirdir Gölü’nü yok ediyor ve Gölün yedi kocalı hürmüzden lider konumundaki DSİ ise; Enerjiye verilen suyu ne hikmetse kesemiyordu ve "Vermiyorum” diyemiyordu!!!

                                                              ***

         ISVAK Bilim ve Danışma Kurulu Başkanı değerli bilim insanımız Prof. Dr. Semra KURUCU hocamızın sosyal medyadaki bugünkü paylaşımında, Eğirdir Gölü'nün yaşatılması için dile getirdiği etkinlikler ve öneriler arasında, oldukça önem arz eden ve toplumsal duyarlılık yaratabilecek öğeler vardı. Örneğin; Yelkencilerle gölde buluşma ve gölün durumunu, yelkenlere asılan pankartlarla açıklama.

                                                              ***

         ISVAK, Antalya Şubesi, Dr. Önder YİĞİTBAŞI  başkanlığında kuruluş çalışmalarını yürütüyor… Ekim başlarında açılışı gerçekleşecek… Ve aynı günlerde; ISVAK Eğirdir Limanında EĞİRDİR GÖLÜ ve SULAMA ağırlıklı olarak bir AÇIK OTURUM düzenleyecek.

      …Ve bu “AÇIK OTURUM”la; Eğirdir gölünden yararlananların elini taşın altın koymaları, EĞİRDİR GÖLÜ’nün yaşatılması için irade beyanında bulunmaları beklenmekte…

                           SONUÇ: Eğirdir Gölü’nün çok fonksiyonlu işlevinin sonlandırılması kaçınılmazdır.  

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap