ARDIÇ
Kökü bin yıllara kadar derine giden ardıç, yaşamımız için önemli kutsal bir ağaçtır. Sağlamdır, dayanıklıdır, kokuludur, evlerin direğidir. Biz ardıç ağacına, ardıç ağacı da ardıç kuşuna muhtaç olmuştur. Evlerin vazgeçilmezi sedir gibi ardıç da bizi tamamlar. Bu toprakların süsüdür, neşesidir, korunağıdır. Öyle ki 3300 yıl evvel bu bölgelerden yapılan göçlerle Peleglas’larla Akdeniz’in güneyine (Filiistin), bin yıllar sonra yine Anadolu’ya yöremize gelmiş, Baba Sultan’a komşu olmuş canlılardır. Canlı varlıkların birbirlerine bağlılığını çok iyi özetleyen ardıç ağacı, doğanın vazgeçilmezidir. Sibirya’dan Asya Avrupa Anadolu arasında mekik dokuyan ardıç kuşu bölgenin nefesi, sesi olmuştur.
Nasıl göl bizim vazgeçilmezimiz ise orman da bizim zorunluluğumuzdur. Birbirini bütünler. Ardıçlar bulutlara değmeyince göl göğe ermez. Rahmet olacak, yağmur olacak, göl olacak, orman olacak, biz olacağız.
Eğirdir’den söz ediyoruz. Fıstık gibi gölümüzü koruyacağız. Ardıçları çoğaltıp, çevremizin havasını suyunu değiştirip doğayı besleyeceğiz.
Hepimiz bir fidan, ardıç olalım, el ele verip uzlaşalım. Ardıç kuşu biz olalım, göl ağaçlarına, biz ormana kavuşalım.
- ALİ TAŞ