SU YASASI TASLAĞININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ…
Zeki TARHAN – ANKARA
İKİNCİ BÖLÜM
AKIN / ÖZEL
Cumhurbaşkanı ERDOĞAN; “…Su yönetimindeki yetki çatışmalarını önlemek adına, Meclis’te bir “SU KANUNU” hazırlanmakta olduğunu dile getirirken, “…Biz, su stresi çeken bir ülkeyiz” diyordu…
…Ve bakın, sayın Cumhurbaşkanının suya bakışı ise şöyleydi: ”…Su, bütün canlılar gibi insanlık için de vazgeçilmez bir NİMET’tir. Sadece hayatımız için değil, ekonomik kalkınma ve büyüme için de su ikamesi olmayan unsurlardan biridir. Mevcut kaynakları en verimli şekilde kullanmak, israfı engellemek önem arz ediyor. İklim değişikliği, kuraklık, nüfus gibi sebeplerle su ihtiyacı artıyor. Su kaynakları günden güne azalıyor. Bu daralma beraberinde kuraklığı, yoksulluğu, açlığı getiriyor. EKOLOJİK DENGE bozulmakta, insanlığın gıda güvenliği tehlikeye girmektedir. Vahim tablo; sosyal çalkantılardan, düzensiz göçe, pek çok soruna sebebiyet veriyor…
Artan nüfusla, gıda ve enerji talebiyle, iklim değişikliğinin yıkıcı etkileri gelecekte, daha büyük krizlerin bizi beklediğini gösteriyor. Biz, SU STRESİ çeken bir ülkeyiz. Suyumuzu korumakla vatanımızı korumak arasında, mahiyet itibariyle hiçbir fark yoktur. Tarımsal sulama sistemlerini yenilememiz ve geliştirmemiz gerekiyor.”
***
…Evet, en üst perdeden, devletin tepesinden suya bakış böyle. Su Yasası Taslağı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı / Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanırken, kurumların, Akademik camianın ve sivil toplum kuruluşlarının da görüşleri alınmıştı. Bu yazı dizimizde, onların da katkı ve eleştirel bakış açılarına yer vereceğiz ki, gelecekteki nesillerin bizlere objektif ve tarafsız bakış açılarımıza rasyonel değerlendirmelerine fırsat tanıyabilelim.
***
WWF – Türkiye; üçüncü sektörün (=NGO) çevreci bir kuruluşu. Su Yasası Taslağını, bakın nasıl değerlendiriyordu: “…Tasarı, birçok açıdan yenilikçi unsurlar içermesine rağmen, katılımcılık ve havza ölçeğinde, bütüncül planlama konularında yetersiz.
Tasarıda; suyun kullanılması ve tahsisinin yanı sıra, korunmasına ilişkin düzenlemelerin yer alması çok önemlidir. Çünkü, bugüne kadarki geleneksel hidrolik yaklaşımda, sucul ekosistemlerin korunması göz ardı edilmiş ve bu yaklaşımın olumsuz sonuçları, birçok alanda yaşanmıştır. Havza bazında su yönetimine geçiş de Tasarıdaki önemli konular arasındadır. Ancak, Su yönetiminde katılımcılığın sağlanması, havza ölçeğinde yönetim birimlerinin oluşturulması ve hazırlanacak planlar arasındaki uyum ve bütünlük konularında, eksikler olduğunu düşünüyor, bu eksikliklerin giderilmesini diliyoruz.”
***
DEVAM EDECEK…