BÖLÜM -5
HAYIRLI İKİ İŞ
Camiler ve hamamlar tarihin yaşayan yüzleri…
Biri cami biri hamam… Biri Hacı Abdi Ağa diğeri Dalboyunoğulları’ndan Hacı Ahmed (1) Ağa... İkisi de ağa, zengin…
Anlatılan o dur ki bu iki zat kendilerine her zaman rakiptir. Bunlar zenginlikleriyle yarışır, birbirlerini hep paragöz ve cimrilikle suçlarlarmış.
Günlerden bir gün, şimdiki İplikçi Caminin olduğu yerde, işçiler kazı çalışması yapmaya başlamışlar. Başlarında da Hacı Abdi Ağa… Sormuşlar, “Ağa ne yapıyorsun, bu çalışma niye?” diye. Hacı Abdi Ağa,başını kaldırıp göğsünü ileri dikerek gururla, “Cami yaptırıyorum!..” demiş.
Ağızdan çıkan laf olduğu yerde durur mu? 1560’lı yıllarda Isparta’nın nüfusu ne ki?!.. Bağırsan her yandan duyulur!.. Hacı Abdi Ağa’nın,”Cami yaptırıyorum!” sözü dağ dememiş bayır dememiş uçup doğrudan rakip Hacı Ahmed’in kulağına ulaşmış. Evinde uzun oturup kahvesini keyifle yudumlayan Savlı Hacı Ahmed Ağa, kahveyi bırakmış kalkmış ve aceleden urbalarının ve ayakkabısının yarısını dışarıda giymiş ve doğru Isparta Kaymakkapı’ya varmış. Soluğu burnundan çıkan Hacı Ahmed bakmış ki işçiler ha bire çalışır ve başlarında da Haci Abdi Ağa…
Hacı Ahmed üstünü başını şöyle bir düzeltmiş, kafayı yukarı kaldırmış varmış Hacı Abdi’nin yanına. Hacı Abdi, Hacı Ahmed’i görmüş ama hiç oralı olmamış. Aksine işçilere bir yerine iki, iki yerine üç emir vermeye başlamış.
“Selamünaleyküm Abdi Ağa!”
“Aleykümselam Hacı Ahmed!”
“Ne ola ağa ne iş işlersin böyle?!..
Abdi Ağa, başını yukarı kaldırıp,
“Benim feda edemez dediğiniz paraları cami şerif yaptırarak ahrete, öbür dünyaya götürüyorum. Siz paralarınızı saklayınız da mirasçılarınız yesin de paralarınız heba olsun!” (2)
Bu söz üzerine Hacı Ahmed biraz mahcup biraz düşünceli varmış evine. Sabaha kadar uyuyamamış. “Ulan!..” demiş. “Ağalık, almakla olmaz vermekle olur! Benim Hacı Abdi’den geri kalır yanım ne ola ki!..” demiş.
Rekabette geri kalmak var mı? Sabah er yola düşmüş. O da usta, işçi; kazma, kürek derken Abdi Ağa’nın çalıştığı yere varmış. “Urun ula kazmayı şuraya!...” deyip cami inşaatının karşısınıgöstermiş!..
Dedik ya 1860’larda Isparta’nın nüfusu ne ki?!.. Haber tez zamanda Abdi Ağa’nın kulağına varmış. O da tıpkı Hacı Ahmed Ağa gibi aceleden ayakkabısının yarısını dışarıda giymiş!.. Bakmış ki Hacı Ahmed, kazma kürek çalışıyor.
“Selamünaleyküm Ahmed Ağa!..”
“Aleykümselam Abdi Ağa!..”
“Ne ola ki ne iş işlersin?!..”
“Ağa, Ağa!.. Sen cami yaptırıyorsun ama bu kadar cemaat camiye yıkanmadan abdestsiz mi girecek? Ben de hamam yaptırıyorum! (3)..” demiş.
Bugün Kaymakkapı’da yer alan Abdi Ağa Camisi (İplikçi Cami- Halil Hamit Paşa) (4) ile caminin karşısındaki Dalboyunoğlu Hamamı 1560’lardan kalma 400 yıllık yapılarıyla tarihten günümüze kadar Isparta’nın kültürel değerlerinin en canlısı ve övünç kaynağı olarak karşımızda duruyor. Bu iki tarihi eser yan yana, kucak kucağa asırlardır Ispartalılara hizmet veriyor.
- Isparta Tarihi, Böcüzâde Süleyman Sami,2012,sh. 244. Haz. Hasan Babacan. “Ahmed” şekli, Osmanlıcadan Türkçeye çeviren Hasan Babacan’a aittir.
- Isparta Tarihi’nde Babacan’ın Osmanlıcadan Türkçeye çevirisi şöyle: “Beli, sizin beni feda edemez zannettiğiniz paraları cami-i şerife sarf ile beraber ahrete götürüyorum. Siz paralarınızı epeyce saklayınız da miras-hovarlar meyanında bais-i fitne ve fesat olsun.”
- Isparta Tarihi’nde Babacan’ın Osmanlıcadan Türkçeye çevirisi şöyle: “Ben de bir su getireyim ve bir hamam yaptırayım ki evvela benim asar-ı hayriyeme gelip de abdest almadıkça senin eser-i hayriyene kimse gelemesin.”
- Bu cami değişik adlarla anılmış. Şu anda Halil Hamit Paşa Cami adı ile kullanılan bu adın hemen altında parantez içinde İplikçi Cami yazısı mevcuttur. Isparta İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nde belirtildiğine göre cami 1862’de başlayıp 1869’da bitmiş olup 1782’de Sadrazam Halil Hamit Paşa tarafından tamir edilmiş olduğundan camiye Halil Hamit Paşa Cami de denilmiştir. Dalboyunoğlu Hamamı ise 1689’da başlamış 1693’te bitmiştir.