EKO–BİR RAPORUNUN DERİN ANALİZİ
Zeki TARHAN – ANKARA
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
EKO – BİR’İN ÖNERDİĞİ GÖL YÖNETİM MODELİ, NİÇİN GERÇEKLEŞEMEZ?...
Merkezi Otoritenin Taşra örgütü temsilcileri ile üniversite ve il özel idare temsilcilerinden oluşan komisyonun; gölle ilgili idari eylem ve işlemleriyle, göl havzasında yapılacak her türlü uygulama / izin ve yaptırımlar ve benzeri tasarruflar konusunda vereceği raporun, Isparta valisi tarafından onaylanmasıyla, EKO–BİR tarafından gerçekleştirilmesinin mümkün olamayacağını, öncelikle belirtmekte yarar var.
***
Somut örneklerden hareket edersek; Çevre mevzuatında, Çevre kirliliğine yol açan gerçek ve tüzel kişiler, “kirleten öder” prensibince ilin en büyük mülki amirince cezai müeyyide ile cezalandırılır. Bu hüküm, hiçbir zaman uygulanmamıştır. Gelmiş geçmiş valiler, cesaret edememişlerdir.
DSİ; ne gölet yapımından vazgeçebiliyor, ne de gölü bitiren / kurutan kaçak derin sondaj kuyularını kapatabiliyor!!! EKO – BİR’ in önerdiği yapı hayata geçirilirse, Gölet yapımını engelleyebilecek mi? Kaçak kuyuları kapatabilecek mi? Enerjiye verilen suyu kesebilecek mi?
Merkezi Otoritenin yetkisinde olan, “Eğirdir Gölü Özel hükümleri” nde revizyona gidebilecek mi? Gölde su ürünleri dengesini / etobur – otobur dengesini, ekolojik dengeyi sağlayabilecek mi? Zirai ilaç lobilerinin rezistansını kırabilecek mi? Havza bazında ilaçlamayı (5)’ e çekebilecek mi?
***
İçinde ISVAK’ın da olduğu Isparta heyetinin, Konya KOP yerleşkesinde yaptığı temaslarda, Isparta adına, çok önemli kazanımlar elde edildi… Beyşehir Gölü’nün sürdürülebilirliğinin sağlanması için KOP idaresinin büyük mücadele vermelerine rağmen, Göletler ve kaçak derin sondaj kuyularını önleme konusunda, karşı dirençleri kırmakta yetersiz kaldıkları gerçeği ile karşılaştık…
***
İster bürokratik oligarşi deyin, ister otokratik yönetim anlayışı deyin, Merkezi otoritenin yetkilerini yerele aktarmada cömert davranacağını düşünmemek gerekir. Çünkü; bürokrasinin genlerinde; “ siyasi erke karşı, bir vazgeçilmezlik duygusu” vardır.
***
EKOLOJİK TARIMI, UNUTUN…
AKIN gazetesinde; “ISPARTA’DA EKOLOJİK TARIM PROJESİ, NEDEN HAYATA GEÇİRİLEMEDİ?!!!” / EKOLOJİK TARIM, ISPARTA’DA MÜMKÜN MÜ?” konulu 18 bölümlük bir yazı dizisi kaleme almış ve yayınlamıştık… Bu konuda da, sanırım kamuoyu oluşmuş durumda.
6 Ağustos 1999 tarihi, Isparta’da EKOLOJİK TARIM için bir milattı. 6 Ağustos akşamı, İzmir Mavi Deniz Gıda A.Ş’nin sponsorluğunda, çok görkemli, çok katılımlı bir panel düzenlenmişti Eğirdir’ in Kale önü Meydanında. Meydan, tıklım tıklım yani; mebaleb doluydu!!! Ve bu panel; EKOLOJİK TARIM konusundaki çalışmaların da başlangıcı olacak, hatta Isparta Ekolojik Tarımda önemli bir MERKEZ haline gelecekti…
Ekolojik Tarım için ön koşullar vardı: Kuzey yamacı dağlar ile çevrili bir arazi / Kimyevi ilaç ve gübre ile kirlenmemiş bir toprak yapısı. Raporların analiz sonuçlarına göre; olağan durumlarda, organik tarıma geçişte topraktaki kimyasal ilaçların atılması için (3) yıl geçmesi gerekirken, Isparta’ya 2000 yılında organik tarım izni verilmesi düşündürücüydü.
***
Mart / 2000 başında, Akpınar köyünde düzenlenen; “EKOLOJİK TARIM VE TURİZM” konulu bir toplantı yapılıyor, AKPINAR köyünün coğrafi yapısının göz önüne alınarak, buranın “EKOLOJİK TARIM”a ve Turizme elverişli hale getirilmesi için, çalışmalara başlanıldığı anımsatılıyordu…
İlerleyen süreçlerde, ERKEN UYARI CİHAZLARI alınarak Tarım İl Müdürlüğü’ nün gösterdiği yerlere monte edilmesi sağlanıyordu…
***
Hacettepe Üniversitesinin; Eğirdir Gölü’nün kirlilikten kurtarılması için, “Tarımda ilaçlı mücadelenin yasaklanması” önerisi kabul görmüyor ve “uygulanabilirliği olmayan bir karar” olarak değerlendirilirken, kurulan komisyon ile “AKSİYON PLANI” hazırlanması için, TÜBİTAK Marmara Enstitüsü ile işbirliğine gidiliyordu…
***
- Beş yıllık kalkınma planı ( 1996 – 2000 ) ve 1997 yılı yatırım programında, Çevre Bakanlığının bir projesi vardı: “İÇMESUYU KAYNAĞI OLARAK EĞİRDİR GÖLÜ’NÜN KORUNMASI PROJESİ”
…Ve TÜBİTAK’ ın çalışmasının sonucunu bekleyecektik…
***
Eğirdir Gölü havzasının evsel atıklarının arıtımına yönelik master planı hazırlanması çalışmaları ve “GÖL SU KALİTESİNİN İZLENMESİ” bağlamında, Göl çevresindeki (81) yerleşim biriminin (45)’inde “DÜŞÜK MALİYETLİ ARITMA SİSTEMİ”, (18)’ inde “İLERİ ARITMA SİSTEMİ”, (16)’ sın da ise “İKİ KADEMELİ DAMLATMALI FİLTRE ve TOPRAĞA SIZDIRMA YÖNTEMLİ ARITMA SİSTEMİ” nin yapılabileceği belirtilirken, TÜBİTAK tarafından sürdürülen çalışmaların, 6 ay daha devam etmesine, 2001 yılı haziran ayında yayınlanacak rapor çerçevesinde çalışmaların sürdürülmesine karar veriliyordu…
***
Isparta Tarım İl müdürlüğü; ilk planda kiraz, vişne, kayısı ve elmada EKOLOJİK TARIM’a geçileceğini duyururken, Şubat / 2001’ de Tarım bakanı başkanlığındaki Ankara’ da yapılan İl Müdürleri toplantısında; “Ekolojik Tarıma önem verilmesi ile tüm illerde Ekolojik Tarıma geçilmesi kararı” çıkar.
***
SONUÇ :
İlk olarak, Eğirdir’ in Yukarı Gökdere köyünde EKOLOJİK ELMA tarımı yapılmaya çalışılır. Eşi Alman olan çiftçimiz, eşiyle birlikte yürüttüğü bu tarım şeklinin sürdürülebilirliğini sağlayamadığı için, bırakmak zorunda kalır. Sevinçbey Ovasında da kimi hemşerilerimizin denediği Ekolojik Tarım uygulaması sonuçsuz kalmıştır.
Eğirdir Gölü’nün bir zamanlar kurtuluşu olarak görülen ve “TOPRAK, İNSAN ELELE EKOLOJİK TARIM İLE” mottosuyla, 99’ un ikinci yarısı ve 2000’ li yılların başlarında bir heyecan yaratan “ISPARTA’ DA EKOLOJİK TARIM PROJESİ” ne yazık ki hayata
geçirilememiştir.
Üç bölüm halinde yayınladığımız “EKO- BİR RAPORUNUN DERİN ANALİZİ” başlıklı yazı dizimiz, burada sona eriyor.
Hoşça kalın değerli okuyucularımız ve sosyal medya takipçilerimiz.
------ 0 -----
SON