ANILARDA ISPARTA
BÖLÜM - 2
ISPARTA’NIN AĞAÇLARI- ANIT AĞAÇLAR
Ağaçlar insanın kopyası…
Isparta’nın dört bir tarafı orman. Özellikle Isparta Antalya yolu genç-yaşlı çam ormanları ile kaplı.
Eğirdir Yukarı Gökdere köyünden başlayıp ve Sütçüleri de içine alarak Akdeniz’e doğru uzanan vadi ve yalçın tepeler meşe, çam ve kasnak ağaçları ile doludur. Yukarı Gökdere “Kasnak Ormanı Tabiat Parkı” olarak tescillenmiş durumda. Ne güzel, orman koruma altında… Yeniler pek bilmez ama petrolden yapılan fıçı bidonlar yokken tahta fıçılar vardı. İşte bu tahta fıçıların ana maddesi meşe ağacıdır. Meşe ağaçlarını tahta haline getirip esnek hale geldikten sonra kalın çemberle çevirirseniz fıçı meydana gelir. Meşe ağacı aynı zamanda çok sert bir ağaçtır ve suyu da yedi mi iyice şişer ve dışarıya sızıntı vermez.
Tüfek icat oldu mertlik bozuldu ya petrol ürünleri çoğalınca fıçılar da yerini plastik bidonlara terk etti. Olsun, hiç olmazsa meşe ağaçları kurtuldu sayılır… Yöre halkı burayı gözü gibi koruyor. Memnuniyet verici... Bir de kimseyi ormana sokmuyorlar!.. Çünkü yol, iz bilmezseniz kaybolursunuz. Bu yüzden muhtara haber vererek bir rehber eşliğinde ormana girebilirsiniz. Doğrusu da bu…
Tota Ormanı neresi? Bilen yok!.. Çünkü orman yok. Eskiler biliyor. Yaşlılardan dinledim ki Sorkuncak sırtlarından başlayıp Dedegöl Dağlarına varıncaya kadarki alan Tota Ormanı imiş. Hatta eskiler bu ormanda Tota Kaplanı varlığından söz ederler. İşte o orman şimdi yok… Dedegöl Ormanı ise duruyor. Her yıl Dedegöl dağ şenlikleri yapılıyor.
Isparta’nın bitki örtüsü çam ve makiden başka ardıç ağaçlarıyla da zengindir. Sütçüler’e veya Höyük üzerinden Konya’ya giderken dağ yamaçlarının hep ardıç ağaçlarıyla süslendiğini görürsünüz. Ayrıca Çay, Senirkent, Barla üzerinden Eğirdir’e yol alırsanız göl yamaçları boyunca ardıç ağaçları siz selam verir!..
Ardıç ağaçları koruma altındadır; bilindiği gibi kolay yetişmiyor. Ardıç ağaçlarının istikbali ardıç kuşuna bağlı. Nasıl?.. Şöyle, ardıç tohumunun kabuğu çok sert. Toprakta çözülmüyor. Ancak ardıç kuşları ardıç tohumlarını yedikten sonra bu tohumlar kuşun kursağında yumuşuyor. Yumuşayan tohumlar dışkı ile dışarı atılıyor. Toprakla buluşan kabuğu yumuşamış tohumlar çimlenmeye başlıyor. Böylesi bir doğal denge şaşırtıcı. Bu demektir ki ardıç kuşu yoksa ardıç ağacı da yok!..
Fakat Eğirdir Orman ve Meyve Fidanlığı Müdürlüğü ardıç kuşuna rakip... Evet, Müdürlük, araştırmalarıyla ardıç kuşunun yaptığını yaptı ve tohumdan ardıç ağacı yetiştirmeyi başardı. Tebrikler…
Timur ne yaptı? Eğirdir’in katran ağaçlarından sallar yapıp Yeşilada’ya askerlerini gönderdi. 1402 Ankara Meydan Savaşında Yıldırım Bayezit’i yenen Timur, alınmaz kale diye nam salan üç tarafı göl ile çevrili Eğirdir kalesini almak için Eğirdir’e geldi. Kale zapt etti; halk Yeşilada’ya kaçtı. Kayığı olmayan Timur, Eğirdir’in yamaçlarını kaplayan katran ağaçlarından sal yapıp Yeşilada’ya vardı. Halk, Timur’a biat edince katledilmekten kurtuldu. Eğirdir, Timur’u görmüş(1).
Katran ağacını merak edenler 1301 tarihinde yapılan Eğirdir Hızırbey camisine gelip 42 adet sütünün katran ağacından olduğunu görecekler. Yedi yüz yıldır katran ağaçları camiye direk olmuş, nöbet tutuyor!...
Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi iyi bir iş yaptı. Isparta iline bağlı asırlık ağaçları tespit edip tescilledi. Etiketledi ve onlara kimlik kazandırdı.
Eğirdir çarşı merkezinde, girişteki Atatürk heykelinin karşısında bir çınar ağacı var. Eğirdirliler bu ağaca Kanlı Kavak diyorlar. Meşhur… En az üç yüz yıllık. Çınarın 12 Ekim 1920 tarihi ile yakın bir ilişkisi var. Eğirdir’de de, Anadolu’nun her yerinde olduğu gibi Kuvay-i Milliye hareketine karşı çıkanlar olmuş. Şikâyet üzerine Ankara, Demirci Mehmet Efe’yi Eğirdir’e göndermiş. Efe, kendine göre ölçmüş biçmiş ve Eğirdirli üç kişinin idamına karar vermiş. Bu kişiler sözünü ettiğimiz çınar ağacında asılmış(2).
Yine Eğirdir Yeşilada’da bulunan ve içi bayağı boşalmış ama hâlâ yaşayan Emniyet Çınarı da incelemelere göre en az üç yüz yıllık. Dinlediğim büyükler böyle söylüyor. Şahitli…
Barla’da Said-i Nursi’nin kaldığı evin dibindeki çınar da tarihe tanıklık eden çınarlardan. Said-i Nursi’nin oturduğu evin balkonu çınar ağacı ile kucak kucağa. Hatta Said-i Nursi eve doğru uzanan dallara bir oturmalık yaptırmış ve sabah akşam burada oturup Eğirdir Gölü’nü seyredermiş. Sundurma hâlâ duruyor. Ev müze haline getirilip korunduğu gibi sundurmalık da korunuyor. Bu çınarın da üç yüzyıllık olduğu kasabalılar tarafından söyleniyor.
Isparta Ayazmana kestaneleri de çok meşhur. SDÜ akademisyenlerindeni Musa Genç’in tespitini yapıp TUBİTAK’a gönderdiği yazısında iki metre çapında ve iki yüz otuz yaşında kestane ağacından söz ediyor.
Ayrıca Isparta merkezde 800 yıllık çınar: Doğu Çınarı. İki metre çaplı. 3,14 pi sayısı. Çarpıver çevresi çıkar: 6 metre. Beş kişiyi kucaklar. Görülmeye değer. Nerede? Çayboyu’nda. Dallarda yeni filizler. Yaşayan ağaç, ölümsüz…
Güneykent bu yarışın dışında değil. Bura belediye başkanlığı yapmış Fahrettin Gözgün(3) bir ardıç ağacının beş yüz yaşında olduğunda ısrarlı.
İnsan ömrü az. Fakat ağaç ömrü uzun. İnsanlar ağaçlara dokunmasalar, dünya ağaçtan geçilmeyecek!.. Ağaç çok insan az olsun! Bu, bir dilek! Çünkü ağaçların kimseye zararı yok!..
- Isparta Tarihi, Böcüzâde Süleyman Sami, sh. 95. Hazırlayan Hasan Babacan 2012, Isparta İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
- Eğirdir Ansiklopedisi, 2005, Nuri Güngör, sh.62
Ulusal Kurtuluş Savaşında Eğirdir,2007, Recep Bozkurt, sh.101
- Fahrettin Gözgün, petrol mühendisi, 2004’ten 2016’ya kadar yerel seçimlerde Güneykent Belediye Başkanı seçildi. Üç dönem ardı ardına belediye başkanlığı yaptı. Ağustos 2020 itibariyle Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’in kültür ve sosyal işlerinden sorumlu başkan yardımcılığını yürütüyor.