Bakın, Tarhan Ne Diyor?
EĞİRDİR BELEDİYE BAŞKANINA SESLENİŞ!!!
Zeki TARHAN – ANKARA
Türkiye 2023 Turizm Strateji Belgesinde Isparta ve Göller Bölgesi, EKO TURİZM BÖLGESİ olarak belirlenmişti. Eko turizmi yada Ekolojik turizmi iyi anlayabilmemiz için, 1992 Rio Dünya Çevre zirvesi ile, 2002 yılında Kanada’nın Quebec kentinde yapılan “Dünya Eko turizm Zirvesi”nde, tüm ülkelerin benimsediği ortak bir tanım saptanmıştı.
Buna göre EKO TURİZM; “Yeryüzünün doğal kaynaklarının sürdürülebilirliğini güvence altına alan, yerel halkların ekonomik kalkınmasına destek olurken, sosyal ve kültürel bütünlüklerini koruyup gözeten bir yaklaşım yada tavır” olarak benimsedi.
***
92’ Rio Deklarasyonu ile birlikte, bütün dünyada çevre duyarlılığı ve de çevre bilinci gelişmeye başlamış, yeni kavramlar beyinlerimize nakşedilmişti. Örneğin; Sürdürülebilir kalkınma / Dengeli kalkınma gibi. Öyle bir süreç başlamıştı ki; yatırım projelerinde çevre boyutu yoksa, o projeye finans kaynağı sağlanmıyordu.
DEMİREL, Rio Deklarasyonuna Türkiye adına imza atan liderdi. Ve 92’den itibaren DEMİREL’in çevreciliği konuşuluyordu…
***
Antalya, Dünya Turizm Merkeziydi. Isparta ise, Antalya’nın ARKA BAHÇESİ. Ve turizm bağlamında da; EKO TURİZM bölgesinde. Isparta’nın kent kimliği tartışılırken; Üniversite şehri mi, Turizm şehri mi, Tarım şehri mi, Kültür şehri mi, yoksa bir sanayi şehri mi Isparta? diye sorgulanıyordu…
…Evet, Isparta’nın bugüne dek, tam anlamıyla kent kimliği saptanamamış ise de, bir üniversite şehri olduğu yadsınamazdı.
Bu yazımızda; Isparta’nın Üniversite şehri olmasının yanında, bir turizm şehri potansiyelinin de olduğunu kabul etmek zorundayız. Ama bizim bugün gördüğümüz manzara, ne yazık ki bu potansiyelin yok oluş sürecine doğru evrildiği gerçeğidir.
***
Daha Alanya’da, EV PANSİYONCULUĞU başlamamış iken, Eğirdir’in YEŞİLADA’sında, Kaptan Alaaddin tek başına, Eğirdir’i Dünya Turizmine açıyordu… Kaptanı taşlayan Ada halkının, O’na bir özür borcu vardı ama, o borç sağlığında da, ahirete göçtüğünde de ödenmemişti.
…Ve Kaptan’ı taşlayan Ada halkı, sonraları; “ALTIN YUMURTLAYAN TAVUK” olarak görmeye başladıkları EV PANSİYONCULUĞU’na sarıldılar…
***
Eko turizm bölgesindeydik ama, yerel halkın ve Eko turistin istekleri doğrultusunda bir planlama yapamamıştık. Ekolojik dengeyi bozmadan, doğayla uyumlu hedefleri, bir türlü belirleyemedik. Eğirdir’e gelen turistleri, yaka paça neredeyse sürükleyerek, konaklama tesislerine götürmeye kalktık. Kumsalımızda ve kıyılarımızda üstsüz güneşlenen eko turistleri göz hapsinde tuttuk.
***
“Bağlara yayılacağız, Turizme sarılacağız” özdeyişini dilimize pelesenk etmiştik ama, ne yazık ki saçılmıştık… Ülkemizin / Balkanların / Ortadoğu’nun gözde hastanesi tarihe karışmıştı ve sağlık turizmimizi kaybetmiştik. Gölle Dağ arasına sıkışmıştık!!! Dağ Ekosistemimizi, Mermer Ocaklarıyla yok ettik!!! Gözbebeğimiz olan Gölümüzün Ekolojik Dengesini bozarak yok olma sürecine soktuk, su ürünleri dengesini altüst ettik!!!
Şimdi; ne Göl Turizminden söz edebiliyoruz ve ne de Dağ Turizminden. Kongre Turizmini ise; MAVİ GÖLÜ satışa çıkarmakla ruhuna Fatiha okumaktayız!!! Bu yazıyı kaleme almamdaki asıl amacım da MAVİ GÖL’dü.
***
Başarılı bir “SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM” uygulaması; “kâr maksimizasyonu” yerine, “optimizasyon” üzerinde bir denge kurmayı hedef edinmeliydi. MAVİ GÖL’ den ise ne gibi dersler çıkarmalıydık?...
AKIN gazetemizin dijital arşivi tarandığında görülecektir ki; Eğirdir Belediyesi ile Üniversitemiz arasında bir cebelleşme yaşanır… Üniversitemiz MAVİ GÖL Uygulama Oteli üzerinden, Eğirdir Belediye Başkanlığınca adeta düşmanlaştırılır… Eğirdir’de neredeyse bir tek Üniversite bırakılmama noktasına gelinir… Yaşananlar, zaman tünelinde kalmıştır ama, bir kâbustu / karabasandı bu!!!
***
18 Mayıs 2018’de ISUBÜ kurulur. SDÜ bünyesinden ikinci bir Üniversite doğmuştur artık. Eğirdir Meslek Yüksek Okulu ise ISUBÜ’ye geçmiştir. Yüksek Okulun Turizm eğitimi gören öğrencileri için MAVİ GÖL; bir uygulama, öğrencilerin teoriyi pratiğe aktardıkları bir alandı.
2018’in sonlarında ise; MAVİ GÖL kapatılır… Personeli de Üniversitemizin DAVRAS kayak Merkezindeki Konaklama Tesisine aktarılır…
***
Üç yıla yakın bir süre, MAVİ GÖL atıl bir kapasite olarak kalır. Davras Konaklama Tesisi ise, Isparta valiliğinin kullanımına devredilmiştir. Eğirdir Kaymakamlığının işlettiği Barla Oteli de kapatılmıştır.
…Evet, bütün bu gelişmeler olurken, olan Turizmimize oluyordu!!! Atıl kapasite zarar demekti!!! Ve bugünlere gelindi. AKIN gazetesinde, Eğirdir Belediye Başkanlığının resmi ilanı göze çarpar: MAVİ GÖL OTELİ SATIŞ İLANI!!!
***
Geri sayım başlamıştır!!! 19 Nisan; Eğirdir’in gözyaşları olacaktır!!! Ve Kaptan Alaaddin’in kemikleri o gün sızlayacaktır!!!
İŞTE SON SÖZ: Eğirdir Belediye Başkanlığı, MAVİ GÖL’ün satışından elde edeceği geliri, EĞİRDİR GÖLÜ için harcamalıdır!!! Ve işte harcama kalemleri:
- Öncelikle İLERİ ARITMA TESİSİ yapımı (=Biyolojik ve Kimyasal Arıtma )
- Göl Havzasındaki Kırsal yerleşim birimlerimizde “İlaç Hazırlama Evleri” olmayanlara, bunların yapımı için kaynak transferi.
- Yine Göl havzasında; “Hangi bitki deseni ile birim alandan ve birim SU’ dan en yüksek gelir getiren bitkiler” çalışması için yapılacak bilimsel projeye kaynak transferi.
SONUÇ:
Bu yazı; Eğirdir’in 19 Nisanda akıtacağı gözyaşlarını silmesi için, TARHAN’ın uzattığı bir mendil olabilirse ne alâ…
Isparta’nın TURİZM’i neden beceremediğini, ilerleyen günlerde irdeleriz sanırım… Hoşça kalın…
----- 0 ----