GÖLÜMÜZÜN SU ÜRÜNLERİ DENGESİ, NEDEN BOZULDU?!!!
EĞİRDİR SU ÜRÜNLERİ YÜKSEK OKULUNUN KURUCU MÜDÜRÜ / SU ÜRÜNLERİ FAKÜLTEMİZİN İLK DEKANI PROF.DR. METİN TİMUR’LA TELE RÖPORTAJ:
Zeki TARHAN – ANKARA
SEKİZİNCİ BÖLÜM
ANKARA’DA YAPILAN TARTIŞMALI TOPLANTI
VE KEREVİT HASTALIĞINA KONAN TEŞHİS
Ankara’ya geçmeden önce, Eğirdir ayağında Kerevitlerdeki hastalıkla ilgili klinik, mikrobiyolojik ve histopatolojik bulgular ne idi, bir ona bakalım…
Hastalığın kerevitlerde, yüksek mortaliteye neden olduğu Çivril ve Eğirdir Göllerinden 1985 yılında, Tarım Bakanlığı il Müdürlüğü elemanlarınca, Eğirdir Su Ürünleri Yüksek Okulu Hastalıklar Laboratuarına getirilen hasta kerevitlerin klinik muayenesinde; bazı kerevitlerin göğüs ve karapaks bölgesindeki kitin kabuklarında (=gövdenin sert tabakası), kirli kırmızı veya koyu pas renkli lezyonlar ve abdomen segmentlerinde (=karın bölümlerinde) ve eklemli yürüme bacaklarında, anal bölgede ve üropodlarda (=kabuklarda arka uzantı), kitin kabukta koyu renkli nekrotik lezyonların (=ölmüş doku hasarı), erimelerin olduğu ve erimeler yanı sıra, özellikle göğüs bölgesindeki kitin kabukta deliklerin bulunduğu gözlenmiştir. Bazı kerevitlerde kıskaçların koptuğu yada bir iki nekrotik bacağın, koyu siyah renkte olduğu veya tamamen koptuğu ve kitin kabuk lezyonlarının altındaki kasların da nekrotik (=ölü doku, çürümüş) olduğu tespit edilmiştir.
***
…Evet tarih, 1986’nın 20 Kasımıdır… Ankara’da, Tarım Bakanlığının Veteriner İşleri Genel Müdürlüğünde, tartışmalı bir toplantı yapılır…Toplantıya, Bakanlığın bu toplantı için davet ettiği İsveç’li FAO Uzmanı Dr. Frederich FURST, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa ARDA ile Eğirdir Su Ürünleri Fakültesinden Dekan Prof. Dr. Metin TİMUR ve eşi Prof. Dr. Gülşen TİMUR katılır. Tabii toplantıda Bakanlık temsilcileri de vardır.
***
Prof. Dr. Gülşen TİMUR; Eğirdir Gölündeki kerevitlerde görülen bu hastalığın bir tür mantar hastalığı olduğunu ve buna kendisinin “KEREVİT VEBASI” olarak teşhis koyduğunu, diğer bir tanımlamayla “PLAK” hastalığı olduğunu, bilimsel kanıtlarıyla; klinik, mikrobiyolojik ve histopatolojik bulgularla ispatlar… Tabii bu arada görsel olarak; Eğirdir Gölü kerevitlerinden çok sayıda kasalarla hastalıklı kerevitler getirilmiştir… Tartışmalar, heyecan verici ve de ateşlidir… Gülşen hoca ise; koyduğu teşhisten çok emindir.
Bir de, Prof. Dr. Selçuk SEÇER’in, Eğirdir Gölündeki kerevitlerde görülen hastalığın; “Protozoan parazitten kaynaklanan, Karaleke gibi HAPPİG hastalığı olduğu tezi de gündeme gelmiş, ama bu tez bu tartışmalı toplantıda çürütülmüştü.
***
…Evet, gelin hep birlikte, su ürünleri tarihine, Ekoloji tarihine, Limnoloji tarihine altın harflerle ismini yazdıran Eğirdir’ li bilim kadınımızı / bilim insanımızı alkışlayalım…
DEVAM EDECEK…
BİZİ İZLEMEYE DEVAM EDİN…