GÖLÜMÜZÜN SU ÜRÜNLERİ DENGESİ, NEDEN BOZULDU?!!!
EĞİRDİR SU ÜRÜNLERİ YÜKSEK OKULUNUN KURUCU MÜDÜRÜ / SU ÜRÜNLERİ FAKÜLTEMİZİN İLK DEKANI PROF.DR. METİN TİMUR’ LA TELE RÖPORTAJ:
Zeki TARHAN – ANKARA
YEDİNCİ BÖLÜM
KEREVİTTE BİLMEDİKLERİMİZ!!!
Küçük Gülşen, lise öğrenciliği sırasında tanışır KEREVİT’le. Dayısı Veteriner Hekim Aziz ALALOĞLU, Eğirdir gölünden yeni avlanmış kerevitleri eve getirir. Bu ev, anneannenin evidir (=Alaloğlu Evi ). Kerevitler canlıdır ve küçük Gülşen, zıplayan Kerevitleri görünce korkar… Veteriner hekim Aziz, kaynayan suyun içine kerevitleri atar, haşlanmış kerevitleri ayıklayarak yer…
Çocuk Gülşen’in, kerevitle tanışması ilk kez böyle başlar…Lise öğrenimini tamamlamıştır artık. Üniversite çağına gelir Gülşen. Zekidir zeki olmasına ama, kimi rol model alacağını da pek düşünmemiştir. Ama son tahlilde karar vermekte pek de zorlanmaz. Lise sıralarında ilk kez tanıştığı KEREVİT, bilinçaltında iz bırakmış olmalı ki, üniversite tahsilini Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesinde yapmaya karar verir…
***
Gülşen, soyadı gibi YAMAN bir Veteriner hekim olmuştur. Babası İbrahim YAMAN, ÖZAL döneminin Isparta milletvekilidir. ÖZAL, Eğirdir'e geldiğinde, kale meydanında toplanan halka şöyle hitap ediyordu: “Hepiniz YAMAN’sınız. Adınızı biz değiştirdik” diyordu. Aslında; İbrahim YAMAN’ın soyadını telâffuz ederek, iyi bir seçim yaptıklarını ima ediyordu…
***
Kerevitten korkan o küçük kız, bürokrasideki hizmetinden sonra, Akademik camiaya adım atmıştır artık… Profesörlüğe kadar yükselir. Eşi Prof. Dr. Metin TİMUR’la birlikte, Eğirdir Su Ürünleri Yüksek Okulu ve Fakültede toplam 11 yıl görev yaptıktan sonra, İstanbul Üniversite Su Ürünleri Fakültesine transfer olurlar.
***
Kerevitte görülen hastalık, 1982’de Yunanistan’a sıçrar. 1984 sonbaharında Türkiye’ye ulaşır… Ve ilk olarak, Denizli Çivril gölünden Eğirdir gölüne sıçrar… Daha sonra, 1985’te Eğirdir gölü ve diğer göllere uzanır… Tarım Bakanlığı, Kerevit ihracatını durdurur… Çivril balıkçıları, işsiz kalır… Av araç – gereçlerini çok düşük bedellerle Eğirdir’ deki balıkçılar satın alır… Hem av araç-gereçleri, hem su kuşları hastalığı Çivril’ den Eğirdir Gölüne taşırlar…
1986’ dan 1990 yılına kadar, Türkiye’ de Kerevit avcılığı yasaklanır…Ve 1991 yılından sonra, iyileşme görülen popülasyonların, periyodik olarak avcılığa açılması ile artan Kerevit üretimi, 2005 yılında 2317 ton olarak gerçekleşir.
***
YARIN : ANKARA’DA YAPILAN VE ÜÇ SAATİ AŞAN
TARTIŞMALI TOPLANTIDAN SONRA, HASTALIĞIN TEŞHİSİ NASIL KONDU?