GÖLÜMÜZÜN SU ÜRÜNLERİ DENGESİ, NEDEN BOZULDU?!!!
EĞİRDİR SU ÜRÜNLERİ YÜKSEK OKULUNUN KURUCU MÜDÜRÜ / SU ÜRÜNLERİ FAKÜLTEMİZİN İLK DEKANI PROF.DR. METİN TİMUR’LA TELE RÖPORTAJ:
Zeki TARHAN – ANKARA
İKİNCİ BÖLÜM
TARHAN – Metin hocam, göl havzasındaki çiftçilerimiz ve elma üreticilerimiz, maalesef bir sezonda 20 -25 kez ilaçlama yapıyor… O kadar uyarı ve duyuruya rağmen, “eken uyarı sistemi” ıskalanıyor… Pestisit zehirlenmesinden balık ölümleri de yaşanıyor… Bu konuda ne diyeceksiniz?
TİMUR - Elmaya bir sezonda en fazla dört kez ilaçlama yapılmalıdır. Meteorolojiden 2 – 3 kez teyit alınarak, yağmur olmadığı dönemde ilaçlama yapılmalıdır.
TARHAN – Rüyalarını Türkçe gören Alman Bilim adamı Ord. Prof. Dr. Curt KOSSWIG ve Dr. Numann’ ın, 1955’li yıllarda Eğirdir Gölü’ne aşıladıkları ve Eğirdir halkının; Dişli balık / Yamyam balık diye adlandırdığı Tatlı Su Levreği, diğer adıyla SUDAK balığı, bildiğiniz gibi, göl havzasındaki 81 yerleşim biriminde yaşayan halkın protein kaynağı idi. 13 tür doğal balığımızı bu yamyam balık, çok hızlı bir popülâsyonla bütün gölü kapladı ve tüm yerel doğal türlerin neslini tüketti. Sonunda da,yavrularını yiyerek kendi neslini tüketti!!! Curt KOSSWIG, yanlış mı yaptı sizce? Veya, başka bir anlatımla; Curt KOSSWİG, gölümüzün katili mi?
TİMUR – Curt KOSSWIG, doğru bir iş yaptı… Gölün yerel / doğal balıklarının ekonomik değeri yoktu, iç tüketim sınırlı ve dış satımı da yoktu o balıkların. Sudak ise; ekonomik değeri yanında proteince zengin, beyaz etiyle kılçıksız ve albenili bir balıktı. Döviz kazandıran bir su ürünüydü Sudak. Avcılar da çok para kazandılar SUDAK’tan. Zengin oldular…
TARHAN – Otçul balıkların yok edilmesiyle birlikte, gölün ekolojik dengesi bozuldu, buna paralel olarak SU ÜRÜNLERİ DENGESİ de bozuldu. Nerede yanlış yaptık acaba?...Denge, niçin sağlanamadı?!!!
TİMUR – Su ürünlerinde; ETOBUR / OTOBUR dengesi yani; BİYOLOJİK DENGE’nin mutlaka sağlanması gerekir. Gölde, hızlı sudak popülasyonuyla, 1980’li yıllarda hakim balık olan etçil SUDAK balığının makul düzeye getirilirse sıkıntı çekilmezdi. Sivrisinekle mücadelede bile, doğada ilaç kullanılmıyor, erkek sivrisinekler, laboratuar ortamında kısırlaştırılıyor!!! Danimarka, bunu çok güzel yapıyor…
TARHAN – Çok önemli şey anlatıyorsunuz sevgili hocam. Buradan SUDAK’ a gelirsek, sivrisinek örneğinden mi hareket edeceğiz?
TİMUR – “POPÜLASYON DİNAMİĞİ” çalışılarak, göldeki balık nüfusu saptanır… Burada, Ağ göz açıklığı da önemli tabii. Popülasyon Dinamiği çalışması ile etçil balık, yani; Sudak, normale ininceye kadar bu çalışma sürdürülür… Ve böylece etobur / otobur dengesi sağlanır, hakim balığın dominantlığı da ortadan kalkmış olur. Erkek sivrisinek kısırlaştırılıyor da, erkek SUDAK niçin kısırlaştırılmasın?!!!
DEVAM EDECEK…
BİZİ İZLEMEYE DEVAM…