BATI CEPHESİ’NİN CAN DAMARLARI VE EĞİRDİR…
Recep Bozkurt
Eğitimci Yazar
Dünyanın en güçlü devletlerine ve iç düşmanlara karşı dört yılı aşkın süren (19 Mayıs 1919-24 Temmuz 1923 tarihleri arasında 4 yıl iki ay beş gün) Milli Mücadelemizin son aşamasının yaşandığı BATI CEPHESİ ve düşmana son darbeyi vurup yurttan attığımız BÜYÜK TAARRUZ’un can damarları GÜLLER VE GÖLLER YÖRESİ’nde ve bu büyük emperyal mücadelenin “Askeri Coğrafyası”nın merkezi de Eğirdir Garı ve Eğirdir Gölü oldu.
Nasıl mı,özlü bir biçimde anlatayım?..
İngilizlerin sınırsız desteği ile Ankara üzerine yürüyen Yunanlılar; Sakarya boylarında 22 gün 22 gece aralıksız süren çok kanlı savaşlar sonunda milletimizin kalbi olan Ankara’ya 50 km. kala duruldu ve sonrasında da Sakarya’nın Batısına atıldı.Şimdi sıra bu kanlı çakal sürüsünün tümünün bu cennet vatan topraklarından atılmasına gelmişti.
15 Ekim 1921 tarihinden itibaren en ince ayrıntısına kadar hazırlanan bütün planlar bu amaca yönelik yapıldı.
Kuzey-Güney yönünde ve İznik-Çivril doğrultusunda 400 km.ye yakın bir hat üzerinde yerleşen ve burasını asla terk etmemek üzerine berkitmelere başlayan düşmanların en güçlü olduğu alanlarını tespit eden Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ve Genelkurmay Başkanlığı önce Büyük Taarruz’un çekirdeği olan “SAD Taarruz Planı”nın uygulanabilmesi için ki bu planın uygulama alanları olarak bizim yöremize en yakın olan Sandıklı-Şuhut-Emirdağ dolayları seçilmişti.
Bu yöreye yerleştirilecek olan 200 bin asker ve bunların kullanacağı 35 bin hayvanın her türlü ihtiyacı, mühimmatı-barınması ve bunların nakli için “CAN DAMARI” olarak dört anayol tespit edildi: “Akşehir-Eğirdir Menzili”, “Antalya-Eğirdir Menzili” , “Eğirdir-Şuhut Menzili” ile “Eğirdir- Çivril Menzili”.(Bu dört menzili birbirine bağlamada Eğirdir Gölü de “suyolu” olarak kullanılacaktı)
Bütün hazırlıklar buna göre yapılıyor, bu yoların ulaşıma hazır hale getirebilmek için yöre halkı elle-kazmayla Sultan Dağları’nın, Karakuş Dağları’nın zirvelerindeki patikalarda yollar açıyor, köprüler kuruluyor; taşıma işinde kullanılacak halk araçları ve deve, at, katır,merkep toplanıyordu. Ama bir yandan da yörenin çetin kış şartları bu hazırlıkları güçleştirip engelliyordu.
Tüm bunlara rağmen hiç duraksanmadı.Yöre halkı, canları, kanları, malları pahasına büyük bir yurt aşkı ile kadın,erkek, yaşlı çocuk demeden bu toprakları VATAN yapmak mücadelesine atıldı.
Genelkurmay Başkanlığı, Eğirdir’de “Deniz Komutanlığı” oluşturuldu. “Eğirdir Bahriye Müfrezesi” kuruldu. Bu birlik, bu yöredeki tüm taşıma ve ulaşım işlerini yönetecekti.
Büyük Taarruz için gerekli olan ve yurtdışından binbir güçlükle temin edilerek Antalya’ya getirilen askeri mühimmatı ile Anadolu içlerinden getirilen her türlü askeri mühimmat ve yiyecek malzemesi Eğirdir’e taşımaya başlandı. Bunun için Eğirdir Garı çevresinde depolar, sığınaklar oluşturuluyordu.
Tam o yıllarda Eğirdir Gölü’nde taşıma ve ulaşım imtiyaz hakkını elinde bulunduran Fransız Şirketi’nin “Deniz Ulaşım Araçları”na el konuldu. Eğirdir Gölü’ndeki bütün kayıkçılar-balıkçılar vatan İmdadına çağrıldı.
Eğirdir Gölü, cepheye gidişte tam bir “SUYOLU” oldu. Altınkum’da(Eğirdir), Höyük’te(Gelendost) ve Aşağıkaşıkara’da(Yalvaç) 1200 m.ye yakın iskeleler kuruldu.
Güller ve Göller Yöresi halkı karıncalar, arılar gibi gece gündüz çalışmaya başladı.(*)
Herkes, 26 Ağustos 1922’de başlayacak olan BÜYÜK TAARRUZ’a odaklandı. Nefesler tutuldu.
Karşımızdaki düşman çok güçlüydü ve emperyal devletler tarafından her bakımdan destekleniyordu.
Varsın desteklesinler!...
Eğer bir aksilik olur ise, Büyük Taarruz hazırlıkları sırasında üst komutanlarca üzerinde aylarca tartışılan “Kat’i Savunma Planı”nı uygulanacak, “İmtidat-ı Savunma Hattı”na (**) çekilecektik.(Türk İstiklal Harbi’ne “K Savunma Hattı” olarak geçen bu alanı sonuna kadar savunacaktık)
“K Savunma Hattı” olarak kabul edilen “EMİRDAĞ-HOYRAN HATTI”ndaki İki demiryolu: Akşehir-Afyon ve Eğirdir-Dinar, İki dağ:Sultan Dağları ile Karakuş Dağları, İki Göl: Akşehir ve Eğirdir Gölleri ordumuzun dayanak noktaları olacaktı.
Kanlı çizmeleriyle cennet yurdumuzu işgale kalkışanlara hesap sorma vakti gelmişti…
Önce, 30 Ağustos günü Dumlupınar’da düşman yerle yeksan edildi. Geri kalan silah artıkları da 14 gün içinde Ege’nin mavi sularına döküldü.
Bu topraklar bizlere sonsuza kadar VATAN oldu…
Ama bu kutsal iş asla kolay olmadı ve daha çoook yapılacak iş vardı…
Çünkü bu uzun süren savaş yıllarında yurdumuz yakılıp yıkılmış, gelir kaynaklarına el konulmuş, milletimiz yoksul ve yorgun düşmüştü.
Şimdi, yaralarımızın sarılmasına, yoksulluğun ve cehaletin ortadan kaldırılmasına sıra gelmişti.
İşte bu durumu çok yakından bilen Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK yurt gezilerine çıktı. 6 Mart 1930 günü Eğirdir ve Isparta’yı ziyaret eti.
İki temel amacı vardı: Birisi, yörenin yurtsever, kahraman, fedakâr halkına teşekkür etmek, sorunlarını yerinde tespit etmek, bunlara çözüm ve çareler bulmak. ikincisi: Yapıldığından bu yana (1912) bölgemizi ekonomik, sosyal ve kültürel bakımdan derinden etkileyen Eğirdir-İzmir Demiryolu Hattı’nı İngilizlerden geri alarak Isparta’ya ve Burdur’a bağlamak. Çünkü; yıllardır, Ispartalılar Kuleönü’ne, Burdurlular da Baladız’a kadar yayan yapıldak gidip geliyorlardı..
Büyük Önder, sözünde durdu. Önce, Osmanlı Devleti döneminde kullanma hakkının İngilizlere verildiği bu demiryolu hattını -bütün direnmelerine rağmen - 1933 yılında, satın alınarak devletleştirildi. Hemen, Bozanönü’nden Isparta’ya ve Baladız’dan(Gümüşgün) Burdur’a demiryolu yapılması çalışmalarına başlandı.
1936 yılında, bu iki güzel ilimiz de o zamanlar hayati derecede önemli olan bu ulaşım aracına kavuşmuş oldu.
Sevgili Eğirdirliler 06 Mart 2021 Cumartesi günü Atamızın Eğirdir’e gelişinin 91. yılını coşkuyla kutlayacaklar.
Bu vesileyle düzenlenen törenlerde, dünyanın en haklı ve en onurlu Kurtuluş Savaşı’nı kazanarak bu gül kokan toprakları bizlere sonsuza değin VATAN yapanları başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere saygı, minnet ve şükranla anacaklar.
Ne güzel…
(*)- Bu konularda ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler İlk baskısı Eğirdir Belediyesi,ikinci baskısı İzzet Tığlı Ailesi tarafından yapılan “Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda EĞİRDİR” adlı kitabımızı okuyabilirler.
(**)- Uzun süre savunulmaya göre seçilen ve hazırlanan alanlar.