Dr. Mehmet Gürdal: “Eğirdir Gölü Baraj Gölü” Değildir
-Özel Haber
Türkiye’nin önemli tatlı su kaynaklarından biri olan Eğirdir Gölü’nde su çekilmeleri her geçen yıl daha da artıyor. Eğirdir Gölü son 3 yılda 1 metre 55 santim azaldı.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr. Mehmet Gürdal, gölün derinliğinin 22 metreden 6-7 metreye kadar düştüğünü belirterek, “Eğirdir Gölü kırmızı alarm vermektedir. Devletimiz acilen önlem alması gerekmektedir” dedi.
Hem Adnan Menderes Üniversitesi hem de Muğla Üniversitesinde görev yapan Eğirdir’li Turizmci Akademisyen Dr. Mehmet Gürdal, Eğirdir Gölü’nün çekilmesi ile ilgili bilgiler verirken, “Eğirdir Gölü baraj gölü değildir. Eğirdir Gölü Göller Bölgesinin akciğeridir” dedi.
Eğirdir Gölü’nün çekilmesi ile ilgili bilgi veren ve gerekli önlemlerin bir an önce alınması gerektiğini ifade eden Dr. Mehmet Gürdal şunları ifade etti: “Eğirdir Gölü’nün bu hüzünlü durumu bizleri gerçekten çok üzmektedir. Özellikle çevre dostları, doğa dostları için çok güzel gazetelere yazı yazdım ancak bir sonuç alamadım. Sizlere Eğirdir gölünün durumunu kısaca rakamsal olarak arz etmek istiyorum. Gölümüz topoğrafik bakımı itibariyle 479 km2’yi kaplamaktadır. Gölümüzün su seviyesi o dönem için 4 milyar metreküp idi. Bugün ise alanı 479 km2 alandan 250 km2’ye düştü. Ve su miktarı da 4 milyar metreküp’ten 3,5 metreküp’e düşmüş bulunmaktadır. Ayrıca normal olarak 22 metre olan derinlik bugün 6-7 metreye kadar düşmüş bulunmaktadır. Bu göl Göller Bölgesinin akciğeridir. Niye akciğeridir: Türkiye’de içilebilir su kaynağı olan nitelikte bir Eğirdir Gölü var, bir de Beyşehir Gölü var. Bu gölü kaybettiğimiz zaman Eğirdir’in hem turizm bakımından, hem sosyo -ekonomik bakımından büyük bir gelir kaybına uğrayacağını düşünüyorum” dedi.
“Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Eğirdir Gölü bir baraj gölü değildir. Eğirdir Gölü doğanın bizlere bahşetmiş olduğu bir doğa harikasıdır.” sözleriyle Eğirdir Gölü’nün önemine dikkat çeken Mehmet Gürdal, “Isparta ve gölün kuzeyinde yer alan ilçeler özellikle içme suyunu Eğirdir Gölü’nden almaktadırlar. Dolayısıyla her il ve ilçe kendi mücadele alanlarıyla bu suyu temin etmek zorundadırlar. Ayrıca elma bahçelerinin sulanmasında vahşi sulama dediğimiz salma sulama ile yapılmaktadır. Biliyoruz ki tatlı su kaynaklarının yüzde 75’i tarım alanlarında kullanılmaktadır. Onun için bu çevredeki tarım alanlarının salma suyu yerine damla sulama sistemine geçmeleri zorunludur. Ayrıca Kovada Gölü var. Eğirdir’e 25 kilometre uzaklıkta olan Kovada Gölü de Eğirdir Gölünden beslenmektedir. Ayrıca 2 adet Hidroelektrik (HES) santrali çalıştırılarak ülkemize elektrik sağlanmaktadır. Bu bakımdan da Eğirdir Gölü çok önemlidir. Bizler gerekli raporlarımızı hazırladık. Tarım ve Orman Bakanlığına ve DSİ’ye sunacağız. İnşallah gölümüz eski haline gelecek” diye konuştu.
Eğirdir’in sadece coğrafi doğa güzellikleri değil, aynı zamanda bir kültür kenti olduğunu vurgulayan Gürdal, Hıristiyan hacı adayları mübadeleden önceki yıllarda 1924 yılından önce Kudüs’e giderken Eğirdir Gölü üzerindeki Yeşilada’da bulunan Ayastefanos Kilisesinde ayin yaparlar ve buradan yaptıkları dualar sonrası Kudüs’e kadar giderlerdi. Burada Hıristiyanlar ile Türkler kardeşçe yaşamışlar, birbirleriyle kız alışverişinde bulunmuşlardır. Dolayısıyla Hıristiyanlar 1924 yılında yapılan mübadele sonucu buradan ağlayarak Selanik ve Yunanistan’ın değişik bölgelerine gitmişler, oradaki Türkler de Anadolu’nun değişik yerlerine gelmişlerdir. O bakımdan Eğirdir sadece doğa kenti değil, aynı zamanda kültür kentidir. Eğirdir’in korunması, özellikle Eğirdir Gölü’nün korunması hayati önem taşımaktadır” diye konuştu.
Emel Turan Kartal / AKIN